Pembe süvetere bayılan yönetmen

Güncelleme Tarihi:

Pembe süvetere bayılan yönetmen
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 1999 00:00

Haberin Devamı

Ülkemizde de hatırı sayılır miktarda hayranı bulunan Amerikalı kült yönetmen Ed Wood (ya da tam adıyla Edward D. Wood Jr.) sinema tarihinin en enterasan şahsiyetlerinden biri. ‘‘Dünyanın en berbat filmlerini çeken yönetmen’’ olarak nitelendirilen Ed Wood, birbirinden absürd dört filmiyle İstanbul Film Festivali'ne konuk oluyor.

Yaşadığı dönemde film çekmek için didinip duran ama kimseye yaranamayan Ed Wood bugün artık bir kült efsanesi. Eski Yeşilçam'daki gibi çok kısa sürede çok düşük bütçeli filmler çekmesiyle tanınan Ed Wood'un beş günde film çektiği bile vaki. Sinemaya delice tutkun olan Wood'un, yönetmenliğin yanısıra senaristlik, oyunculuk, dublörlük, set işçiliği, özel efekt uzmanlığı ve ‘‘pulp’’ roman yazarlığı gibi marifetleri de var. Dünyanın en berbat filmleri olarak nitelenen ama çok özel ve ilginç bir lezzeti olan bu filmleri seyirciye izlettirmeyi başaran Ed Wood'un yaşamı da tıpkı filmleri gibi trajikomik.

Ed Wood'un biyografisi kendisi gibi ‘‘ebedi bir çocuk’’ olan yönetmen Tim Burton tarafından sinemaya da aktarılmıştı. Özellikle pembe angora süveterler giymeye meraklı ve askerdeyken bile üniformasının altında kadın iççamaşırlarıyla dolaşan bir travesti, alkolik, pornocu ve uyuşturucu müptelası olan Ed Wood'un yaşamını filmlerinden ayırmak çok güç. Düşük bütçeli film dünyasının kralı olan ‘‘film yapma makinesi’’ Ed Wood'un yaşamını değiştiren olay çocukluk kahramanı Bela Lugosi ile tanışması oldu. Boris Karloff ile birlikte 30'lu ve 40'lı yılların korku filmlerinin yıldızı olan Lugosi, Ed Wood ile karşılaştığında kariyerinin sonuna yaklaşmış ve sefalet çeken yaşlı eroinman bir oyuncuydu ama bütün bunlar Ed Wood'un Lugosi tutkusuna halel getirmedi.

Ed Wood ile Bela Lugosi'nin ‘‘sinematografik kabus’’ olarak nitelendirilen garip ilişkilerinin ilk meyvesi 1953'te çekilen, kadın giysileri ve Ed Wood'un kendi yaşamı üzerine dökümanter havası uyandıran ‘‘Glen mi Yoksa Glenda mı?’’ (Glen or Glenda) oldu. Bu film bugünkü festival programının da en ilginç filmlerinden biri. Bu 65 dakikalık siyah beyaz filmin iki tuhaf ismi daha var: ‘‘Travesti’’ ve ‘‘İki Yaşamım Var’’(I Led Two Lives). Travestilik konusunda bugün bile tutuculuğuyla tanınan Amerika'da ta 1953 yılında böyle bir film çekmek Ed Wood'un sinema konusundaki deli cesaretini çok iyi ifade ediyor.

Ed Wood'un kadın giysileri özellikle de sevgilisinin pembe angora süveterlerini giymeye meraklı (ne kadar da tanıdık!) Glen'i canlandırdığı film, ünlü yönetmen David Lynch tarafından gerçeküstücülüğün şahikası olarak nitlendirilmişti. Bela Lugosi'nin bir kuklacıyı canlandırdığı filmde daha sonra Ed Wood takımının ayrılmaz parçası olacak Fin asıllı Vampira (Maile Numi), Valda Hansen ve Crawford Thomas gibi isimler de rol alıyor.

‘‘Glenda’’ kılığına girmekten çok hoşlanan ama bu tutkusunu nişanlısına nasıl anlatacağını bilemeyen Glen'in yürek parçalayan gizli yaşamını anlatan bu filmi -bilet bulabilirseniz- sakın kaçırmayın. Efsanevi kült bir yönetmenin çektiği dünyanın en beter filmlerinden birini sinemada izleme fırsatını bir daha kolay kolay bulamayabilirsiniz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!