Güncelleme Tarihi:
Murat Ağca ve Murat Akpınar, beraberlerinde Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Başkanı Gürcan Mantı ile birlikte basın toplantısı düzenledi. Serbest bırakılmaları için çaba gösteren, ailelerini ziyaret eden ve destek olan herkese teşekkür eden pilotlar, gazetecilere son kez konuştuklarını, bundan sonra normal yaşamlarına dönmek istediklerini söyledi.
Lübnan’da esaret ve sefalet yaşadıklarını anlatan Pilot Murat Ağca şunları söyledi:
''O VİDEO SON GÜN ÇEKİLDİ
Son günlerde bana ve kaptanımıza ait görüntüler çeşitli medya kanallarında yayınlanmakta ve kamuoyuyla yanlış bir algı oluşmasına neden olmaktadır. Lübnanlıların Türkiye’ye getirildiği ve Türk pilotlarının da ertesi gün Türkiye’ye götürüleceği haberi gelmeye başlamıştı. Kaldığımız ev bir anda karnaval yerine döndü. Eve yüzlerce insan geldi ve kutlamalar yapıldı. Bizler kahramanmışız gibi omuzlara alındık ve havalara atıldık. Ayrıca yaşlı insanlar, kadınlar ve çocuklar da geldi. Hepsi bizlerle fotoğraf çektirdi. Şimdi sizlere soruyorum. Hanginiz 71 gün esaretten sonra ailenize, vatanınıza, sevdiklerinize ertesi gün kavuşacağınızı duyduğunuzda hiçbir şey olmamış gibi davranabilirsiniz. Birkaç dakikalık görüntüyle yaşanan zulmün, zalimliğin unutturulmaya çalışılması manidardır.
Lübnan makamları bu kişilerle ilgili mutlaka takiptedirler. Türk makamları da takiptedirler. Biz gerekli başvurumuzu yaptık. İlgili şikayetimizi yaptık. Bu konuda gerekli tedbirler mutlaka alınacaktır.''
ONLAR KAHRAMAN OLDU BİZ SAVUNMAYA GEÇTİK
Murat Akpınar ise şunları söyledi:
“Herkes bizim hakkımızda bir sendrom yapıyor. Hiçbir sendromda değildik. Bir Türk insanının davrandığı gibi davrandık. Bizimle gurur duyulmasını istiyorum. Emin olun bizi kaçıran insanlar şu anda kahraman ilan edildiler Lübnan’da omuzlara alınıyorlar. Ne yazık ki kaçırılan ve mağdur olan bizler burada kendimizi savunma durumunda kalıyoruz. Biz buradayız. Gittiğimizden daha güçlü olarak döndük.
ÖNCE TATİL YAPMAK İSTİYORUM
“Ben ilk önce bir tatil yapmayı hak ettim eşimle birlikte. Toplam 28 yıldır uçuyorum. Ben bir tatil yapayım önce. Yine uçarım. Uykusuz ve yorgunum. Henüz kendime gelemedim. Sizlerden biraz müsaade istiyorum. Ailemle vakit geçirmek istiyorum. Küçük Murat’ı tanıdınız. 3 gündür arabaları önüme yığıyor. Oynayamıyoruz. Ben onunla oynamak istiyorum. Eşimle tatile gitmek istiyorum ''
''SEVE SEVE GİDERİZ''
Murat Akpınar, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’yla buluştuklarında, aralarında geçen bir konuşmayı da şöyle anlattı:
''Dışişleri Bakanımız bana, 'Bir ay sonra bir ziyaret planlıyorum. Kaptanım beni oraya uçarak götürür müsünüz' dedi. 'Seve seve götürürüm. Neden götürmeyeyim. İki Murat beraberce gideriz' dedim. 'Peki benimle beraber, Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanıyla görüşeceğiz, gelir misin' dedi. 'Seve seve gelirim.' dedim. Çünkü Dışişleri Bakanı beni yolcu ederken, ‘Sizi tatile de bekleriz. Bizi böyle anmanızı istemiyoruz’ dedi. Bir şey daha söyledim. ‘Oraya gittiğimiz zaman belki 1000 kişi bizi Türk bayraklarıyla karşılayacak, sevinç gösterilerinde bulunacak. Buna hazırlıklı olun' dedim. Biz orada çok sevildik. Biz orada 9 tane Lübnanlı'nın kurtarılmasına aracı olan şahıslardık. Devletimiz de bunu sağlayan devletti. Sayemizde bir çok insan özgürlüğüne kavuştu.''
BİZ BİR İLKİZ
Pilot Murat Akpınar, Adli Tıp Uzmanı Sevil Atasoy’un kardeşiyle yaptığı bir görüşmeyi de şöyle anlattı:
“Sevil Atasoy hanım kardeşimle görüşmüş. Nerede olursanız olun, sizi esir alanlara esir olursanız iki kese esir oluyorsunuz. Nerede olursanız olun sizi esir alanları siz esir alırsanız dayanma gücünüz artıyor. Kendisi bu konuda bir araştırmanın olduğunu ama hiç canlı örneği olmadığını, bizim bunun canlı örneğini olduğumuzu söylüyor. Programa çıkmamız için, kitap yapmamız için teklifleri bulunuyor. “Siz bunu başaran ilk insansınız. Esir alınmışsınız ama esir etmişsiniz” diye. Ben öyle ya da böyle bir şey söylemek istemiyorum. Benim için önemli olan hayatta kalabilmek. Ruhsal ve bedensel olarak ailemin yanına gelebilmekti. Türk insanının boynunu eğecek tek bir şey yapmadım ben orada. Aslanlar gibi gittim, aslanlar gibi geldim. Biz başımız dik geldik. Ne yaşadıysak burada da açık yüreklilikle anlattık. Beni bir gün aşağı, bir gün yukarı vurabilirler. Ben aynı çizgimde devam edeceğim. Son gün beraber kutladılar dönüşlerini. Bunu söylemiş olsaydınız çok çok mutlu olurduk. Ama her gün orada kutlama yapıyor gibi söylemiş olmanız beni üzmedi ama babamı üzdü. Ben cehennemden geldim. Beni üzemezsiniz.