Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2002 15:51
Personel Müdürlüğü (PM) tabelaları indi, yerini İnsan Kaynakları (İK) aldı. Tabelalar indi ama 'PM, İK oldu mu' tartışması başladı. Doç. Dr. Canan Ergin, 'İnsan Kaynakları Yönetimi' adlı kitabında bu süreci ele aldı. Kitapta örgüt personeli ile ilgilenen herkesin yararlanabileceği psikoloji konularına yer veriliyor.
Türkiye, 90'ların ikinci yarısından itibaren yeni bir kavramla tanıştı; insan kaynakları. Şirketlerde bordrolama ve işe alım işlemlerini yapan personel müdürlükleri, daha geniş kapsamlı insan kaynakları birimlerine dönüşmeye başladı. Tabelalar değişti ama yeni bir tartışma başladı: Yalnızca tabela değiştirmekle insan kaynakları olur mu?
Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Canan Ergin, 'İnsan Kaynakları Yönetimi' adlı kitabında bu tartışmayı sorguluyor. Kitapta örgüt personeli ile ilgilenen herkesin yararlanabileceği psikoloji konularına yer veriliyor. Bunlar; işe alma, eğitim, güdülenme, iş tanımları, performansın değerlendirilmesi gibi bir örgütün yönetiminde son derece önemli olan alanlar.
Ergin, bu kitabı yazma nedeninin, insan kaynakları kavramının Türkiye'de doğru ellerde olmaması ve yeterince bilinmemesi olduğunu söylüyor: ‘‘Bu akım moda olarak çıktı. Ancak bunun uygulayıcıları çoğunlukla insan kaynakları alanında eğitim almamış kişiler. Karşılaştığım örneklerin çoğu, bambaşka alanlarda eğitim aldıktan sonra kendilerini iyi pazarlayan, birkaç kurs aldıktan sonra, bu alana girip, girişkenlikleri sayesinde ilerleyen ve şirkette kalabilen kişilerdi. İşin eğitimini alan kişilerin azınlıkta olduğunu düşünüyorum.‘‘
Ergin, bu alanda çalışanların çoğunun, psikolojinin insan kaynaklarının temel bilgilerini sağlayan bir bilim olduğunu bilmediklerini kaydediyor: ‘‘Psikoloji yaklaşık 100 senedir bu işlerle uğraşıyor. ABD'de, 'Endüstri ve Örgüt Psikolojisi', Avrupa'da 'İş Psikolojisi' olarak adlandırılan bir uzmanlık alanının yıllardır bu işleri yapıyor ama Türkiye'de bilinmiyor.‘‘
Türkiye'de insan kaynakları sürecinde, şirketlerin ve çalışanların en önemli sorununun, 'şirketlerin insana yatarım konusundaki hasislikleri' olduğunu kaydeden Ergin, şöyle devam ediyor: ‘‘Ne insan kaynakları elemanları için ileri eğitim olanaklarına bir yatırım yapılıyor, ne de bu konuda 'ılımlı yaklaşım' olarak adlandırılan bir bakış açısı var. Özellikle ekonomik krizden sonra, şirketler için elemanlar, geliştirilmesi gereken 'kaynak' olarak görülmedi. Tam tersine, ekonomik kriz bahane edilerek, bazı işyerlerinde insanlar işlerinden çıkarıldılar ya da çok düşük ücretlerle çalışmaya zorlandılar. Böyle bir tablonun içinde bizim insan kaynaklarının psikoloji temelli, humanistik yaklaşımı son derece lüks birşey olarak kaldı. Bu işin bilimsel temele dayalı, konunun uzmanı kişiler tarafından yapılması ve bu süreçte endüstri-örgüt psikologlarının da yer alması gerekiyor.‘‘
DOÇ. DR. CANAN ERGİN KİMDİR?
Doç. Dr. Canan Ergin, Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Aynı üniversiteden 1980'de lisans, 1983'te sosyal psikolojide yüksek lisans, 1989'da endüstri/örgüt psikolojisi alanında doktora derecesini aldı. Tezinin konusu, 'İç Çatışmaların İkili Çatışmaların Çözümündeki Rolü'ydü. İlgilendiği alanlar; örgütsel çatışma, işe yönelik tutumlar, tükenmişlik. Ergin, sağlık alanında çalışan personelle ilgili çeşitli çalışmalar yaptı. Bunlardan biri Sağlık Bakanlığı'nın araştırma danışmanı olarak yurt genelinde, diğeri bir üniversite hastanesinin kalite çalışmaları çerçevesinde yürütüldü.