Güncelleme Tarihi:
Caroline Gruosi-Scheufele, ünlü saat ve mücevher firması Chopard'ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı. Ancak firmanın ipleri Başkan olan babasından çok onun elinde. Firmanın bütün yaratıcı faaliyetini o yürütüyor. Eşi Fawaz Gruosi, de Grisogono mücevherlerinin sahibi. Caroline Gruosi-Scheufele'yle, ana sponsorluğunu üstlendikleri 54. Cannes Film Festivali sırasında görüştük. Bıraktığı izlenim, ‘‘Mutlu Pırlantalar’’ adını verdikleri saat ve mücevher modeliyle tam bir uyum içinde. Enerjik, sempatik, sürekli gülen ve esprili biri. Çok genç görünmesini ve inceliğini ‘‘çünkü çok mutluyum, mutsuzluk yaşlandırır ve şişmanlatır’’ diyerek açıklıyor.
Chopard bir aile şirketi. Kaç kuşaktır bu iştesiniz?
- Benim ailem dört kuşaktır Chopard'ın sahibi. Daha önce Chopard ailesi de 4 kuşak boyunca bu işi sürdürmüş. Chopard firması 1860 yılında kurulmuş. Benim ailem 1953 yılında satın almış. Chopard ailesi mücevherden çok, mekanik saatler üzerine çalışmış. Mücevher üretimi bizim aileyle başladı. Ailemle birlikte çalışmaya bayılıyorum. Erkek kardeşim, annem, babam, hepimizin ayrı bir görevi var.
Babanız Chopard Yönetim Kurulu Başkanı. Ama firmanın asıl yöneticisi sanırım sizsiniz.
- Benim görevim firmanın bütün yaratıcı faaliyetini yürütmek. Yeni ürünlerin tasarımını belirlemek. Çizim yapmak. Çok genç yaşımdan itibaren mimari okumak istemiştim. En azından sanatla ilgili bir şey yapmak istiyordum. Mücevher ve saat gibi bir alanda elbette yaratıcı faaliyeti yürütmek çok önemli ama firmayı ben yönetiyorum demek değil bu.
Başarınız gerçekten kendi gayretiniz mi, yoksa bu ailenin kızı olmak, hazır bir işe sahip olmak bu başarıyı kendiliğinden getirdi mi?
- Dediğim gibi yaratmayı, resim yapmayı hep sevdim ben. Ailemin böyle bir işi olması, benim de bu işte başarmam anlamına gelmiyor. Ben bu işin içinde doğdum, bu bir şans tabii. Ama hiçbir şey bedava edinilmiyor.
LÜKS ÖZELDİR
Chopard marka bir saat, bir mücevher ne ifade ediyor?
- Ayrıntılarda, finisyonda, kalitede, tasarımda imkansızı yakalamaya çalışmak. Ancak böyle tarif edebilirim. Bugün büyük bir imzaysak, buna borçluyuz. Bakın Cannes Film Festivali gibi ululararası, geleneksel ve medyatik bir etkinliğin altın palmiyelerini Chopard yapıyor. Lüks şeyler özel olmalıdır. Bizim parçalarımızın özelliği, yeniliği sevmemizden kaynaklanıyor, her zaman yeni parçalar üzerinde çalışmak hoşumuza gidiyor.
Her yıl yeni modeller mi yaratıyorsunuz?
- Hayır, biz bir modaevi değiliz. Bizim ürettiklerimiz lüks tüketim. Her yıl yeni bir şey yapmak zorunluluğu yok. Piyasada boşluk olduğunu anlayınca yeni parçaları üretiriz. Kimse, bir mevsim sonra demode olacak pahalı bir mücevher almak istemez. Koleksiyonlar yeni olmalı ama her zaman klasik bir çizgiyi de korumalı. Bizim en tanınmış çizgilerimiz klasik oldu. Örneğin, son yaptığımız Siyah Elmaslar modeli de klasikleşti. Siyah elmas pek kullanılmazdı. Biz onu kullanarak ziynetçilikte devrim yaptık.
