Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2005 00:00
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde (SSM) yarın açılacak olan ‘Picasso İstanbul’da’ başlıklı sergi basın mensuplarına tanıtıldı. Soruları yanıtlayan Picasso’nun torunu Bernard Ruiz-Picasso, ‘Türkler en büyük medeniyetlerden birini kurdukları için bugün bu tablolar burada. Hem teknik düzenleme, hem güvenlik mükemmel’ dedi.
EMİRGAN’daki Sakıp Sabancı Müzesi’nde yarın açılacak olan ‘Picasso İstanbul’da’ sergisiyle ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında Picasso’nun torunu Bernard Ruiz-Picasso, ‘Türkiye modern sanata ilgisiyle tanınan bir ülke değil. Tabloları buraya getirmek sizin için bir risk değil miydi? Sizi ikna eden ne oldu’ sorusuna, ‘Hiçbir risk aldığımı düşünmüyorum’ yanıtını verdi. Torun Picasso, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘Tabloların burada sergilenmesi konusundaki hem teknik, hem de güvenlik düzenlemeleri müze yetkilileri tarafından mükemmel bir şekilde yapıldı. Avrupa’da okullarda tarih dersinde Osmanlı İmparatorluğu’nun ne kadar büyük bir medeniyet olduğunu okurduk. Daha sonra kişisel merakım sonucu birkaç kitap aldım. ‘Türk olmak ne demektir?’, ‘Türk medeniyeti nereden başlar?’ diye merak ettim. Ve sonunda anladımki Türkler en büyük medeniyetlerden birini kurmuşlar. İşte o yüzden bu tablolar bugün burada.’
26 MARTA KADAR AÇIK
Emirgan’daki müzede 26 Mart’a kadar açık kalacak sergi için tam bilet 10 YTL, grup bileti 7 YTL, indirimli bilet ise
3 YTL olarak belirlendi. Sergi, refakatçisiyle gelen 14 yaş altı çocuklar ve engelliler için ücretsiz olacak. Bilet fiyatına 25 eser hakkında İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmış sesli bilgilendirme sistemi de dahil olacak. SSM Müdürü Dr. Nazan Ölçer, Türkiye için bir ilk olan sergide Picasso’nun tüm dönemlerini kapsayan 135 eserin yer alacağını belirtti. Ölçer, sergide sanatçının İspanya’daki ilk gençlik yıllarına dair çizimlerin de bulunduğunu söyledi. Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü ise Sabancı Holding’in sadece iş alanında değil sosyal alanda da liderliği bulunduğunu belirterek ‘Picasso sergisine sponsor olarak evrensel zenginlikleri Türk insanıyla buluşturmayı amaçlıyoruz’ dedi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise Picasso’nun eserlerinin Türkiye’ye getirilmesinin Sabancı Müzesi’nin uluslararası müzecilik normlarını yakaladığını kanıtladığını söyledi.
Torun Picasso: Resimde çok yeteneksizim‘Picasso İstanbul’da’ sergisinin küratörü, FABA (Fundacion Almine Bernard Ruiz Picasso para el Arte) Vakfı
başkanı ve Picasso’nun torunu Bernard-Ruiz Picasso, Hürriyet’e konuştu. İşte torun Picasso’nun anlattıkları:
15’İNDE MİRASÇI Böyle bir ikonun torunu olduğumu çok geç anladım. Çünkü babam ondan öyle bahsetmiyordu. O onların babasıydı sadece. Benim de sadece dedem. Bir gariplik olduğunu, yani onun özel biri olduğunu biliyordum ama tam ne olduğunu bilmiyordum. Ne zaman ki babam Paul kanserden öldü, bütün avukatlar etrafıma toplandı, o zaman fark ettim her şeyi. 15 yaşındaydım ve mirasçılarından biri olarak yasal bir çok şeyle uğraşmak zorunda kaldım.
KABİLİYETİM YOK Resimde çok yeteneksizim gerçekten. Bana araba motoru tamir et deseniz eminim daha iyi yapabilirim. Şu anda eşim Almine’le beraber kurduğumuz vakıfta da modern sanatçıları izliyoruz. Dedem de zamanının sanatçılarına çok önem verir, onları anlamaya çalışırdı.
BABAANNEMİN İNADI Babaannem Olga Kokhlova, Rus balesinde balerindi. Rus geleneklerine bağlı çok sert bir kadın olduğunu biliyorum. Kendisi ölene kadar dedemden boşanmayı kabul etmediği için dedem diğer beraber olduğu kadınlardan olan çocuklarını nüfusuna geçirememişti. Ancak o öldükten sonra son karısı Jacqueline Roque ile evlenebildi.
RESİM İLK SIRADA Dedemin bir kadın düşmanı olarak görülmesini çok yanlış buluyorum. Sevdiği kadınların hepsiyle uzun süre beraber oldu, onlardan çocuk yaptı ve onları gerçekten sevdi. Evet, kalplerini kırmış olabilir ama Picasso’yla ilgili bence kadınların kabullenemediği başka bir şey vardı. Kadınlar onun hayatının ilk sırasını alamadılar hiç bir zaman. İlk sırada hep sanatı vardı ve bu kadınları çok mutsuz etti.
DEDEYLE OYUN
Dedem Picasso’yla 13 yaşıma kadar vakit geçirme şansım oldu. Babam Paul beni her ay onun yanına götürürdü. Beraber yüzmeye giderdik, yerde halıda oynardık. Ping pong oynamayı da çok severdi benimle. Bir Akdeniz insanı olarak çok sıcak bir adamdı. Çocukları çok severdi çünkü onu yetişkinlerden daha çok şaşırtırdı çocuklar.
Aslı SÖZBİLİR/İSTANBUL-
Ezgi BAŞARAN