Nilgün KARATAŞ
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 26, 2007 00:00
Uluslararası piyasalarda yaşanan son gelişmeler için "Bu bir kriz değil, skandal" diyen Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, yabancı merkez bankalarının tutumunu beğenmezken "Yaşanan olaylar bizim Merkez Bankası’nı teyit etti" dedi. "Hariçten gazel okumak kolay" diyen Özince, faiz indirimini istemekle birlikte piyasanın buna hazır olmadığını dile getirdi.
TÜRKİYE’nin de yansımalarından etkilendiği uluslararası son gelişmeleri "Kriz değil bir skandal" olarak değerlendiren Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, yaşanan gelişmelerin Türkiye Merkez Bankası’nın tutucu (muhafazakar) tavrını doğruladığını vurguladı. Bir süredir uluslararası piyasalarda yaşanan olaylar tam anlamıyla incelendiğinde, bu çalkantıyı başlatan ülkeler açısından skandalların ortaya çıkacağını söyleyen Ersin Özince, sorunun finansal riskleri iyi idare etmemekten, aşırı risk iştahıyla hareket etmekten kaynaklandığı belirtti. Para ve sermaye piyasaları için bütün dünyada kabul gören kurallar gerektiğini vurgulayan Özince, "Kuralsızlık işte böyle etkiler yaratıyor. Hem o ülkelerin insanları servet kaybına uğruyor hem de etki dalgalarını alan ülkeler" diye konuştu.
DÜNYA BANKASI VE IMF’NİN GÖREVİ: Sağlık, siyaset gibi pek çok alanda dünyada ortak kurallar bulunduğunu hatırlatan Özince, şöyle konuştu: "Artık bunu finansal piyasalarda da görmek lazım. Dünya Bankası, IMF ve benzer kuruluşların tek görevi ülke kamu maliyeleriyle ilgilenmek değil, sadece sıkıntıdaki ülkelere servis vermek değil. Gelişmiş ülkelerdeki hatalar nedeniyle gelişen ülkelere kadar dalga etkisi yapan olumsuzları ortadan kaldırmak için de kurallar ortaya koymak lazım. Türkiye gibi ülkelerden nasıl gelişmiş yüksek standartlara uymaları bekleniyor. Türkiye gibi ülkeler de kendi dışındaki gelişmiş ülkelerden kendi sorunlarını azaltmalarını, dalgalanmalara karşı önlem almalarını istemeliler."
MÜHİM OLAN YANGINI ENGELLEMEK: Dünya merkez bankalarının bu süreci iyi yönettiğini söylemenin mümkün olmadığını dile getiren Özince, "Bir orman yangını çıktı, onlar da yangının rüzgarın etkisiyle büyümesini engellemek için elden gelen çabayı kullanıyorlar. İyi mi söndürdüler, kötü mü söndürdüler bunu tam tayin etmek mümkün değil. Mühim olan yangınların çıkmasını engellemek, onların esas görevi o" diye konuştu. Türkiye açısından ise "Yaşanan olaylar bizim Merkez Bankası’nın tavrını adeta teyid etti" diyen Özince, "Merkez Bankası’nın tutucu tavrı bu şekilde doğrulanmış oldu. Bilinçli ya da bilinçsiz uyguladığı politikanın yerinde olduğu ortaya çıktı" yorumu yaptı.
’FAİZİ DÜŞÜR’ DEMEKLE OLMAZ: "Faizlerin indirilmesi konusuna çok inananlardan biriyim. Ama piyasa buna hazır mı derseniz de o kanaatte değilim" diyen Özince, "Merkez Bankası faizi indirirse siz de kredi faizlerini indirir misiniz" sorusuna "hayır" yanıtını verdi. Özince, sözlerine şöyle devam etti: "Hariçten gazel okumak kolay. Merkez Bankası mutlaka bizden daha fazla bilgiyle hareket ediyor. Bizim yapacağımız şu, kendi işimizi iyi yapacağız, Merkez Bankamıza ve ekonomi yönetimimize de güveneceğiz. İstikrara birey ve kurum olarak katkıda bulunacağız ki, Türkiye’nin kredibilitesi yükselsin, bu reel faiz yükünü hep beraber sırtımızdan indirelim. Biz her Allahın günü her şeyden korkup, devamlı geleceğimizden endişe ifade ederken Merkez Bankası’na dönüp ’faizi düşür’ dersek olmaz."
