Güncelleme Tarihi:
Pippa Bacca'nın gerçek yaşam öyküsünden yola çıkılarak kurgulanan bu oyunun metni, Londra ve İstanbul'da yapılan "göç" temalı bir seri atölye çalışması sırasında doğdu. Uluslararası "Europe Now" projesi kapsamında, projeye katılan diğer tiyatroların da geri bildirimleriyle şekillendi. Pippa'nın metni, Deniz Altun'un "göç" temasına verdiği cevaptı. İşte, her şey böyle başladı.
OYUNUN FRAGMANI / WEB TV
Lerzan Pamir'in yönettiği, Bekir Çiçekdemir, Burcu Seçmeer, İpek Türktan Kaynak ve Kubilay Çamlıdağ’ın rol aldığı Pippa, Giuseppina Pasqualino di Marineo'nun yaşam öyküsünden yola çıkıyor. Oyunda da tıpkı kötü sonla biten gerçek hayattaki gibi Pippa'nın sanatçı arkadaşı Silvia ile beraber "Barış Gelini" adıyla bir yolculuk planladığını izliyoruz. 8 Mart 2008'de Milano'dan başlayan ve otostopla "sancılı bir coğrafyayı" aşan bu yolculuk, her şey yolunda gitse Tel Aviv'de noktalanacak, Milano'dan Kudüs'e bir barış ağı kuracaktı. Fakat olamadı. İnternet sitesinden "Yanımızda, yolculuk boyunca üzerinde birikecek tüm kirlerle birlikte götüreceğimiz tek elbise, beyaz gelinliklerimiz olacak" cümlesiyle duyurulan yolculuk, yarım kaldı. Oyun, bizlere bunun nedenlerini hatırlatıyor aslında.
Altun, hepimizin yakından tanıdığı, başta Türkiye'de yaşayanlar olmak üzere dünyadaki herkesi insanlığından utandıran bu acı hikayeyi, bambaşka sebeplerle Diyarbakır'dan yola çıkan Ali Rıza'nın (Bekir Çiçekdemir) hikâyesi ile kesiştiriyor. Bu sayede bizi hikâyenin hüznünden koparıp, zaman zaman gülümsetmeyi de başarıyor. Tabii, bu gülümseme mevzuunda Kubilay Çamlıdağ'ın başarılı oyunculuğunun etkisini yadsımak olmaz. Tek perdeli bu oyunun kritik bir noktasında en az kendisi kadar başarılı Burcu Seçmeer'le sanki düet yapan Çamlıdağ, tam da konsantrasyonunu kaybetme ihtimalinin doğduğu anlarda seyirciyi gıdıklayarak canlandırıyor. Başka detay vermiyorsam, oyundan alınacak zevki düşürmek istemediğim için. Fotoğraf ise ipucu olsun:
Oyun bütünüyle çok etkileyiciydi ama diğerleri arasından öne çıkan ifade bana sorarsanız, Pippa'nın gideceği yere otostopla değil, otobüsle gitmesini salık verenlere ettiği şu cümleydi:
"Bu dünyaya bir çocuk getirmeye korkmuyorsun ama otostop çekmeye korkuyorsun..."
Dün geceki gösterimi izleyen annesi Elena Manzoni'ye bu ifadenin ne hissettirdiğini bilemem ama Pippa Bacca'nın katiline Nisan 2012'de uygulanan "hafifletici sebepler indirimi" insanın korkması gerekenlerin bir özeti gibiydi. Bacca'nın katili Murat Karataş'ın Kocaeli 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nden aldığı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası, 30 yıla indirilmiş ve karar Yargıtay'ca onanmıştı.
Bu oyunu, diğer her şey bir yana, taciz, tecavüz, şiddet haberlerine alıştığımız Türkiye'de bir an olsun durup, empati kurabilmek, insanlığımızı hatırlamak için izlemeliyiz. Oyundan bir alıntıyla bitirelim. Aklımda kaldığı kadarıyla şöyleydi:
"Otostop çekmek güvenmeyi hatırlamak için biraz da... Aracına bindiğin kişiye, ona güvendiğini beyan ediyorsun aslında. O da arabasına bir yabancıyı kabul ederek risk alıyor. Karşılıklı..."