Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz sorgusu devam eden Perinçek, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in “Zihni Çakır ile aranızda husumet var mı?” şeklindeki sorusu üzerine, Çakır'ı tanımadığını ve aralarında husumet olmadığını söyledi.
Perinçek, Çakır'ın yargılandığı davada mahkum edildiği için artık rahat konuşabildiğini ifade ederek, “Yalancıdır. Uydurma şeyleri kitap haline getirdi. Muslukçu olduğunu biliyorum. Belli insanlar bu tertipte kullanılmıştır. Zihni Çakır da bu insanlardan biridir” dedi.
Perinçek, Savcı Pekgüzel'in başka bir sorusu üzerine Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı Milliye gibi örgütlerin bir programı ve disiplini olmadığını, bunların başıbozuk olduklarını, aralarında iyi niyetli insanlar bulunduğunu, ancak içlerinden provokatif unsurların da çıkabildiğini kaydetti.
İP'in Diyarbakır mitingine Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin katıldığı iddialarının doğru olmadığını belirten Perinçek, bu harekete destek vermediğini söyledi.
Perinçek, “Ben bir partinin genel başkanıyım. Böyle başıbozuk örgütlere destek vermem. İlhan Selçuklara, Kemal Alemdaroğlu'na, Vural Savaşlara destek veririm” diye konuştu.
İP'de DHKP/C, PKK ve İBDA-C ile Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi, Kuvayı Milliye gibi örgütlerle ilgili her türlü kitap ve broşürün bulunduğunu ifade eden Perinçek, bunların partinin arşivi olduğunu anlattı.
Savcı Pekgüzel, Mehmet Zekeriya Öztürk'ün Ankara'daki emniyet ifadesini huzurda da kabul ettiğini belirterek, bu ifadeden bölümler okuyup, Perinçek'ten genel bir değerlendirme yapmasını istedi.
Perinçek de, Öztürk'ün “Ordu darbesi gözlüyorlar” şeklindeki ifadelerini dalga geçmek için söylediğini belirttiğini, kendisinin bu olayın üzerine gittiğini, bu tür suçlamaları kesinlikle ortada bırakmadığını söyledi.
Perinçek, “Dalga geçtiğini söylüyor, fakat dalga geçmiyor. Bunlar, Mehmet Eymür tarafından dikte edilen ifadelerdir” dedi.
“DARBECİLİK YAPMADIM”
Partisinin Çin, Rusya, İran ile ilgili açılımlarını anlatan Perinçek, Avrupa ve Amerika tehdidine karşı Avrasya'nın desteğine ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Ankara'da 2003 yılında düzenlenen mitingde “ordu göreve” pankartı açan kişilerin provokatif tertipte bulundukları için İP'den atıldıklarını belirten Perinçek, daha sonra bu kişilerden Erkin Yurtsever'in intihar ettiğini söyledi.
Darbelerde yargılandığını, hayatının hiçbir döneminde darbecilikle ilişkisi olmadığını vurgulayan Perinçek, tehditlere karşı koymak için Türkiye'de ordu ve millet beraberliğinin şart olduğunu kaydetti.
Başka bir soru üzerine de Perinçek, hiçbir zaman tutuklu sanıklardan Doç. Dr. Ümit Sayın'ın kendisine darbe olasılığının arttığını söylemediğini, Türkiye'de bugün aydınların köşe yazılarında da darbeyi konuştuklarını anlattı.
Aralarında Zihni Çakır ve Şamil Tayyar'ın bulunduğu bazı yazarların Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ için “9. darbenin lideri” yazdıklarını ifade eden Perinçek, darbeyle Türkiye'de bir şey yapılacağı kanısında olmadığını, darbenin Türkiye'yi çözümsüzlüğe iteceğini kaydetti.
Perinçek, Ümit Sayın'ın tutarsız bir insan olduğunu söyledi.
ADD'YE ALKIŞ
Savcı Pekgüzel'in “Adil Serdar Saçan ile ilişkinizin boyutu nedir?” şeklindeki sorusuna da Perinçek, “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanan Emcet Olcaytu ile yaptıkları telefon görüşmesinin sonunda “Adil Serdar Saçan'a söyle, doğruları söylesin” dediğini belirtti.
Perinçek, “Adil Serdar Saçan'ın tertibi, Fethullahçılar'ın bu işi yürüttüğünü gördüğünü, uyandığı için de bu soruşturmaya dahil edildiğini” öne sürdü.
Başka bir soru üzerine de Perinçek, Türkiye'nin Atatürkçü Düşünce Derneği'nden iftihar etmesi gerektiğini, bu derneğin darbeyle, suçla ilişkisi olmadığını, yasal olduklarını ifade etti.
Savcı Pekgüzel'in davanın tutuksuz sanıklarından Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile ilişkilerinin boyutunu sorduğu Perinçek, Prof. Dr. Alemdaroğlu'na rektörlükten alınarak büyük bir haksızlık yapıldığını söyledi.
Perinçek, Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu'nun, eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in önüne koyduğu dosya nedeniyle rektörlükten alındığını savundu.
Perinçek, “Alemdaroğlu çok değer verdiğim bir insandır. Alemdaroğlu gibi gerçek kahraman, devrimci aydınlarla bağ kurmamdan beni korkutacaklarını düşünüyorlarsa bunlara pabuç bırakmam, bunlardan korkmam” dedi.
İBRAHİM ŞAHİN
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, “Evinizde İbrahim Şahin imzalı bir belge bulunmuştur. İbrahim Şahin ile olan ilişkinizi açıklar mısınız?” şeklindeki sorusuna Perinçek, “1998 yılında Fethiye'de Platin Otel'de İbrahim Şahin'in de bulduğu bir toplantı yapıldığını, bu toplantıda beni öldürtmek için plan yapıldığı ihbarını aldık” dedi.
İbrahim Şahin'in de bu kişilerle bağlantılı olduğunu tespit ettiklerini belirten Perinçek, bu olayı yargılandığı mahkeme sürecinde de gündeme getirdiğini söyledi.
Daha sonra Şahin'in kendisini arayıp randevu aldığını ifade eden Perinçek, şu iddialarda bulundu:
“İP İstanbul İl Merkezi'nde görüştük. Şahin, bu iddianın doğru olmadığını belirterek, 'Bu duyumlar yanlış ihbar edildi' dedi. 'Sizi öldürecek adam MHP İzmir İl Başkanı Musavvat Dervişoğlu'dur' dedi. 'Musavvat Dervişoğlu, MİT mensubudur. Seni öldürmeyi planlayan kendisidir. Haksız yere beni suçladınız, size yapılan komplonun içinde ben yoktum' dedi. Buna ilişkin yazdığı kağıdı bana verdi. O belgeyi sakladım. Bu belge, o belgedir.”
Perinçek, 2 minibüs dolusu ülkücü gencin silahlı olarak parti binası önüne geldiğini ancak o sırada “Doğu Perinçek hapse atıldı. Gerek kalmadı” diye bir haber gelmesi üzerine suikasttan vazgeçildiğini öğrendiklerini ileri sürdü.