Güncelleme Tarihi:
Swissair'e ait MD-11 uçağının, kaptan pilot Urs Zimmermann'ın zorunlu iniş hazırlığı sırasında gereğinden fazla yakıt boşaltması yüzünden düşmüş olabileceği ileri sürülüyor. Bazı uzmanlar, kabinde oluşan duman yüzünden ne kadar yakıt boşalttığını ekranda göremeyen pilotun, depoyu boşaltmış olabileceğini ve bütün uçaklarda bulunan atılamayan rezervin de iniş için yeterli olmayabileceğini belirtiyorlar. Ancak soruşturmayı yürüten Kanadalı uzmanlar bu tür spekülasyonlarla ilgili yorum yapmıyorlar.
Zaman mı kaybetti?
Bu arada hava trafik kontrolörleri tarafından zorunlu iniş için Halifax'a yöneltilen pilota gereksiz yere vakit kaybettirildiği de düşünülüyor. Pilotun önce Boston rotasında seyretmeye başladığı, ancak kuleden daha yakın olan Halifax'a inmesi yönünde direktif aldığı ve böylelikle önemli bir zaman kaybı meydana geldiği belirtiliyor. Bir Swissair yetkilisi uçağın 10 dakika daha dayanabilmesi halinde Halifax'a inmiş olacağını belirtti.
Acil bir durum yoktu
New York'un Kennedy Havaalanı'ndan kalktıktan 90 dakika sonra radardan kaybolan MD-11'in kuleye verdiği ilk telsiz mesajının çok ciddi olmadığı da bildirildi. Kanada Hava Trafik Dairesi'nden Keith Anderson'un verdiği bilgiye göre, kaptan pilot kokpitte duman olduğunu bildirirken, ‘‘PAN’’ terimini kullanmıştı. Bu terim sadece belirsizlik ve alarm durumlarında verilen bir telsiz mesajı. ‘‘Mayday’’ çağrısı gerektiren ciddi ve acil durumlarda ise kullanılmıyor. Bu da, uçakta meydana gelen arızanın ilk etapta uçuş ekibi tarafından ciddi görülmediğini gösteriyor.
Kablo problemi vardı
Kanada'da yayınlanan Southam Gazetesi, MD-11'lerdeki kablo probleminin 1996 yılında tespit edildiğini yazdı. Gazeteye göre Amerikan Federal Havacılık Dairesi, 1996 yılında yayınladığı bir raporda bu uçaklarda kablo problemi olduğuna dikkat çekmişti. Gazete kokpitteki dumanın kablo yanığı sonucu meydana gelmiş olabileceğini belirtti.
60 ceset çıkarıldı
Kanada açıklarında 229 yolcu ve mürettebatıyla okyanusa gömülen Swissair'e ait MD-11 uçağının kara kutusu, 21-50 metre derinlikte aranırken, bomba uzmanları da patlayıcı izi araştıyor. Ancak okyanustan çıkarılan cesetlerde yanık izine rastlanmaması, uçakta patlama olmadığını gösteriyor.
Cenevre seferini yapmak üzere New York'tan havalandıktan 90 dakika sonra Kanada açıklarında okyanus sularına gömülen Swissair'e ait MD-11 uçağının düşüş nedenini belirlemek üzere yapılan enkaz araştırma çalışmalarına bomba uzmanları da katılıyor. Uçaktaki 229 yolcu ve mürettebatın bir terör eylemine kurban gittiği yolunda hiçbir gösterge bulunmamasına karşın, Kanada polisi uçak enkazında muhtemel patlayıcı izlerini araştırmak üzere bomba uzmanlarını da soruşturmaya dahil etti. Kanada ve Amerikan yönetimleri uçağın bir sabotaj veya terör eylemi sonucu düştüğünü gösteren hiçbir belirti olmadığını açıklamışlardı. Ancak soruşturmayı yürüten Kanadalı yetkililer, hiçbir ihtimali gözardı etmiyorlar.
Uçağın düşüş nedenini kesin biçimde ortaya çıkaracak ‘‘kara kutu’’ ise, Kanada'nın Nova Scotia bölgesinin 7 kilometre açığında okyanus tabanında aranıyor. Enkazın yayıldığı alanda okyanus derinliği 21-50 metre dolayında, yani nispeten sığ olduğu için kara kutunun kolaylıkla bulunabileceği belirtiliyor. Bu nedenle de cesetlerin çıkarılmasına öncelik tanınıyor.
Uçuş kayıtlarıyla birlikte düşüş nedeniniyle ilgili diğer muhtemel ipuçlarının bulunabilmesi için Kanada donanmasından bir denizaltı seferber edildi. Kara kutunun aranmasında dalgıçlar da görev alıyor.
Kanada ordusundan bir sözcü, uçağın kuyruk kısmının tespit edildiğini, ancak henüz çıkarılmadığını bildirdi.
Aileler kaza yerinde
İsviçre Havayolları Swissair, kazada hayatını kaybedenlerin yakınlarını dün düzenlediği özel seferlerle New York, Zürih ve Cenevre'den Kanada'nın Halifax kentine götürdü. Okyanustan çıkarılan cesetleri teşhis etmek üzere Kanada'ya taşınan yakınlara zorunlu harcamalar için de 20'şer bin dolar ödendi.
Arama ve kurtarma çalışmalarına katılan bin kadar görevlinin yanı sıra balıkçı tekneleri, sekiz Sahil Koruma botu ve donanmaya bağlı dört geminin 78 kilometrekarelik bir alanda yürüttüğü çalışmalar sonucu okyanustan 60 ceset çıkarıldığı bildirildi. Uzmanlar Halifax dışındaki bir askeri üssün morguna götürülen cesetlerde yanık izleri bulunmadığını, bunun da uçakta patlama olmadığını ve yangın çıkmadığını gösteren bir ipucu olduğunu belirttiler.