İklim GÜNER / iklimguner@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2007 13:33
Kim ne derse desin, boyu bir arpanın boyunu geçmese de ilerleme var bu ülkede!
Bakın artık nota göre sınıf ayrımına tepki gösterir olduk.
Buna şaşıranlar bile var hatta.
Arpayı geçtik desek yeridir hani.
Bir zamanlar eğitim sistemimizin meşru bir parçası olan çirkef bir uygulamaya sessiz kalmıyoruz artık.
Sınıfın en ferah, en ihtişamlı noktalarında yani çoğunlukla pencere kenarlarında notları iyi olanlar ağırlandı hep..
Geriye kalan puslu, basık taraflarında ise diğerleri…
Öğretmenlerimizin birçoğu yüzünü ferah mekana çevirince kaslarını serbest bıraktı, bir gevşedi, bir yumuşadı…
Diğer tarafa dönünce; içi karardı, sesi yükseldi, kasları kasıldı.
“di’li” geçmiş zaman kullanacak kadar yol aldık mı bilmem ama şimdiki zaman ekini kullanıp çakılı kalmak istemiyorum o günlere.
Çalışkanlar-tembeller diye gruplara ayırdığımız,poh pohlayıp-yerin dibine batırdığımız insanlardan güzergahlarını değişen nice insanlar olmuştur kimbilir?
Hem de büyük bir azimle…
Yıllarca tembeller sırasında otur, tembeller sınıfında silin, öğretmenin senden bir makas almasın,”benim
aslan oğlum,benim çalışkan kızım”gibi cümleleri hep
başkalarına söylenirken duy ve sonra büyük adam ol…
Diz çökmek lazım!
Ya da yıllarca en ışıklı mekanların kendine güvenen, ukala çocuğu ol, çalışkan olduğun için “zeki”başlığının altında toplan,iltifatlarla şımar ve sonrasında
bir hiç ol…
Dizleriniz dik kalsın!
Öğretmen sınıftayken, sınıf içinde gezinmek ya da sınıf dışına çıkmak sadece çalışkanlara verilen bir kapütülasyondu bizim zamanımızda…
Ama maalesef hep pencere kenarından yani çalışkanlar sırasından biri nail olurdu bu şerefe.
Hiç dikkat etmemiştim, bütün bunlar bende derin yaralar açmış meğer…
İçim sızladı yazarken.
Ben liseye kadar hep orta sınıf mensubu oldum.
Sınıf kastının silik grubu yani…
Bu ayrımların hala yapıldığını hepimiz biliyoruz aslında.
Ama dillendirince çirkin görünüyor göze.
Bu nedenle üzerindeki örtüyü kaldırıp, dağınık kelimeleri cümle yapmıyoruz hiçbirimiz.
Devlet okullarında bu ayrımı beleş yapıyorlar hiç değilse.
Dershaneler bir de üstüne para alıyor bu kast sisteminin.
Seviye tespit sınavları yapılıp, başarısına göre sınıflara ayrılıyor öğrenciler.
Buna da günün birinde şaşırırız elbet…
Ama beni dershaneler ilgilendirmiyor.
Beni daha çok okulda aldığı eğitimden başka bir alternatifi olmayan öğrencilere yapılan ve onlarla birlikte tüm öğrencileri kapsayan ırkçılık türevi ayrımlar
ilgilendiriyor.
Yalnız bütün etkinliklerde öne koşulan, gerek okulda gerek evde omuzlar üzerine alınanan çocukların omzunda durmuyor bu ülke.
Tembeller sınıfından ya da sırasından yetişmiş nice insanın omuzu var dibinde…