TL biraz değerlense bile kurda korkulacak durum yokBU döneme yabancı ortağın artırdığı özgüven ve likite bolluğu ile giren Türk bankaları açısından korkulacak bir durum olmadığını vurgulayan Ersin Özince, döviz kuruna ilişkin ise "korkulacak bir durum görmüyorum" dedi. Özince, TL bir miktar değerlense bile kurda Türkiye’yi olumsuz etkileyecek bir kur yükselişi beklemediğini vurguladı. Özince, TL’nin bir miktar değer yitirmesinin özellikle ihraç ürünlerinin rekabet gücüne olumlu katkı sağlayabilir görüşüne katıldığını aktaran Özince, "Türkiye’de finans sektörü sağlam. Kur yüzde 10-15 oynadı diye reel sektörün de yurtdışındaki döviz borcundan dolayı alt üst olacağını düşünmüyorum" dedi. Yine de "Kur riskini taşıyabilecek olanlar almalı" uyarısında bulunan Özince, "Geçmişteki dövizzedeleri unutmayalım. Kur gelişmesinin çok fazla olmayacağını düşünsem de hiç bir zaman sade vatandaşımıza dövizle borçlanmayı, döviz riski almayı tavsiye etmiyorum" dedi.
Dalga sırasında para arayan yabancıya 1.5 milyar dolar verdik
TÜRKİYE’nin yaşanan dalgalanmadan korunmasının en önemli nedenini "kendi kıyısını derinleştirmek" olarak özetleyen Ersin Özince, Türk bankalarının borç alan konumundan borç verir konuma geldiğine dikkat çekti. Global dalgalanma sonrası yaşanan bu gelişmeyi şöyle aktardı: "Her zaman para satan bazı uluslararası muhabirlerimizin kısa vadeli fon arayışlarını gördük. Bazıları kendi ihtiyacı için, bazıları da bizden alıp başkasına satmak için para arıyor olabilir. Biz genellikle borç alırdık, borç verir duruma geldik. İş Bankası daima çok likit olmaya özen gösterir. Biz de bu dönemde yaklaşık 1.5 milyar dolarlık bir likiditeyi uluslararası piyasalara plase ettik. "
Uluslararası büyük banka olamadık, yakın coğrafyada fırsat arıyoruz
İŞ Bankası’nın son 7 yılda 9 kat büyüdüğüne ve özvarlık açısından dünyanın en büyük 100’ü arasına giren tek Türk şirketi olduğuna dikkat çeken Ersin Özince, "Türkiye’nin en büyük aktifli bankası olduk ama halen özellikle uluslararası anlamda çok büyük bir banka olamadık. Yunanistan’da dahi, bizim boyutumuzdan büyük bankalar var" dedi. Bu açıdan daha yapacak çok işleri bulunduğunu söyleyen Özince, "Önceliğimiz elbette Türkiye. Ama tabii ki fırsatları sürekli araştırıyoruz. Yakın coğrafyada, Türki Cumhuriyetlerde, güneydoğu komşularımızda şartların olgunlaşmasını izliyoruz. Şu anda Türkiye’deki işlerimizin önüne geçecek bir durum yok. Türkiye’nin önüne koymayız ama yurtdışındaki fırsatlara sırtımızı da dönmeyiz" dedi.
