Güncelleme Tarihi:
Kabataş Setüstü'nde, boğaz manzarası salon salomanje, ama nohut oda bakla sofa bir daire. Köpek tutkunu Orhan Topçuoğlu girmiş aklına. Önce Rambo ruhlu bir Doberman ile denemişler şanslarını. Hatalı deneme hayal kırıklığıyla sonuçlanmış.
Sonra Ayşegül Aldinç'in, çocukluk yıllarından beri besleyip büyüttüğü kedi sevdası baskın çıkmış. Ali-Sedef Otyam çiftinin iki kedisine talip olduğunda, Orhan Topçuoğlu'nun, ‘‘Vallahi üçünüz evde oturursunuz' diretmesi zaman içinde, Ayşegül Aldinç'e, ‘‘Şimdi kafasında gezdiyor kedileri’’ dedirtecek kadar değişime uğramış.
Onlar doğursun
Ayşegül Aldinç'in çocukluk yıllarındaki kedi tutkusu önüne hep engel olarak çıkan annesinin de artık bir kedisi var. Ama biraz hırçın. Sevilmekten hazetmiyor. Tırnakları inanılmaz keskin. Aldinç onu Freddy'nin kabusuna benzetiyor. Annesiyle kedisi arasında, sado-mazo bir ilişki olduğu inancında.
Pisicik ile Kızkedi, kısırlaştırma operasyonuyla tanışmamışlar. Yalnız, Kızkedi 8 aylıkken kızışınca sıkıntı yaşanmış. Pisicik her anı değerlendirmeye kalkınca veterinerin yolunu tutmuşlar. Bir iğne sorunu çözmüş. Kızkedi sakinleşmiş. Hala kendine gelememiş. Ayşegül Aldinç, bebek umutlarını bahara endekslemiş. Kedilerini kısırlaştırmayı pek düşünmüyor. Konuya, 'Ben doğurmadım onlar doğursun' diyerek nokta koyuyor.
Düşme hikayesi
Sonra, Kızkedi'nin camdan düşüşüne paragraf açıyoruz. Bir yaz günü salonda yatarken sokaktan gelen canhıraş kedi sesini, ardından 'Bak sokak kedileri nasıl bağırıyorlar' diye Kızkedi ve Pisicik'e sohbet edişini anlatıyor. Sonra kapı çalınıyor. Bir komşunun elinde Kızkedi görünüyor. Dudağı kanamış. Gözleri korkuyla açılmış. 4'ncü kattan düşen Kızkedi, ilk günler otururken öne arkaya sallanıyor. Biraz buğulu bakıyor. Sonra toparlıyor kendini. O günden beri cama çıkmamaları için elinden gelen özeni gösteriyor. Yeni taşınacağı evin 13. katta olduğunu hatırladıkca yüreği ağzına geliyor. 'Önlem almam gerek' diyor.
Söz yeni eve dayanınca açılınca, taşınınca köpek alma planlarını da açıyor Ayşegül Aldinç. Leyla Alaton'un Labrador yavrularından birini alma düşünü Orhan Topçuoğlu ile paylaşıyor. Soruyorum, Clinton'dan özenmemişler. Üstelik onların Labrador'u siyah olacakmış.
Ya kediler? Ayşegül Aldinç henüz Psicik ile Kızkedi'yi bu planın bir yerine oturtmamış. Labrador'un eve gelişiyle başlayacak sorunları, 'Bunlar çok uysal kedi. Belki uyum sağlarlar' ümidiyle göğüslemeye çalışıyor. Sonra, 'Hiç olmazsa bir kere deneriz' diyor.
Aldinç, ‘ikisi de çok uysal’ diyor
Ayşegül Aldinç'in Siyamları 1,5 yaşında. Erkeğin adı Pisicik. Dişininki Kızkedi. Adlarını söylerken,
'Çok yaratıcı değil mi' deyip kahkahasını tutamıyor. Seramik eğitimi gören Aldinç, ikisi de birbirinden uysal olan kedilerini kil hamuruna benzetiyor. ‘‘Yoğuruyorum, yoğuruyorum. Nasıl bırakırsam öyle kalıyorlar.
Bu güne kadar bir kez bile tırmalamadılar.’’
KEDİ ÖYKÜLERİ
Mugsy mezardan döndü
Son zamanlarda iki ayrı olayda, köpekler gömüldükleri mezarlardan çıkıp geldiler.
1990 Ekim'inde bir gün öğleden sonra, Maryland'ın Severna Parkı'nda, Mugsy adlı dört yaşındaki teriye, sahibi Viola Tiszl'in evinin önünde oynarken bir arabanın altında kaldı. Viola evde değildi o sırada, ama erkek arkadaşı Glenn Mahoney, beş yaşındaki kızı Megan ile üç yaşındaki oğlu Kevin'e gözkulak olmak için oradaydı. Maloney fren sesini duyunca pencereye koştu ve bir aramanın Mugsy'ye çarptığını gördü. Çocuklara evden çıkmamalarını söyledi, köpeğin hâlâ yaşayıp yaşamadığına bakmak için dışarı fırladı.
