Güncelleme Tarihi:
Cam Piramit Kongre ve Fuar Merkezi'nde düzenlenen törene kırmızı halı üzerinden geçerek gelen sanatçılara, vatandaşlar sevgi gösterilerinde bulundu. Kırmızı halı geçişinin ardından başlayan törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, Türk sinemasının son dönemde dünyada büyük ilgi çektiğini söyledi.
Yüzyıllık geçmişi olan Yeşilçam'a dayanan Türk sinemasının son dönemde Kültür ve Turizm Bakanlığı ve sektörün birlikte yaptıkları yasayla çok iyi noktaya geldiğini ifade eden Çelik, “Son 5 yıl içinde uluslararası alanda alınan ödüller 320'yi bulmuş durumda. 45 ülkede 70 televizyon dizimiz oynuyor. Bunların ülke tanıtımına ve turizme katkıları son derece önemli” dedi.
Avrupa sinemasının 4 yıldır gerilediğini, fakat aynı süre içinde Türk sinemasının her alanda yıllık ortalama yüzde 25 büyüdüğünü vurgulayan Çelik, uluslararası alanda Türk sinemasını tanıtmak için sivil toplum kuruluşlarıyla 4 yıl içinde 56 ülkede 90 şehirde 750 Türk filmini 250 bin yabancı seyirciyle buluşturduklarını kaydetti.
Çelik, son birkaç aydır Türkiye'de film çekmek için 20'ye yakın uluslararası film yapım şirketiyle görüşme yaptıklarını ifade etti.
Festival kapsamında 1979'da sansür ve 1980'de askeri darbe nedeniyle yapılamayan film yarışmalarının ödüllerinin sahipleriyle buluşacağı, “Geç Gelen Altın Portakal” bölümüne dikkati çeken Çelik, AKSAV'ı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ı kutladı. Çelik, “48 yıllık festivalin kesintiye uğratıldığı 80 yılını tekrar değerlendirip, o kesintiyi tamamlaması son derece önemli” dedi.
Kadına şiddet
Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Türk sinema sanatçılarının aileden biri olarak görüldüğünü vurgulayarak, onların Türkiye'nin aydınlık yüzü olduğunu kaydetti. Sinema sanatçılarının toplumsal duyarlılığa sağladığı katkıya dikkati çeken Altıparmak, 1963'ten bu yana varlığını sürdüren festivalin Türk sinemasının endüstrileşmesinde büyük rol oynadığını bildirdi.
Altın Portakal'ın Antalya'nın markalaşmasına da büyük katkı sağladığını ifade eden Altıparmak, Türk sinemasının 50 yıllık macerasıyla evrensel çizgiyi yakaladığını söyledi.
AKSAV ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, yarım asıra emin adımlarla yürüyen festivalde yeniden birarada olmanın onurunu yaşadıklarını dile getirdi. İlk kez bir festivali bütünüyle kadınlara odakladıklarına değinen Akaydın, kadının günlük hayattaki vazgeçilmezliğini anlatmaya çalıştıklarını ifade etti.
Akaydın, “Kadına şiddet utancının sanatın barışcıl diliyle son bulmasını istiyoruz. Çocuk gelinler olmasın diyoruz. Kadınlara, çocuk yaşta zorla evlendirilen kızlarımıza, Türkiye ve dünyanın herhangi bir yerinde hapiste olan tüm düşünce suçlularına özgürlük istiyoruz” diye konuştu.
''Yaşam Boyu Onur Ödülü' sahiplerini buldu
Alman RTL televizyonundan Nazan Eckes'in sunduğu gecede, Tuncel Kurtiz, Perran Kutman, Engin Çağlar, Halit Akçatepe, Mehmet Dinler ve dünyaca ünlü sanatçı Rustam Ibragimbekov'a 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' verildi. Gecede, Rutkay Aziz, “Sanatta Sosyal Sorumluluk”, Suna Selen “Yıldırım Önal Anı”, “Godzilla” lakaplı sinema emekçisi Selahattin Geçgel ise “Emek” ödülü aldı.
Ödülünü Selda Alkor'dan alan Engin Çağlar, 1969'da yönetmen Bilge Olgaç'ın, “Öksüz” filminde rol aldığını belirterek, “Yönetmenin komünist düşüncede olması bana da ödül getirmedi” dedi.
Ertesi yıl Altın Portakal'a “Kınalı Yapıncak” filminin oyuncusu olarak geldiğini, ancak eli boş döndüğünü anlatan Çağlar, sonraki 40 yıl Antalya'ya hiç gelmediğini söyledi. Çağlar, “Benim oynadığım hiçbir filmi Antalya'ya sokmadılar, ta ki 2009 senesinde bu yönetimin işbaşına gelmesiyle. O yıl 60'larda sinemaya başlayan sanatçıları onurlandırdılar. Geçen yıl onur ödülü vermek için, bu yıl da onur ödülü olmak için geldim. Demek ki bu 40 seneyi telafi edeceğiz” dedi.
Çağlar, ödülü “Türk sinemasını Türk insanına sevdiren Yeşilçam döneminin bütün güzel insanlarının anısına” aldığını söyledi.
Rutkay Aziz'in konuşması ayakta alkışlandı
Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği Başkanı Rutkay Aziz'e ödülünü, Zuhal Olcay verdi. Olcay, “Sen güzel ve aydınlık ülkemizin teminatı olarak gördüğüm sanatçılardan birisin” dedi.