Hedefleri revize etmedikERSİN Özince, dünyada hálá Türkiye’yi de etkileyebilecek ciddi değişiklikler olduğunu, 2007’nin 2006 kadar büyüme sağlanamayacak bir yıl olarak şekillendiğini söylemekle birlikte, olumlu beklentiler dile getirdi. Şu anada kadar hedeflerde herhangi bir revizyona ihtiyaç duymadıklarını söyleyen Özince, şöyle konuştu: "Kabinenin kurulması, cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlanması ve yeni siyasi ve ekonomik politikanın somutlaşmasıyla Türkiye yeniden olumlu bir ivme kazancak. Siyasi ve ekonomik açıdan yıl sonuna kadar büyük bir sürpriz olmayacağını, Türkiye’nin giderek istikrar kazanacağını, olumlu yönde gelişeceğini düşünüyorum."
2007 yılı hızımızı kestiBU yıl yaşananlardan İş Bankası olarak etkilendiklerini söyleyen Ersin Özince, şu değerlendirmeyi yaptı: "Geçmiş dönemlerde izlediğimiz agresif politikaları 2007 yılının ilk 3 ayından itibaren biraz yavaşlattık.
Seçim takviminin öne alınması, seçimle birlikte siyasi ve ekonomik bazı endişeler ve belirsizliklerin ortaya çıkması burada etken oldu. Nitekim Haziran bilançomuz kárlı ve başarılı olmakla beraber hızın azaldığını gösteriyor. Hatta bazı rakiplerimize nazaran bu ilk 6 aylık dönemde biraz yavaş hareket ettik. Ne olur ne olmaz diye likiditemizi biraz daha yüksek tuttuk."
Bankacılık havailik kaldırmıyor bakın hedge fonlarda yaşananlara
TÜRK bankacılık sektörüne yabancı girişinin beklenenden daha hızlı oluşuyla birlikte 83’üncü yılına 500 milyon dolarlık bir yeniden yapılanma programıyla giren Türkiye İş Bankası’nın Genel Müdürü Ersin Özince, daha etkin bir banka olmayı hedeflerken, "ciddi ve muhafazakar bir banka" olmaktan taviz vermeyeceklerini söyledi. "Bankacılık havailik veya aşırılık kaldırmıyor, bakın hedge fonlarda yaşananlara" diyen Özince, şunları söyledi: "Kendimizi değiştirmeye çalışıyoruz, ’Türkiye’nin bankasıyız’ diyoruz, tamam da bunu her bir bireye hissettirmek istiyoruz. Ama çizgimizde de bir değişiklik olmayacak. Örneğin, sektöre sokakta kredi kartı dağıtıldığı eleştirisi oldu, İş Bankası’nı bulamazsınız bunun içinde. Bizim müşterimiz sokakta kredi kartı almak istese bizim bankamız sokağa çıkmaz. Bankacı halka yakın olmalı ama avukatınızın, doktorunuzun ve bankacınızın işini mi iyi yapmasını istersiniz, yoksa çok hoş sohbet olmasını mı? Yapanı eleştiriyor değiliz ama toplumun bilgi ve kültür seviyesinin çok aşırısına giderek de bu işi sulandırmaktan çekiniz."
Konutun temelini sağlam atalım, balon patlamasın
MEVCUT koşullarda konut kredilerinde faizde düşüş beklemenin "boşuna" olduğunu söyleyen Ersin Özince, "Konutta problem faiz değil, konut fiyatlarının son yıllarda aşırı artması. Bu durumda orta gelir grubunun kira öder gibi ev sahibi olma şansı zaten yok. Konut finansmanı, konut fiyatının makul geliştiği, enflasyonun, faizin sağlıklı geliştiği bir piyasada sağlıklı işler. Burada temelin sağlam atılması çok önemli. Konut fiyatları yükselir balon gibi şişer, sonra da aniden patlarsa, işte yurtdışında yaşanan krizlere benzer konut finansman krizleri önümüzdeki yıllarda bizde de yaşanır."