Pisicik ile Kızkedi

Güncelleme Tarihi:

Pisicik ile Kızkedi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 14, 1998 00:00

Kabataş Setüstü'nde, boğaz manzarası salon salomanje, ama nohut oda bakla sofa bir daire. Köpek tutkunu Orhan Topçuoğlu girmiş aklına. Önce Rambo ruhlu bir Doberman ile denemişler şanslarını. Hatalı deneme hayal kırıklığıyla sonuçlanmış.Sonra Ayşegül Aldinç'in, çocukluk yıllarından beri besleyip büyüttüğü kedi sevdası baskın çıkmış. Ali-Sedef Otyam çiftinin iki kedisine talip olduğunda, Orhan Topçuoğlu'nun, ‘‘Vallahi üçünüz evde oturursunuz' diretmesi zaman içinde, Ayşegül Aldinç'e, ‘‘Şimdi kafasında gezdiyor kedileri’’ dedirtecek kadar değişime uğramış.Onlar doğursunAyşegül Aldinç'in çocukluk yıllarındaki kedi tutkusu önüne hep engel olarak çıkan annesinin de artık bir kedisi var. Ama biraz hırçın. Sevilmekten hazetmiyor. Tırnakları inanılmaz keskin. Aldinç onu Freddy'nin kabusuna benzetiyor. Annesiyle kedisi arasında, sado-mazo bir ilişki olduğu inancında.Pisicik ile Kızkedi, kısırlaştırma operasyonuyla tanışmamışlar. Yalnız, Kızkedi 8 aylıkken kızışınca sıkıntı yaşanmış. Pisicik her anı değerlendirmeye kalkınca veterinerin yolunu tutmuşlar. Bir iğne sorunu çözmüş. Kızkedi sakinleşmiş. Hala kendine gelememiş. Ayşegül Aldinç, bebek umutlarını bahara endekslemiş. Kedilerini kısırlaştırmayı pek düşünmüyor. Konuya, 'Ben doğurmadım onlar doğursun' diyerek nokta koyuyor.Düşme hikayesiSonra, Kızkedi'nin camdan düşüşüne paragraf açıyoruz. Bir yaz günü salonda yatarken sokaktan gelen canhıraş kedi sesini, ardından 'Bak sokak kedileri nasıl bağırıyorlar' diye Kızkedi ve Pisicik'e sohbet edişini anlatıyor. Sonra kapı çalınıyor. Bir komşunun elinde Kızkedi görünüyor. Dudağı kanamış. Gözleri korkuyla açılmış. 4'ncü kattan düşen Kızkedi, ilk günler otururken öne arkaya sallanıyor. Biraz buğulu bakıyor. Sonra toparlıyor kendini. O günden beri cama çıkmamaları için elinden gelen özeni gösteriyor. Yeni taşınacağı evin 13. katta olduğunu hatırladıkca yüreği ağzına geliyor. 'Önlem almam gerek' diyor.Söz yeni eve dayanınca açılınca, taşınınca köpek alma planlarını da açıyor Ayşegül Aldinç. Leyla Alaton'un Labrador yavrularından birini alma düşünü Orhan Topçuoğlu ile paylaşıyor. Soruyorum, Clinton'dan özenmemişler. Üstelik onların Labrador'u siyah olacakmış. Ya kediler? Ayşegül Aldinç henüz Psicik ile Kızkedi'yi bu planın bir yerine oturtmamış. Labrador'un eve gelişiyle başlayacak sorunları, 'Bunlar çok uysal kedi. Belki uyum sağlarlar' ümidiyle göğüslemeye çalışıyor. Sonra, 'Hiç olmazsa bir kere deneriz' diyor. Aldinç, ‘ikisi de çok uysal’ diyorAyşegül Aldinç'in Siyamları 1,5 yaşında. Erkeğin adı Pisicik. Dişininki Kızkedi. Adlarını söylerken, 'Çok yaratıcı değil mi' deyip kahkahasını tutamıyor. Seramik eğitimi gören Aldinç, ikisi de birbirinden uysal olan kedilerini kil hamuruna benzetiyor. ‘‘Yoğuruyorum, yoğuruyorum. Nasıl bırakırsam öyle kalıyorlar. Bu güne kadar bir kez bile tırmalamadılar.’’KEDİ ÖYKÜLERİMugsy mezardan döndüSon zamanlarda iki ayrı olayda, köpekler gömüldükleri mezarlardan çıkıp geldiler.1990 Ekim'inde bir gün öğleden sonra, Maryland'ın Severna Parkı'nda, Mugsy adlı dört yaşındaki teriye, sahibi Viola Tiszl'in evinin önünde oynarken bir arabanın altında kaldı. Viola evde değildi o sırada, ama erkek arkadaşı Glenn Mahoney, beş yaşındaki kızı Megan ile üç yaşındaki oğlu Kevin'e gözkulak olmak için oradaydı. Maloney fren sesini duyunca pencereye koştu ve bir aramanın Mugsy'ye çarptığını gördü. Çocuklara evden çıkmamalarını söyledi, köpeğin hâlâ yaşayıp yaşamadığına bakmak için dışarı fırladı.Sonradan gazetecilere ‘‘Mugsy'yi yerden kaldırdım. Kollarımda öldü’’ diyecekti.Maloney arka bahçede bir metre derinliğinde bir çukur kazıp köpeği oraya gömdü. ‘‘İnsan bir köpeğin ölüp ölmediğini anlamaz mı hiç?’’ diyor. ‘‘mugsy ölmüştü. Soluk almıyordu. Kalbi de atmıyordu.’’O akşam işten dönünce, Tiszl, Maloney'le birlikte çocukları da yanlarına alıp mezarın başına gitti. Megan dua etti. Ertesi gün oraya tahta