1979 ve 1980 yıllarında sansür ve darbe nedeniyle yapılamayan film yarışmalarının ödüllerinin 30 yıl sonra sahiplerini bulacağını belirten Rutkay Aziz, bunun tüm dünyaya örnek olması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Umarım faşizm ve darbe döneminden geçen ülkelerin sinemacıları da bu örneği kendi ülkelerinde paylaşırlar. Dilerim bu ödülü hak etmişimdir. Ola ki moda deyimle 'bir döneklik' olursa, bu verdiğiniz ödülü özgürce geri alma hakkına sahipsiniz. Gerçek sanatçılar ülkesinin ve dünyanın gerçeklerine tanık olmakla yükümlüdür. Benim ülkemde tanık olduğum, hukukun üstünlüğünün yittiği, adaletsiz bir kalkınma girişiminin hızla yol aldığı, parasız eğitim pankartı açan öğrenci arkadaşımın 16 ay hapis yatması...
Dünyanın hiçbir ülkesinde kadın, çocuk bu kadar tacize, cinayete maruz kalmıyor. Dünyanın gerçeği, savaş çığlıkları, açlık, işgal, sömürü... Sinema, Şarlo'nun dediği gibi bir barış sanatıdır ve kendi içindeki barış niteliğini koruyarak dünyaya katkı sağlayacaktır.”
Rutkay Aziz'in konuşmasını salondaki sanatçılar ve izleyiciler ayakta alkışladı.
“Perihan Abla” ödülü ağlayarak aldı
Perran Kutan Kutman'a ödülünü, “Perihan Abla” adlı televizyon dizisinde “Şakir” karakterini canlandıran rol arkadaşı Şevket Altuğ verdi. Çok duygulandığını belirten Şevket Altuğ, “Bence Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük kadın oyuncularından birine bu ödülü vermek büyük onur. Daha yapacağın çok iş var” dedi.
Şevket Altuğ ile çok iyi dost olduklarını belirten Kutman da, gözyaşlarına hakim olamadı. “Hep bir altın portakalım olsun istemiştim” diye espri yapan Kutman, bugüne kadar festivalde ödül alamayışını ise bir fıkrayla anlattı.
Kutman, şöyle konuştu:
“Bir adam Tanrı'ya hep dua edermiş, piyangodan en büyük ikramiye bana çıksın diye, Tanrı cevap vermiş, (Hiç bilet almıyorsun ki). Benim hiç altın portakal alacak filmim olmadı. Ama 46 yıl sonunda tüm meslek hayatımın özeti olan yaşam boyu onur ödülünü aldım. Çok teşekkür ediyorum. Annem bir şey rica etti, Tayvan atasözünü burada söylememi istedi. Kuğuların suyun yüzündeki sakin duruşu sizi aldatmasın, onların suyun altında ne kadar çaba harcadığını biliyor musuz? Bence bu söz sanatçıları çok iyi anlatıyor.”
Perran Kutman, Şevket Altuğ'a da, “Altın dost” ödülü için teşekkür etti. Kutman, “(İki elim ateşte olsa yanında olacağım) dedi. Çok teşekkür ediyorum” dedi.
Akçatepe'ye ödülünü Tarık Akan verdi
Usta oyuncu Halit Akçatepe ise ödülünü Tarık Akan'dan aldı. Akan ile 40 yıldır dost olduklarını anlatan Akçatepe, 1943 yılında sinema oyuncusu olduğunu ve bugünlere geldiğini söyledi.
Babasının oyuncu olmasını istemediğini, onu kırmamak için okulunu da bitirdiğini belirten Akçatepe, ancak oyunculuğu çok sevdiğini kaydetti. Akçatepe, okulu bitirip yine de oyunculuk yaptığı için babasının kendisine “Okumuş serseri” dediğini anlattı.
Akçatepe, 48. Festival'in jürisinin kadınlardan oluştuğunu da hatırlatarak, “Kadınların elinden ödül almak yazılmış bahtıma. Teşekkür ediyorum. İnşallah 148. yılda buluşmak üzere, Allah'a ısmarladık” dedi.
“Godzilla” ödülünü aldı
Metin Erksan tarafından “Godzilla” lakabı takılan sinema emekçisi Selahattin Geçgel'e ödülünü Şerif Sezer verdi.
Şerif Sezer, Türk sinemasının en vefakar emekçilerinin set işçileri olduğunu belirterek, “600 filme yakın filminde imzası olan Geçgel'e ödülünü vermekten onur duyuyorum” dedi.
Geçcel ise sahneye Tuncel Kurtiz'i çağırarak kendisini anlatmasını istedi. Bunun üzerine sahneye gelen Kurtiz, “En son Ömer Kavur'un Akrebin Yolculuğu'nda birlikte çalıştık. Koskoca çanı alıp tepeye çıkardı. Omuzları çöktü ama işini bırakmadı. Yeşilçam'ın bütün teknisyenleri ve set işçileri nezdinde sevgiyle kucaklıyorum. Sağolasın Godzilla” diye konuştu.
Kurtiz'in ödülünü Jane Birkin verdi
Tuncel Kurtiz'e ise ödülünü İngiliz Şarkıcı Oyuncu Yönetmen Jane Birkin verdi. Birkin, ödülü vermek için çıktığı sahnede Kurtiz'in elini öptü.
Tuncel Kurtiz, “Yılmaz Güney bana iki kanat taktı. 'Umut' ve 'Sürü'. Ben bu iki kanatla Avrupa'da uçtum. Yılmazcığıma buradan tekrar teşekkür ediyorum. Bana hayat verdi” dedi.
Türk sinemasının usta isimlerinden Suna Selen de ödülünü Salih Güney'den aldı. Selen, ödül için teşekkür ederken, Salih Güney, Selen'in Türk sinemasının en hanımefendi sanatçılarından biri olduğunu söyledi.
Zuhal Olcay ve Jane Birkin'in şarkılarıyla renk kattığı gecenin sonunda ödül alan sanatçılar birlikte fotoğraf çektirdi.