Güncelleme Tarihi:
Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak, çok önemli bir morfolojik yapı farkını açıklıyor röportaja başlarken: ‘‘ABD'de Abraham Lincoln, Türkiye'de klinik olarak tespit edilen tek vaka olarak ben, ortak genetik özellikler gösteriyoruz.’’ Bu özellikler çok kısa sürede konsantre olma, aynı anda birbiriyle ilgisiz birçok şeyi düşünme, yapma... Zaaflara da yolaçıyormuş bu özellik: Kas güçsüzlüğü, açlığını, tokluğunu, üşüdüğünü bilememe, üç haneli rakamların son iki hanesini karıştırma... İslamcı kesimin en iddialı kalemşoru Dilipak, morfolojik yapı farklılığından mı bilinmez ama artık ressam! Lincoln özelliği sayesinde resim yaparken makalesini, kitabının bir bölümünü, şiirlerini kafasına nakşediyor. Resme on dakika ara veriyor, beynindeki yazıları bilgisayara geçirdikten sonra tuvalinin başına dönüyor. Ressam Abdurrahman Dilipak'la bu kez sadece resim üzerine sohbet ettik. Yazıda olduğu gibi resimde de iddialı. İslami kesimin ne diyeceğinden çok kendi iç dünyasında renklerle imgelerle yolculuğa önem veriyor. İslami terbiye, paletine de yansıyor. İsraf haramdır diyor ve boyaları tüpten, telef olmayacak kadar sıkıyor. Titizliğinden, giysilerine boya bulaştırmıyor. Bu nedenle önlük giymiyor. Çok çok saten kurdelalı yarım önlük bağlıyor.
Onlar (İslami kesim) dansa çok kızıyorlar. Ben de dansı daha farklı biçimde tanımlayabiliriz diyorum. Heykeli eleştiriyorlar ama bana kalırsa minare heykeldir. Mimber de mihrap da mezar taşları da heykeldir.
Bir sabah uyandığınızda 'Biraz da ressam olayım bari' demediniz herhalde?
- İmamhatip lisesini, yedi okul değiştirerek dokuz yılda bitirdim. Güzel sanatlar okumak istiyordum ama İHL mezunlarını almıyorlardı. Dışarıdan lise bitirdim. Resim dersi aldım ama ikinci sınavı kazanamadım. Arap-Fars Filolojisi'nde okudum ama orada edebiyat göremedim. Ayrıldım. Gazetecilik Halkla İlişkiler yüksek Okulu'na girdim. Grafik çalışmalarım hep oldu. Sanattan hiç kopmadım. Dergi, kitap çıkardım, senaryo yazdım, film yönettim.
Sizin cenah, sanat tabularına karşılık resim yapmanıza nasıl tepki gösterdi?
- Ben, başkalarıyla çok kolay paralellik kurulabilecek biri değilim. Komünist Parti'nin açılması için açlık grevine katılanlar arasındaydım. Benim ideolojim ve siyasal tercihimdeki insanlar öyle davranmadılar.
ALLAH’IN ADI RESSAMDIR
İslami kesim sanat alanındaki güdüklüğüne bir katkı, yardım olarak algılıyor mu resimlerinizi?
- Var olan önyargıların ötesinde yeni bir alan oluşturuyorum. Mesela resim haramdır diyorlar. Ben de diyorum ki Allah'ın adı ressamdır. Benim resmim, onların eleştirdiği resim değil. İslami kesimdekilerin resim tartışması kaba ve estetik kaygı yok. Politika ve ideoloji var. Benim alanıma girip eleştiremezler. Çünkü çok zayıflar.
Allah'ın kendisi ressam ama kulun haddine mi yaratıcılık, resmetmek?
- Ben onu temsil ediyorum. Yedi okul değiştirmem de bu yüzden. Hiç kimseye boyun eğmedim. Sanatın sadece ideolojinin aleti olduğu 1968'de sanat dergisi çıkardım. Sinema yaptığımda da eleştirdiler ama sonra vazgeçtiler.
Hiç homurtular, mırıltılar yükselmedi mi?
- Hayır. Bana karşı herkes alçak sesle konuşur.
İslami kesimin tepkisizliği, Dilipak'tır, yapar demelerinden midir?
- Ben kendi yolumda ilerliyorum. Resim yapıyorum. Toplumla kavga etmiyorum. Estetik, etiğin davranışa yansıyan biçimidir.
Resimde estetiği ararken hangi boyutlara geçiyorsunuz?
- Sanat, sezgisel bir dildir. Sezgisel dünyamıza ancak hayalle yolculuk edebiliriz. Algılar ve anlamlar dünyamızda iktidar olan sanattır. Gerçek olan ne varsa seküler ve şuur alanına giren ne varsa arkasında, sezgilerimizle anlamlandırdığımız bir kurgu yatmaktadır.
