Perpa tetikçisi

Güncelleme Tarihi:

Perpa tetikçisi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 1999 00:00

Haberin Devamı

5 kişinin öldüğü Perpa operasyonuyla ilgili dava 6 yıl sonra sonuçlandı. Aralarında Susurluk'un kilit isimlerinden Ayhan Çarkın'ın da bulunduğu 5 polis, ‘Yasal sınırı aşarak faili belli olmayacak şekilde 5 kişiyi öldürmekten’ önce idam cezasına çarptırıldı. Ceza daha sonra 3 yıl 10 ay 20 gün hapse indirildi.

KAMUOYUNDA ‘Perpa baskını’ olarak bilinen, 5 kişinin öldüğü operasyonla ilgili yargılama 6 yıl sonra mahkûmiyetle sonuçlandı. Aralarında Susurluk çetesi sanıklarından olan ve daha önceki bir çok operasyonla ilgili olarak hakkında dava açılan özel timci Ayhan Çarkın'ın da bulunduğu 5 polis memuru 'yasal sınırı aşarak faili belli olmayacak şekilde 5 kişiyi öldürmekten' önce idam cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıkların cezasını çeşitli indirim maddelerinden hareketle 3 yıl 10 ay 20'şer gün hapis cezasına kadar indirdi. Aynı davanın sanıkları arasında bulunan 4 polis ise beraat etti. İstanbul 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık 9 polis katılmadı. Aralarında İHD ve ÇHD'nin de bulunduğu müdahiller adına avukatlar Metin Narin ve Cahit Özdemir'in hazır bulunduğu duruşmada mahkeme tüm delillerin toplandığını belirterek Cumhuriyet Savcısı'ndan görüş istedi.

SAVCI BERAAT İSTEDİ

Savcı önceki mütalaası doğrultusunda sanık polisler için meşru müdafaadan beraat isteminde bulundu. Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme 13 Ağustos 1993 günü Perpa binasında bir ihbar üzerine gerçekleştirilen operasyonda Selma Çıtlak, Mehmet Salgın, Sabri Altıntaş, Hakan Kasa ve Mehmet Akyürek'i yasal savunma sınırını aşarak, faili belli olmayacak şekilde öldürmekten sanık 9 polisten dönemin Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Ercüment Yılmaz, Emniyet Amiri Ali Çetkin, Komiser Hasan Erdoğan ve polis memuru Kadir Uçar'ın delil yetersizliğinden beraatlerine karar verdi.

5 POLİSE AYNI CEZA

Mahkeme heyeti kararda, 13 Ağustos 1993 tarihinde Perpa'nın 11. katındaki 'Beyaz Saray Cafe'ye düzenlenen operasyonda, polis memurlarının üzerindeki çelik yeleklerdeki 'polis' yazısını gören maktül Selma Çıtlak ile Mehmet Salgın'ın ateş açmaya başladıkları bildirildi. Açılan ateşe, polis memurlarının önce ikaz, daha sonra maktüllere ateş etmek suretiyle karşılık verdiği belirtilen kararda, operasyon sonucu 5 kişinin öldüğü, bunlardan 5 tabanca ile 2 adet patlamaya hazır el bombası ele geçirildiği kaydedildi. Kararda ayrıca, polis memurlarının yasal savunma çerçevesinde bulundukları anlaşılmış olsa da üzerlerinde çelik yelek bulunduğu halde maktüllerin hayati tehlike doğurmayacak bölgelerine 1-2 el ateş açmaları gerekirken, 7 ile 18 el ateş ettikleri vurgulandı. Mahkeme operasyonda çelik yelek giyerek silah kullanan sanık polisler Ömer Kaplan, Ayhan Çarkın, Ayhan Özkan, Hüseyin Doğrul ve Selim Kostik'i TCK 49, 450/5 maddeleri uyarınca önce idam cezasına çarptırdı. Aralarında Susurluk çetesi sanıklarından Çarkın'ın da bulunduğu 5 polise verilen idam cezası TCK 50 maddesi uyarınca önce 8'er yıla, ardından TCK 463, 281 ve 59/2 sayılı indirim maddelerini uygulayarak sonuçta 3 yıl 10 ay 20'şer gün hapse indirildi.

