Güncelleme Tarihi:
Referans gazetesinden Elif Batu imzalı habere göre, Son üç yıldır global likidite ve risk alma iştahından en fazla payı alan Türkiye'de piyasalar kritik bir sürece girdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin Genelkurmay Başkanlığı'nın yayınladığı muhtıra niteliğindeki bildiri ile birlikte siyasi bir krize dönüşmesi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) yüzde 70'ni elinde bulunduran yabancıları yol ayrımına getirdi. Tek parti iktidarı olması ve Avrupa Birliği (AB) süreci etkisiyle AK Parti döneminde Türkiye'ye 34.5 milyar dolarlık bir portföy yatırımı yapan yabancıların tavrı önce piyasaların yönünü, buna bağlı olarak da reel sektörün kaderini belirleyecek.
 TEK KURTULUŞ ERKEN SEÇİM
Anayasa Mahkemesi'ne taşınan Köşk seçimi ve genel seçim tartışmaları, Türkiye tarihine yabancı olan uluslararası fonları da iki ayrı senaryo ile baş başa bıraktı. İyimser senaryoya göre, AK Parti Köşk seçiminde geri adım atarak, erken bir genel seçim ilan edecek ya da Anayasa Mahkemesi "Bu Meclis cumhurbaşkanını seçemez" kararı alacak. Bu durumda "askeri darbe" tehdini başından savan piyasalarda yaşanan sarsıntı, global likiditenin yönünde değişim olmaması halinde birkaç günle sınırlı kalacak. Yani bu hafta öncelikle Anayasa Mahmekesi'nin kararını bekleyecek olan yabancılar, çok yüklü pozisyonlar taşımaları nedeniyle temkinli hareket edecek. Krizde bir büyümenin görülmemesi ve tansiyonun düşmesi durumunda, piyasaların dalgalanmasının ardından normalleşme yaşanabilir.Ancak, bunun tersi senaryolar ise Türkiye'yi "kabus" olarak nitelendirilebilecek bir sürece sokabilir. AK Parti'nin erken seçime gitmeden cumhurbaşkanını seçmekte ısrar etmesi, yabancıların 4 yıldır hiç hesaba katmadıkları ve hatta alışık dahi olmadıkları siyasi krizi had safhaya çıkarabilir. Bu durumda yabancı yatırımcılar pozisyonlarını mümkün olduğu kadar azaltıp, krizin boyutuna göre zararı da göze alarak Türkiye'den çıkabilirler.
 YERLİ DÖVİZ SATABİLİRGeçen yılın ikinci yarısından bu yana İMKB'de 1.7, bono piyasasında ise 13.7 milyar dolarlık yeni pozisyon açan yabancının Türkiye'den çıkışının çok da kolay olmadığı vurgulanıyor. Zararı göze alarak satmaları durumunda bile alıcı bulunamaması halinde, yerli yatırımcıların olmadığı borsada uzun süre satış baskılı hacimsiz düşüşler yaşanabilir.
Yerli yatırmcı cephesinde ise durum daha farklı. 2000 yılında borsada büyük darbe yiyen yerli yatırımcının İMKB'de sınırlı pozisyonu bulunuyor. Bu nedenle de borsada panik satışlar olsa da yerli oyuncu için maliyet daha düşük olacak. Zira yerli yatırımcı geçen yılki dalgadan bu yana döviz pozisyonu alıyor. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin riski, yabancıdan daha iyi öngören yerli yatırımcılar, geçen hazirandan bu yana yaklaşık 19.5 milyar dolarlık döviz alarak döviz hesapları 84 milyar dolara kadar çektiler. Dolayısıyla dolardaki çıkış uzun süredir döviz satmayan yerliler için satış fırsatı olabilir.
 REEL SEKTÖR ZARAR GÖRÜRYabancı yatırımcıların Türkiye'nin tarihini bilmediklerini ve yaşananları ilk etapta anormal bir durum olarak değerlendirebileceklerini kaydeden EFG İstanbul Araştırma Direktörü Hüseyin Kelezoğlu, "Bu nedenle borsa ilk etapta yüzde 3-5 geriler, faiz yüzde 20'yi test eder, dolarda da yüzde 2-3'lük bir artış olur. Ama sonra tekrar yatışır" diye konuştu.
Birkaç gün sürecek bu dalgalanmanın derin bir krize yol açmayacağını belirten Kelezoğlu, AB ile müzakere yürüten bir ülkede askeri darbe ihtimalinin de düşük görüldüğünü söyledi. Kelezoğlu, "Ama karşılıklı açıklamalar ortamı daha da gerecek biçimde devam ederse o zaman gerçek bir kriz yaşanır ve bu kez reel sektör zarar görür" uyarısında bulundu.
 FAÄ°ZDE MARJ DÜŞÜKGaranti Bankası Ekonomik AraÅŸtırmalar Müdürü Ali Ä°hsan Gelberi'ye göre de piyasaların haftaya kötü baÅŸlayacağı kesin. Dalgalanmayı büyümeden durduracak tek geliÅŸmenin AK Parti Hükümeti'nin ısrarından vazgeçerek, erken seçim kararı alması olduÄŸunu kaydeden Gelberi, "Faiz zaten yüksek ve dolayısıyla yukarıda çok marj yok. Dolar da yerlilerin elindeki yüklü stok nedeniyle sınırlı yükselir. Ama borsanın sarsıntısı çok daha fazla olacaktır ilk etapta" dedi. Piyasalar açısından en kötü senaryonun Anaya Mahkemesi'nin CHP'nin iptal kararını reddetmesi olacağını kaydeden Gelberi, "Çünkü Türk halka askeri sever ama darbe istemez. Ama bu gerilim sürerse de sonu darbeye gider" diye konuÅŸtuÂ