Hakan AKPINAR / ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 07, 2003 02:11
1926'da yapılan anlaşmaya göre Türkiye'nin 25 yıl boyunca Irak petrollerinden yüzde 10 hisse alması kararlaştırıldı. 13 yıl Irak'tan komisyon alındığını belirten eski diplomatlar, ‘‘Irak petrollerinden 12 yıllık daha alacağımız var’’ diye konuştu.
DIŞİŞLERİ Bakanı Yaşar Yakış'ın ‘‘Musul ve Kerkük petrollerinde, anlaşmalardan doğan haklarımız olup olmadığını inceletiyoruz’’ sözlerinin ardından Türkiye'nin Irak petrollerinde tahsil edilmemiş 12 yıllık alacağının olduğu ortaya çıktı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın en üst düzey dört eski görevlisi, ‘‘Evet Irak petrollerinden 12 yıllık daha alacağımız var’’ görüşünde buluştu.
ÖDEMELER KESİLDİ
5 Haziran 1926 yılında İngiltere, Türkiye ve Irak arasında yapılan anlaşma uyarınca, Türkiye'nin 25 yıllığına Irak petrollerinden yüzde 10 hisse almasına karar verildiği belirlendi. Irak 1927 ile 1955 yılları arasında Türkiye'ye kesintili olarak 13 yıl boyunca petrol gelirlerinden yüzde 10 hisse verdi. Ancak, 1955 yılından sonra bu ödemeler kesildi. İşbaşına gelen hükümetler, 1986 yılına kadar Irak petrollerinden elde edilecek geliri bütçe kalemlerine ‘tahmini gelir’ olarak koydurdu. 1980'li yılların ikinci yarısından itibaren bu gelir kalemi bütçeden çıkarıldı.
Irak petrollerinde Türkiye'nin payı bulunduğuna ilişkin yazılarıyla da dikkat çeken emekli Büyükelçi Gündüz Aktan, Türkiye'nin yalnızca Kerkük ve Musul petrollerinden değil, tüm Irak petrollerinden yüzde 10 hisse alacağının 1926'daki anlaşmayla güvence altına alındığını açıkladı. Aktan, Hürriyet'e şunları söyledi:
‘‘1926'daki anlaşmla ile Musul vilayeti Irak'a bırakıldı. Bu anlaşmanın 14'üncü maddesinde ‘Irak petrol gelirlerinin yüzde 10'unun 25 yıl boyunca Türkiye'ye verilecektir' deniliyor. O zaman Türk petrol kumpanyası ile Irak hükümeti arasında yapılan bir imtiyaz sözleşmesi var. Ona atıfta bulunarak 25 yıllığına bu gelirin yüzde 10'u Türkiye'ye bırakıldı. Tüm Irak petrollerinin yanısıra petrol ürünlerinin yüzde 10'udur bu. 13 yıl boyunca ödendi ama 12 yıllık hisse ödenmedi. 1986 yılına kadar bu alacaklar tahmini gelir olarak bütçede gösterildi ama 1986'da Saddam, Turgut Özal'dan rica edince, bu Türkiye bütçesinden çıkarılmış.’’
KANIT ANLAŞMA
Eski Devlet Bakanı ve emekli Büyükelçi Coşkun Kırca da Türkiye’nin Irak'tan petrol alacaklısı görüşünü yineledi. Bu alacağın bir bölümünün tahsil edilmese bile geçmişte Türkiye bütçesinde yer aldığını vurgulayan Kırca, şöyle konuştu:
‘‘Milletler Cemiyeti kararları arasında Türkiye'nin bu hakkı bulunabilir. Hatta Abdülhamid'in şahsi hakları bile vardı. Bu, geçmişte ‘Bu rakam, bizim Irak'tan petrol alacağımız' diye her yılın devlet bütçesine konulurdu. Sonra bundan vazgeçildi. 1960 öncesinde bu ödemeler muntazam bir şekilde yapıldı ama tahmin ettiğim kadarıyla Yumurtalık Petrol Boru hattı ile ilgili bir sebep yüzünden ödemelerden vazgeçildi.’’
Kırca, 1926’daki ‘‘Türkiye ile Birleşik Krallık ve Irak Arasında Türk-Irak Sınırı ve İyi Komşuluk İlişkilerine Dair Anlaşma’’nın Irak'tan alınacak petrol hissesini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Milletler Cemiyeti'nin Konsey Kararı'na dayandırılan anlaşmanın 14. maddesinin gerçekleri gösterdiğini söyleyen Kırca, İsmail Soysal'ın ‘‘Türkiye'nin Siyasal Anlaşmaları’’ kitabında anlaşma metninin olduğunu belirtti.
ARŞİVLERDE VAR
Eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Özdem Sanberk de, Aktan'ın açıklamalarını doğruladı ve Türkiye'nin Irak'tan petrol alacaklısı olduğunu söyledi. Sanberk, 1986 yılında Saddam'ın isteğiyle Türkiye bütçesinden petrol geliri hanesinin çıkarıldığını da bildirdi. Sanberk, bu konuyla ilgili bilgilerin Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde bulunduğunu ifade etti.
DYP Genel Başkan Yardımcısı ve Türkiye'nin eski Irak Büyükelçisi Nüzhet Kandemir, tarihsel olarak Türkiye'nin Irak'tan petrol alacaklısı olduğunu bildirdi. 13 yıllık hissenin ödendiğini ancak 12 yıllık petrol hissesinin ödenmediğini belirten Kandemir, Türkiye'nin bu durumda teorik olarak Irak'tan yaklaşık 30 milyar dolar alacağı bulunduğunu öne sürdü. Kandemir, ‘‘Ancak ben, Irak'ın toprak ve toprakaltı servetlerinin Iraklılara ait olduğunu, Türkiye'nin Irak'ın servetlerinde gözü bulunmadığını savunmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum’’ dedi.