Sonradan gazetecilere ‘‘Mugsy'yi yerden kaldırdım. Kollarımda öldü’’ diyecekti.
Maloney arka bahçede bir metre derinliğinde bir çukur kazıp köpeği oraya gömdü. ‘‘İnsan bir köpeğin ölüp ölmediğini anlamaz mı hiç?’’ diyor. ‘‘mugsy ölmüştü. Soluk almıyordu. Kalbi de atmıyordu.’’
O akşam işten dönünce, Tiszl, Maloney'le birlikte çocukları da yanlarına alıp mezarın başına gitti. Megan dua etti. Ertesi gün oraya tahta bir haç koymayı kararlaştırdılar.
O gece, sabaha karşı 5.30'da Mugsy gömüldükten on dört saat sonra Tiszl'le Maloney, arka kapının tırmalanışıyla uyandılar. Maloney, ‘‘Kapıya gidince gözlerime inanamadım’’ diyor. ‘‘Mugsy karşımdaydı, kuyruğunu saatte 150 kilometre hızla sallıyordu.’’
Mugsy toz toprak içindeydi, gözleri kan çanağına dönmüştü.
Ama sapasağlamdı.
Tiszl, ‘‘Gözlerini açtığında kendini yeraltında bir deliğin içinde buldu’’ diyor, ‘‘Toprağa kaza kaza oradan çıktı. Bunun kendi mezarı olduğunun farkında bile değildi.’’
EĞİTMEN GÖZÜYLE
Köpeğiniz kimseyi ısırmasın
Isıran bir köpeğe istemeyenlerin dikkat etmeleri gerene püf noktaları var. Öncelikle aldığınız yavru, annesinin yanında 8 hafta kalmış olmalı. Zira anne, yavrularını beslemek ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için emzirmekle kalmaz. Onu korur, eğitir. Böylece sosyal bir yavru oluşur.
Yavru köpekleri, asla el ya da gazeteyle dövmeyin. Bu onları sinik ya da saldırgan yapar. Sonra, her türlü el hareketinde sinen ya da saldıran bir köpeğiniz olur.
Köpeğinizi sosyalleştirin. Diğer insanlarla ve köpeklerle, dikkatiniz üzerinde olmak kaydıyla ilişki kurmasını sağlayın. Misafir ve dostlarınızın çocukları, köpeğinizle oynarken, kontrolünüz altında olsunlar. Köpeğinizin orasını, burasını çekmelerine, canını acıtmalarına göz yummayın.
Isırma alışkanlığı olan köpeğinizi mutlaka tasmayla gezdirin. Diğer köpeklerin giremeyeceği bir alan olmadıkça, köpeğinizi koşması için serbest bırakmayın.
İster evde olun, ister olmayın, evinize gelenlere karşı köpeğinizin nasıl davranacağını bilin. Eğer saldırgan ise serbest bırakmayın. Mutlaka bağlayın. Bahçe kapısına bir uyarı levhası asın.
Köpeğinizi eğitimle sosyalleştirin. İyi huylu ve ortama alışmış köpek, daha az problem çıkartır.
EVDE CHECK-UP
‘‘Ben Veteriner miyim?’’ deyip yan çizmeyin. Eğer iyi bir sahipseniz, kedi ya da köpeğinizin, sağlık durumunu kontrol altında tutmak sizin en önemli göreviniz. Dertlerini anlatamayan dostlarınıza, zaman zaman evde check-up yaparak, ileride çok sıkıntılı sonuçlar yaratacak sağlık problemlerini önceden belirleyebilirsiniz. Bunu yapmak için özel bir eğitim almanıza gerek yok. Haydi başlayalım.
AĞIZ
Fazla zorlamadan ağzını açın. İlk önce gözle bir kontrol edin. Daha sonra koklayın. Bir çok hastalığın başlangıcını ağız kokularından anlayabilirsiniz. Kötü kokular dişlerde ya da sindirim sisteminde sorun olduğunun işaretidir. Daha sonra dilini ve dişlerini kontrol edin. Dili ve dişetleri pembe olmalı. Yara varsa kötüye alamet. Kırılmış bir dişten alabileceği mikroplar çeşitli enfeksiyonlara neden olabilir.
PATİLER
Özellikle yere temasın çok olduğu patilerini ve dizlerine dikkat edin. Buralarda oluşabilecek yaralar çok kolay mikrop kapabilir. Yaraları ufak da olsa hemen müdahale edin. Hayvanınızın tırnaklarına ve patilerini dikkatlice muayene edin.
