Güncelleme Tarihi:
Bazıları Pi sayısını, basamakları hatırlamakta zorlandığı için, 22’nin 7’ye bölünmesi olarak hafızasına kazımıştır. Bölme işleminin sonucu yüzde yüz doğruluk içermese de, 99,96 oranında doğru kabul edilir ki bu da pratik uygulamalar için yeterli olur. 1768 yılında İsviçreli matematikçi Johann Lambert, Pi’nin sonsuza dek gittiğini keşfetmiş ve değerinin tam olarak hesaplanmasının imkânsız olduğunu fark etmişti.
Bunu kanıtlamak için, Pi’nin rasyonel bir sayı olmadığını gösterdi. Rasyonel sayılar, ondalık rakamlara çevrildiğinde genelde birkaç basamak sonrasında net sonuçlarını veriyorlar (örneğin 1/8 = 0,125). Bazen de belirli rakamların tekrarıyla devam ediyorlar. (4/7 = 0,571428571… gibi). Pi’de ise bambaşka bir durum geçerli. Virgülden sonra gelen rakamların dizilişi asla birbirinin aynısı değil. Sürekli değişiyor, hiçbir şekilde tekrara uğramadan uzayıp gidiyor. Aslında pi sayısı çok eski çağlardan beri (M.Ö. 2000) kullanılıyor.
Çünkü çember gibi çok yaygın kullanılan bir geometrik cisimle yakından ilişkili. Hepimizin bildiği gibi pi sayısı; çemberin uzunluğunun, çapına bölümüdür. Çemberin boyutları değişse de bu oran hiç değişmez. Bu yüzden matematiksel sabitler olarak adlandırılan özel sayılardan biridir. Günümüzde Pi sayısının 2,7 trilyon basamağı hesaplanmış durumda. Bu noktaya dek rakamların dizilişinde en ufak bir tekrara rastlanmadı.