bir haç koymayı kararlaştırdılar.O gece, sabaha karşı 5.30'da Mugsy gömüldükten on dört saat sonra Tiszl'le Maloney, arka kapının tırmalanışıyla uyandılar. Maloney, ‘‘Kapıya gidince gözlerime inanamadım’’ diyor. ‘‘Mugsy karşımdaydı, kuyruğunu saatte 150 kilometre hızla sallıyordu.’’Mugsy toz toprak içindeydi, gözleri kan çanağına dönmüştü.Ama sapasağlamdı.Tiszl, ‘‘Gözlerini açtığında kendini yeraltında bir deliğin içinde buldu’’ diyor, ‘‘Toprağa kaza kaza oradan çıktı. Bunun kendi mezarı olduğunun farkında bile değildi.’’EĞİTMEN GÖZÜYLEKöpeğiniz kimseyi ısırmasın Isıran bir köpeğe istemeyenlerin dikkat etmeleri gerene püf noktaları var. Öncelikle aldığınız yavru, annesinin yanında 8 hafta kalmış olmalı. Zira anne, yavrularını beslemek ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için emzirmekle kalmaz. Onu korur, eğitir. Böylece sosyal bir yavru oluşur.Yavru köpekleri, asla el ya da gazeteyle dövmeyin. Bu onları sinik ya da saldırgan yapar. Sonra, her türlü el hareketinde sinen ya da saldıran bir köpeğiniz olur.Köpeğinizi sosyalleştirin. Diğer insanlarla ve köpeklerle, dikkatiniz üzerinde olmak kaydıyla ilişki kurmasını sağlayın. Misafir ve dostlarınızın çocukları, köpeğinizle oynarken, kontrolünüz altında olsunlar. Köpeğinizin orasını, burasını çekmelerine, canını acıtmalarına göz yummayın. Isırma alışkanlığı olan köpeğinizi mutlaka tasmayla gezdirin. Diğer köpeklerin giremeyeceği bir alan olmadıkça, köpeğinizi koşması için serbest bırakmayın.İster evde olun, ister olmayın, evinize gelenlere karşı köpeğinizin nasıl davranacağını bilin. Eğer saldırgan ise serbest bırakmayın. Mutlaka bağlayın. Bahçe kapısına bir uyarı levhası asın. Köpeğinizi eğitimle sosyalleştirin. İyi huylu ve ortama alışmış köpek, daha az problem çıkartır.EVDE CHECK-UP‘‘Ben Veteriner miyim?’’ deyip yan çizmeyin. Eğer iyi bir sahipseniz, kedi ya da köpeğinizin, sağlık durumunu kontrol altında tutmak sizin en önemli göreviniz. Dertlerini anlatamayan dostlarınıza, zaman zaman evde check-up yaparak, ileride çok sıkıntılı sonuçlar yaratacak sağlık problemlerini önceden belirleyebilirsiniz. Bunu yapmak için özel bir eğitim almanıza gerek yok. Haydi başlayalım.AĞIZ Fazla zorlamadan ağzını açın. İlk önce gözle bir kontrol edin. Daha sonra koklayın. Bir çok hastalığın başlangıcını ağız kokularından anlayabilirsiniz. Kötü kokular dişlerde ya da sindirim sisteminde sorun olduğunun işaretidir. Daha sonra dilini ve dişlerini kontrol edin. Dili ve dişetleri pembe olmalı. Yara varsa kötüye alamet. Kırılmış bir dişten alabileceği mikroplar çeşitli enfeksiyonlara neden olabilir.PATİLER Özellikle yere temasın çok olduğu patilerini ve dizlerine dikkat edin. Buralarda oluşabilecek yaralar çok kolay mikrop kapabilir. Yaraları ufak da olsa hemen müdahale edin. Hayvanınızın tırnaklarına ve patilerini dikkatlice muayene edin.KULAK Kedi ve köpeklerin kulakları dış etkilere açıktır. Tüyler nedeniyle havasız kalan ve uzun süre temizlenmeyen kulaklar, bakteri yuvasına dönüşebilir. Kulak içlerinde yara olup olmadığını kontrol edin. Kulakların duruş açılarına dikkat edin. Pek çok hastalığın habercisi kulaklardır. Duruşlarında bir anormallik gördüğünüzde bir veterinere başvurun. Kulaklarını kontrole ederken diplerde çok koyu kirlerle karşılaşabilirsiniz. Kulak temizliğinde, ucu pamuklu özel çubuklardan yararlanabilirsiniz.GÖZ Önce gözlerine bakın. Parlak olmaları gerek. Yaşlıların gözleri fazla canlı olmayabilir. Endişelenmeyin. Küçük bir fenerle gözlerine ışık tutun. Göz bebeklerinin refleksi iyiyse sorun yok.PATİ İZLERİAdsız kahramanlarKöpekler, tıpkı günümüzde olduğu gibi tarih boyunca askeri amaçlı olarak kullanıldılar. Savaşlara katıldılar. Kimi zaman, zırhlara bürünmüş, ya da keskin bıçaklarla donatılmış tasmalarla, ön saflarda savaşcı olarak yeraldılar. Nöbet tuttular. Mesaj getirip götürdüler. Gözetleyici olarak kullanıldılar. Kayıpları aradılar. Tıbbi malzeme taşıdılar. 2. Dünya savaşı sırasında, Naziler toplama ka
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!