SOYUT HAT YAPIYORUM
ÊTablolarınızda göz figürü sıkça yer alıyor?
- Göz temel temalardan biri. Bu da bütün yaşadıklarımızın görüldüğü, kayda geçildiğiyle ilgili. Ben görüyorum, O görüyor. Göz Tanrı’dır aslında. Resimlerimde özel bir dil kullanıyorum. Allegorik, sembolik anlatımlar, bilinmeyeni tanımlayan formüller var. Farklı bir dil kullanıyorum. Diğer ressamlardan farkım var. Bu, tarihten, dinden, mitolojiden imbikleniyor. Her resmimin 15-20 sayfalık anlatımı var. Resmimde sizin gördüğünüz benle, kendi dünyamdaki benin, bağı var. O sayılar, Allah'ın ismimin tek tek karşılığıyla ilgili. Soyut hat çalışan kimse yok. Bir tek ben yapıyorum.
Perspektif ya da portre çalışırken hiç kadın model kullandınız mı?
- Var. Çocuğumun çalışması var.
ÊRessam İsmet Yedikardeş'ten ders almanız tesadüf değildir?
- İsmet, Stuttgart Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Bölümü mezunu. İsmet'e çalışmalarımdan, fikirlerimden, fantazilerimden sözetmiştim. İsmet Bey'le ayaklarım yere bastı. İki yıldır ders alıyorum. Konuyla tekniğin uzlaşmasında yol gösterdi. Boya markalarını bile bilmiyordum. Bir resmimde, Ordu'dan getirdiğim siyah bir çamuru kullandım. Denemeyi seviyorum.
ERKEN DÖNEMDEYİM
Resimde varacağınız yer neresi?
- Yeni form, renk arıyorum. Henüz erken dönemdeyim. Sanırım bir iki yıl içinde daha net şeyler söyleyebilirim. Kendimi arıyorum. Hata yapmaktan korkmuyorum. Ama ciddiye alıyorum yaptıklarımı. Sanat ve kültür hayatında yeni bir boyut yakalamak istiyorum.
Tablolarınızı alıp başköşeye asmasını istediğiniz özel isimler var mı?
- Herhangi bir tablo alır gibi değil de daha duyarlı, o resimde kendini bulanların almasını isterdim.
Türkiye'de nerede ve nasıl bir sergi açmayı hayal ediyorsunuz?
- Yurtdışında sergi açarsam, içerdekiler daha ihtiyatla eleştirecekler. Cemal Reşit Rey'deki bir konserle bütünleşmiş bir özgürlüğe adanmış bir resim sergisi açmak isterim. Tuluyhan Uğurlu, Ahmet Özhan ya da Ruhu Ayangil'in Uyan Ey Gözlerim bestesi eşliğinde bir sergi... O müzikle aynı mesajı veren resimler.
Telif ajansı kuruyor
Resimlerinizle topluma neler sunmak istiyorsunuz?
- Barış da özgürlük de gelişme de estetik bağlantılı. Estetik kaygılar insan davranışlarına yansıdığında ahlakı olabilir. Ahlak da üretimi, kaliteyi, yaşanılabilir dünyayı verir. Bunu başardığınızda önyargılarla demagojik, politik, ideolojik tartışmalarla vakit kaybetmek yerine, bazı şeyleri söylemeden anlamak mümkün olur.
Ne zaman sergi açacaksınız?
- Bu sene içinde ve mutlaka yurtdışında. Viyana ya da Almanya'da. Ayaklarımı yavaş yavaş yere basarak yürümek istiyorum. Yine sokaklarda olacağım, bağırıp pankart taşıyacağım. Zamanımı en çok mahkemeler alıyor. Dolayısıyla ben sadece resim yaparım, olmayacak. Özgürlüğe adanmış resimlerle bir sergi daha açacağım. Hakkkımda açılan davaları serigrafiyle basıp üzerine resim yapacağım. Amacım, işte bu benim hayatım diyerek iz bırakmak.
İz bırakmak için esas aldığınız yazılarınız mı yoksa resimleriniz mi?
- Yazdığım, düşündüğüm ve hayal ettiğim gerçeğin üç boyutu. Bu bir prizma. Bunlar arasında bir çelişki görmüyorum.
Sanat eserlerinin tescili için çalışmalarınız olduğunu duydum?
-Entelektüel Mülkiyet Hakları ve Sanatsal Eserler Tescil Bürosu, kısaca STM Sanat Tescil Merkezi/ARC Art Registrated Center projemiz var. Ülkemizdeki tüm entelektüel mülkiyetin envanterini çıkartmak ve bu eserlerin izlerini sürmek, sanatçı hakları kadar ulusal anlamda bir kültürel değer olarak değerlendirilmesinde sorumluluk üstlenmek, duyarlılığı artırmak ve kültür erozyonunun önüne geçmek istiyoruz.