Güncelleme Tarihi:
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, Piri Reis’in, 1513 tarihli dünya haritasının orijinal olup olmadığına ilişkin iddiaları sordu. TBMM Başkanlığı’na verilen soru önergesinde 5 çarpıcı soruya yer verildi. Köktürk'ün soru önergelerinde kaynak olarak gösterdiği Piri Reis Haritası'nın Şifresi isimli kitabın yazarı Metin Soylu'dan yeni ve kritik bir soru daha geldi: "Ne oldu da 475 yıldır yıpranmayan hatta sofra bezi olarak kullanılacak kadar sağlamken Piri Reis Haritası 25 yıl içinde bir anda yıpranıveriyor?"
"ABDULLAH GÜL'DEN HENÜZ CEVAP GELMEDİ"
28 Ocak 2013'te Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e bir mektup yazarak olayın uluslararası boyutunu da paylaştığını ancak henüz olumlu ya da olumsuz bir yanıt alamadığını söyleyen Metin Soylu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Piri Reis Haritası’nın Şifresi adlı kitabımda kamuoyu ile paylaştığım “Yazarın Özel Notu” adlı bölümde Hattat Fuat Başar’a 1987 yılında Topkapı Sarayı’ndan gelen yetkililerin “Muhteşem Süleyman Sergisi” sebebi ile yeni bir Piri Reis Haritası yaptırmalarıdır. 2005 yılında Hattat Fuat Başar bana şu olayı anlatmıştı:
“25 Ocak 1987 tarihinde Amerika Washington’da ‘Muhteşem Süleyman adında bir sergi düzenlenmişti. O yıllarda Topkapı Sarayı’ndan pek çok tarihî eser de Amerika’ya sergilenmek üzere götürülmüştü. Bana bir müddet sonra İstanbul Topkapı Sarayı’nda ders veren bir kişi gelip ‘Muhteşem Süleyman Sergisi sebebi ile Piri Reis’in orijinal haritası da Washington’a gitti. Hocam biz aynı ölçülerde benzer bir harita hazırladık. Malum turistler geldiği zaman en azından bunu sarayımızdaki sergide görsünler, boş kalmasın. Sizden ricamız bu çizdirdiğimiz harita üzerine siz Osmanlıca yer isimlerini yazar mısınız?’ dedi. Bende tamamen vatanperver duygularla ‘Elbette seve seve… Yeter ki kültürel bir hizmet olsun’ düşüncesiyle üstelik bu hizmet karşılığında para bile talep etmeden benden isteneni yaptım.”
Konuyu ilk önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir ihbar ile gündeme getirdim. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na “Piri Reis Haritası’nın orijinal mi yoksa sahte mi?” olup olmadığına dair yapmış olduğum 10.10.2012 tarihli ihbarım neticesinde 04.01.2013 tarihli 63349525-821.00-2563 sayılı cevabında “Söz konusu eserin organik nitelikli ve hassas bir yapıya sahip olması, mevcut halde sabit ısı ve nem ortamında muhafaza edildiğinden herhangi bir şziki müdahalede kolaylıkla tahribata uğrayabilme olasılığının bulunması nedeniyle eser üzerinde herhangi bir incelemede bulunulmasının uygun görülmediği” şeklinde verilen cevabı büyük bir skandalın başlangıcı olarak görüyorum.
"SOFRA BEZİ OLARAK KULLANILMIŞTIR"
Piri Reis’in haritası 09.11.1929 tarihinde Topkapı Sarayı Harem Dairesi’nde bulunmuştur. İlk bulunduğu sırada üzerinde ekmek kırıntılarının olduğunu biliyoruz. Yani birileri zamanında bu haritayı sofra bezi olarak kullanmıştır. Şimdi bu haritanın deri üzerine çizildiğinden hareketle düşünürsek 1513 yılında çizilmiş ve ilk bulunduğu 1929 yılında aradan 416 sene geçmiştir. Yani 416 yıl boyunca aslı yıpranmamıştır. Şimdi 1987 yılında harita yıpranmamış ki Muhteşem Süleyman Sergisi için Amerika’ya götürülmüş ve hatta bir yıl boyunca da Amerika’nın çeşitli eyaletlerinde sergilenmiştir. Peki ben şunu merak ediyorum. 1988 yılında bu harita Türkiye’ye geri getirildi ise 2013 yılı itibariyle aradan 25 yıl geçmiştir. 1998, 2005 ve 2012 yıllarında İstanbul Topkapı Sarayı’na her gidişimde bana aynı şekilde cevap veriliyordu; “Harita yıprandığı gerekçesiyle depoya kaldırdık. Sergilemiyoruz.” Ne oldu da 475 yıldır yıpranmayan hatta sofra bezi olarak kullanılacak kadar sağlamken Piri Reis Haritası 25 yıl içinde bir anda yıpranıveriyor?