AVUKAT: BEKLEMİYORDUK

Kararı şaşkınlıkla karşılayan müdahil avukatı Narin, ‘‘Dava beraate doğru gidiyordu. Ceza verilmesini beklemiyorduk. Hiçbir delil toplanmamıştı, olay yerinde birçok tanık vardı, dinlenmemişti. Kararda maktüllere 18 el ateş edilerek aşırılığa kaçıldığı vurgulanıyor. Buna benzer birçok davada maktüllere 50 kurşun sıkıldığı halde beraat kararı verildi. Bu cezayı Türkiye'nin AB üyeliğinin gündemde olduğu şu günlerde bir şirinlik olarak değerlendiriyoruz. Göstermelik bu ceza yetersizdir, temyize gideceğiz’’ dedi.

1-2 el ateş edecekken 18 el etmişler

Kararda şu ilginç gerekçe yeraldı: ‘‘Eylemlerinin yasal savunma çerçevesinde olması gerektiğinin kabulü gerektiği anlaşılmış ise de, sanıkların bir ve iki el, hayati olmayan bölgelere ateş etmeleri gerekirken, maktüllere 7 ile 18 el arasında ateş etmesi sebebiyle aşırılığa kaçtıkları, operasyona katılan polislerin çelik yelekli oldukları, böylece savunmada zaruriyet sınırını aşmak suretiyle silah kullanıldığı anlaşılmıştır.’’

Emniyette izi bile yoktu

Terörle Mücadele Şubesi timleri, Perpa Ticaret Merkezi'nin 11. katındaki büfenin yasadışı Dev-Sol örgütü üyeleri tarafından işletildiğini ve eylem hazırlığı yapıldığı ihbarını alınca, 13 Ağustos 1993 tarihinde, saat 12.00'de operasyon düzenledi. İçeride kıstırılan militanlar, 'Teslim olun' çağrısına ateşle karşılık verdi. Yaklaşık yarım saat süren çatışmada Nebi Akyürek, Hakan Kasa, Mehmet Salgın, Sabri Atılmış ve Selma Çıtlak adlı kasiyer öldürüldü. Öldürülen beş kişinin yasadışı Dev-Sol örgütünde Dursun Karataş taraftarı olduğu ve bir bankayı soymak için hazırlık yaptıkları ileri sürüldü. Silahların yapılan balistik incelemesinde Nebi Akyürek'in yanında bulunan Ruger marka tabancanın Zeytinburnu'nda iki kişi tarafından yaralanan polis memuru Mehmet Bulut'tan gasp edildiği belirlendi. Militanların olay yerine gelen yakınları, ‘‘Militan olsa bile evine gidip gelirken sağ olarak yakalanamaz mıydı? Bu çatışma değil düpedüz infazdır. Ölenlerden Sabri Atılmış kısa süre önce PKK'dan kaçmak için köyünden gelmişti. Suç duyurusunda bulunacağız’’ demişlerdi. Ancak, Dev-Sol militanı olduğu iddia edilen 23 yaşındaki bir çocuk annesi kasiyer Selma Çıtlak'ın Emniyet'te hiçbir kaydına rastlanamadı. 4 yıllık evli, 1 çocuk annesi Selma Çıtlak, öldürüldüğü zaman bir aydır kafeteryada kasiyer olarak çalışıyordu.

Ceza önce idamdı

Susurluk'un kilit ismi Ayhan Çarkın, diğer polisler gibi önce idam cezasına çarptırıldı. Ceza, TCK 50. maddesi uyarınca önce 8'er yıla, ardından TCK 463, 281 ve 59/2 sayılı indirim maddeleri uygulanarak, sonuçta 3 yıl 10 ay 20'şer gün hapse indirildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!