KULAK
Kedi ve köpeklerin kulakları dış etkilere açıktır. Tüyler nedeniyle havasız kalan ve uzun süre temizlenmeyen kulaklar, bakteri yuvasına dönüşebilir. Kulak içlerinde yara olup olmadığını kontrol edin. Kulakların duruş açılarına dikkat edin. Pek çok hastalığın habercisi kulaklardır. Duruşlarında bir anormallik gördüğünüzde bir veterinere başvurun. Kulaklarını kontrole ederken diplerde çok koyu kirlerle karşılaşabilirsiniz. Kulak temizliğinde, ucu pamuklu özel çubuklardan yararlanabilirsiniz.
GÖZ
Önce gözlerine bakın. Parlak olmaları gerek. Yaşlıların gözleri fazla canlı olmayabilir. Endişelenmeyin. Küçük bir fenerle gözlerine ışık tutun. Göz bebeklerinin refleksi iyiyse sorun yok.
PATİ İZLERİ
Adsız kahramanlar
Köpekler, tıpkı günümüzde olduğu gibi tarih boyunca askeri amaçlı olarak kullanıldılar. Savaşlara katıldılar. Kimi zaman, zırhlara bürünmüş, ya da keskin bıçaklarla donatılmış tasmalarla, ön saflarda savaşcı olarak yeraldılar. Nöbet tuttular. Mesaj getirip götürdüler. Gözetleyici olarak kullanıldılar. Kayıpları aradılar. Tıbbi malzeme taşıdılar. 2. Dünya savaşı sırasında, Naziler toplama kamplarında kullanılmak üzere yaklaşık 200 bin köpekten oluşan bir orduya sahiptiler. Amerikalılar, aynı savaşta köpekleri Pasifik Adalarında, gizli ateş yuvalarını ortaya çıkartmakta kullandılar. Ormanda kaybolan yaralıları, özel yetiştirilmiş köpeklerle aradılar.
NİCE SAYILARA
Pet dergileri, kaynak ve haber sıkıntısı yüzünden bir bir kapanırken, 50'nci sayısı piyasaya çıkan Pet Magazin Dergisi Şubat ayında 5 yaşına bastı. Ulusal Dog Show'ların hazırlanmasında da öncülük eden, yurt dışından hakemler getiren Pet Magazin Dergisi'ne emeği geçenleri kutluyor, 'Nice Sayılara' diyoruz.
İKİ SİYAM Çalışan bir insanım. Üç kediyle küçük bir evi paylaşmakta zorlanıyorum. Bir yaşına gelen iki safkan siyam kedime iyi bakılacakları bir yuva arıyorum. Mümkünse ikisini birden aynı aileye vermek istiyorum. Birbirlerine çok alışan iki kardeşin ayrılmaları beni daha da üzecek.
Deniz Çabuk 0212 543 65 58
NÜFUS ARTTI Bir köpeğim ve 13 kedim var. Dün 4 yavrumuz daha oldu. 4 aylık 7 yavruya, onları kalpten sevecek aileler arıyorum. En kısa zamanda yeni akrabalarımızla tanışmak dileğiyle.
Yüksel Doğan 0312 251 12 95-251 71 43
eş
MERHABA, BEN BOX
Şubat 1995 doğumlu yakışıklı bir Boxerim. 1997 Antalya birincisiyim. Benden önce de babam Gizmo şampiyondu. Bana çocuk verecek güzel bir partner arıyorum.
Ceyda-Cenk Özen 0242 814 52 06
AVCI KARDEŞLER
Beşbuçuk aylık iki tekir yavru yeni aileleriyle tanışmak için sabırsızlanıyorlar. İkisi de çok oyuncu, üstelik de sıkı avcılar.
Ayşegül Hoşgör 0216 342 65 95
veteriner
DOĞUŞ VETERİNER KLİNİĞİ
Halkalı Caddesi Sarı Yakup Sokak NO.2/1 Yeşilköy
0212 574 04 00
SEVGİ VETERİNER KLİNİĞİ
Ataköy 7-8'inci Kısım, L1/C No:21 İstanbul
0212 661 44 80
IŞIKLAR VETERİNER KLİNİĞİ
Işıklar Caddesi 8/A Antalya
0242 247 62 88
BAHÇELİ VETERİNER KLİNİĞİ
3. Cadde 40/2 Bahçelievler Ankara
0312 222 43 45
YILKAY VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ
Kükürtlü Mahallesi Pınar Sokak Mehtap Apartmanı Çekirge Bursa
0224 233 17 87
MED VET VETERİNER KLİNİĞİ
Girne Bulvarı No:77/A Karşıyaka İzmir
0232 381 56 46
ÇAĞMAN VETERİNER KLİNİĞİ
Bahçelievler Mahallesi Turgut Reis Caddesi 15/12 ANTALYA
0242 243 32 08
kayıp
BEYAZ TERRİE
Mecidiyeköy'de ocak ayında küçük, beyaz, dişi bir terie buldum. Sahibini arıyorum.
Misak Mağden
0212 522 65 33
mektup
Hürriyet Medya Towers Pet Corner
Güneşli-34544 İSTANBUL
Faks: 0212 677 03 40
e-mail: bovacik@hurriyet.com.tr