MUHTEŞEM SÜLEYMAN SERGİSİ
Piri Reis haritasının sergilendiği Muhteşem Süleyman Sergini hakkında bilgi veren Metin Soylu, sözlerine şöyle devam etti: Türkiye’nin tarihî ve turistik açıdan dünyaya tanıtılmasında önemli bir başarı olarak kabul edilen Muhteşem Süleyman Sergisi, 1987 yılında düzenlenmiştir. İstanbul Topkapı Sarayı’ndan Kanuni Sultan Süleyman dönemine ait 210 parça mücevher, taht, değerli kılıç, vazo, el yazması kitaplar, kaftanlar ve Acem halılar vb. tarihi eserler, 25 Ocak 1987 tarihinde Washington’da Ulusal Sanat Galerisi’nde sergilenmiştir.
Muhteşem Süleyman Sergisi ile Topkapı Sarayı’ndan giden tarihî eserler 1987 yılı Mayıs ortalarına kadar Washington’da kalmıştır. Temmuz ayında Chicago’da ve son olarak Ekim ayında New York’ta sergilenmiştir. Türkiye için oldukça önem arz eden bu organizasyonu; Sayın Semra Özal, dönemin Washington Büyükelçisi şükrü Elekdağ, dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mesut Yılmaz, Dönemin Topkapı Sarayı Müze Müdürü Sayın Sabahattin Türkoğlu, Osmanlı Sanat Tarihi Uzmanı Sayın Esin Atıl gerçekleştirmiştir. Amerika’daki kolunda ise sergiye dünyaca ünlü sigara şirketi sahibi olan Philip Morris 1 milyon dolar katkıda bulunmuştur. Washington’da Ulusal Sanat Galerisi Müdürü Carter Brown ve Geoffrey Bible’nin destekleriyle tüm dünya basınında ilgi çekmiştir. Sergi 30 milyon dolara sigortalanmıştır.
"GEÇİŞTİRİLEMEYECEĞİNE İNANIYORUM"
Konunun bu kez gerek Topkapı Sarayı’ndan veya Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan birkaç cümlelik yanıtlarla geçiştirilmeyeceğine artık inanıyorum. 2013 Dünya Piri Reis Yılı’nda adından övgüyle bahsettiğimiz Piri Reis’in meşhur haritası ne yazık ki iki kez üstelik çok kısa süreliğine sergilenmiş ardından yine apar topar depoya kaldırılmıştır. Esas üzüldüğüm ise Amerikan halkının orijinal haritayı bir yıl boyunca çay-kahve eşliğinde görmeleridir. 1987 yılında dünyada bir başka örneği olmayan Piri Reis Haritası’nı mademki yıpranmaya müsait neden Amerika’ya götürüldüğün de tespit edilmesi ve hesap sorulması gerekir. Çünkü böylesine eşsiz bir haritanın ancak kopyasının Amerika’ya sergilenmesi için gönderilmesi daha uygun olacaktı. Orijinalinin Topkapı Sarayı’ndan çıkarılması akıl mantık işi değildir. Topkapı Sarayı’nda halen depolarda saklanan Piri Reis Haritası’nın gerçek mi yoksa sahte mi olup olmadığının ortaya çıkması için mutlaka Kriminal Laboratuara sokulması gerekmektedir. Şayet orijinal haritası ise 500 yıllık Piri Reis Haritası’nın yıpranmasına sebep olanların yargı önünde hesap vermeleri içinde konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı tarafından özellikle değerlendirileceğini temenni ediyorum.