Müşterileriniz arasında çok ünlü isimler var. belli bir müşteri tipolojiniz var mı?
-Bizim iki tür müşterimiz var. Birinci tür yalnızca kendisi için özel bir takı istiyor. Modadaki Haute Couture gibi. Ama bir kısmı da bizim ürünlerimizi kullanmaktan özellikle hoşlanıyor. Hatta başkalarının da aynı şeyleri kullanmasından memnuniyet duyuyor. Böylece bir gruba dahil olduklarını hissediyorlar. Yani bir statü sembolü. Marka bazen insanlar için başka bir ortama katılım aracı oluyor. Çünkü fiatı belli!
CHOPARD KADINI
‘‘Chopard Kadını’’ diye özel bir kadın tanımı var mı?
- Chopard kadını benim kanımca her şeyden önce kişilikli bir kadındır. Zevklidir bu kadın ama ayrıntılara aşıktır. Yani kendi stili vardır. Modaya kapılmaz. Kendine güvenir, en önemlisi kendisi gibidir, klas bir kadındır yani.
Türkiye pazarından memnun musunuz?
- Bizim Türkiye'deki pazarımız, temsilcimiz sayesinde çok emin ellerde! Biz bu pazara 1986'da girdik ve her yıl biraz daha iyi gidiyor. Türk kadını bizim için iyi bir müşteri. Türkiye'deki kriz biraz yatışırsa daha da iyi olacak.
Bu yıl dördüncü kez Cannes Film Festivali'nin ana sponsorusunuz. Sponsorluk için niye Cannes'ı seçtiniz?
- Cannes Film Festivali, büyük bir şov, bir düş dünyası. Büyük bir sinerji. Mücevhercilik de böyle bir şey. Biz de bir düş dünyası yaratıyoruz. Bu nedenle Cannes'daki sinerjiye katkıda bulunuyoruz.
Caroline Gruosi-Scheufele, Chopard'ın Cannes Festivali dışında Jose Carreras Vakfı'nı desteklediklerini ve Elton John'la birlikte Uluslararası AIDS Vakfı özel bir saat ürettiklerini söylüyor. Eşi Fawaz Gruosi de bir mücevher prensi. Onun şirketi Grisogono da mücevher üretiyor. Eşinin şirketine bazı mücevher tasarımları da yapıyor.
Her şey 1860'da başladı
Louis Ulysse Chopard küçük bir İsviçre kasabası olan Sonvilier'de kendi saat imalat şirketini kurduğunda yıl 1860'tı. O günden itibaren Chopard ismi dünyanın en büyük saat firmaları arasında yer aldı.
Louis Ulysse Chopard 4 Mayıs 1836'da doğdu. Felicien Chopard'ın iki oğlundan biri olarak küçük bir kasaba olan Sonvilier'de büyüdü. İlk saat imalatçıları Jura'ya 1730 tarihinde yerleşmişlerdi. 18. yüzyıldan itibaren saat imalatçıları ve saat tüccarları giderek daha fazla Jura'ya yerleşmeye başladılar. Genç Chopard 1860'da, henüz 24 yaşındayken kendi saat dükkanını burada açtı. Şirketin kısaltması olan L.U.C. hala ilk atölyesini açtığı koyu sarı eski binanın ön yüzünde duruyor. Şirketin ilk dönemine ait hiçbir üretim ve satış kaydı bulunmamakla birlikte, Chopard'ın ilk saati olarak kabul edilen saat, bugün Cenevre'deki Chopard Müzesi'nde sergileniyor.
Dört kuşak boyu saatçiliği sürdüren Chopard ailesi, 1953 yılında firmayı Scheufele ailesine sattı.
Chopard 1988 yılından bu yana Mille Miglia klasik otomobil yarışlarının da sponsorluğunu yapıyor.