Pazenin yeniden diriliÅŸi

Güncelleme Tarihi:

Pazenin yeniden diriliÅŸi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2002 00:00

Eskiden genç kızların çeyizlerini süsleyen pazen, ''Dünya Güzeli'' seçilen Azra Akın'ın, yarışmada ''En iyi'' ödülünü kazanan giysisiyle eski parlak günlerine geri döndü. Modacı Cemil Ä°pekçi'nin ''Tahtakale'den aldığı''nı belirttiÄŸi pazenden diktiÄŸi kostüm büyük beÄŸeni kazandı. Ancak, bu Cemil Ä°pekçi'nin giysilerde pazeni ilk kullanışı deÄŸil.Cemil Ä°pekçi'nin, oyun yazarı Necef UÄŸurlu ile yaptığı, Alem dergisinin 21 Aralık 2001 tarihli sayısında yer alan söyleÅŸisinde, UÄŸurlu, 30 yıl önce Ä°pekçi'den aldığı, ''harika bir Sümerbank pazeni etekliÄŸe aşık olduÄŸunu'' söyler: Herkes etekliÄŸi sorar; ''New York'tan mı'' aldın diye... Necef UÄŸurlu, Ä°pekçi'ye gururla ÅŸunları anlatır:  ''Bizim Sümerbank pazeni, senin dokunuÅŸunla yepyeni bir ÅŸekil almıştı. O etek öyle bir ÅŸeydi ki, 'ulusal onur' dediÄŸim de odur. Fransız'ın kazağı, Ä°ngiliz'in çorabı, ama ille de benim 'Türk malı' eteÄŸim ve Cemil Ä°pekçi'nin imzası... Ä°ÅŸte, 'ulusal onur'... Ben ÅŸimdi kan aÄŸlıyorum, çünkü Sümerbank kapatılıyor. EÄŸer Sümerbank o zaman senin gibi kreatörlerle çalışmayı akıl edebilseydi, o basmalar, pazenler, belki ÅŸimdi bütün dünyada satılan 'klasik' olmuÅŸtu. Bizim kızlarımızın çeyiz sandığında mutlaka o pazen eteklerden vardır.''        PAZENÄ°N SICAKLIÄžI     Pazenli anılar bununla bitmez; çocukluk günlerinde, çizgili pijamaya bürünen sıcacık bir sözcüktür pazen; manilerde, ÅŸiirlerde sevimli bir sözcük. Bir KırÅŸehir manisinde, ''YeÅŸilli pazen benim/ Havluda gezen benim/ Ak yeÅŸillim yeÅŸillim/ YüreÄŸimi ezen benim.'' denilir. Åžair Refik DurbaÅŸ, ''Tezgahtar Kızlar'' ÅŸiirinin bir dörtlüğünde, ''Mevsimlik ders programları/ ucuzluk, damping, tek fiyattır/ sattıkları ipek pazen deÄŸil/ harcanmış gençlik yıllarıdır'' diye yazar. Türkiye'nin tüm yörelerinde geleneksel giysilerde, günlük dış giyside genellikle basma, pazen kullanıldığı görülür. Köy köy dolaÅŸan çerçilerin topuyla sattıkları rengarenk kumaÅŸlar, genç kızların çeyiz sandıklarında kesilip biçileceÄŸi mutlu günü bekler. Cumhuriyet'in ilk yıllarında inÅŸaat iÅŸlerinin arttığı Ä°stanbul'da yamalı giysili hamalların, gömleklerinin üstüne basma ya da pazen mintan giydikleri anlatılır.  İLK DOKUMA FESHANE'DE     Osmanlı'da sanayi kuruluÅŸlarının ilklerinden biri ÅŸimdi ramazan eÄŸlencelerinin düzenlendiÄŸi Feshane Fabrikası'dır. YeniçeriliÄŸin 1826'da kaldırılması ve fes giyilmesinin öngörülmesi üzerine, ordunun gereksiniminin karşılanması amacıyla 1835'te Kadırga'da bir konakta fes imalathanesi kurulur. Bir süre ilkel koÅŸullarda çalışıldıktan sonra imalathane, Abdülmecit'in fermanıyla Haliç'te III. Selim'in kızkardeÅŸi Hatice Sultan'ın sarayının ilk bölümüne taşınır ve burası daha sonra feshane olarak anılır. Daha sonra üretim koÅŸulları geliÅŸtirilen Feshane Fabrikası'nın kuruluÅŸu daha eski olsa da Basmahane ya da Bakırköy Bez Fabrikası'nın Osmanlı'da ilk enerji kullanılan fabrika olduÄŸu belirtilir. Bu fabrikada çadır ve amerikan bezi üretilir. Ä°zmir'deki Basmane semti de, adını Ermeni iÅŸadamlarının 1850'li yıllarda iÅŸlettikleri bu semtteki basma kumaÅŸ iÅŸletmelerinden alır.       NAZÄ°LLÄ°'DEKÄ° HÃœZÃœN     Cumhuriyet döneminin en önemli tekstil atılımlarından biri ise Atatürk tarafından, 9 Ekim 1937 Cumartesi günü açılan Sümerbank Nazilli Basma Fabrikası'dır. Necef UÄŸurlu'nun özlemle andığı, en güzel Sümerbank basma ve pazenlerinin dokunduÄŸu bu fabrikanın açılışı; fotoÄŸraflara yansıyan Atatürk'ün hasta yüzünü de çaÄŸrıştırır.  ÖzelleÅŸtirme Ä°daresi BaÅŸkanlığı'nca 2000 yılında Adnan Menderes Ãœniversitesi'ne devredilen, ancak henüz devir iÅŸlemleri tamamlanmamış olan Nazilli Basma Fabrikası'nda artık, özlemle anılan basma, pazen üretimi yapılmıyor.      Bazı kaynaklarda, basmacılığın bir Süryani sanatı olduÄŸu belirtiliyor. Süryaniler'in, eskiden süsleme amacıyla elbiselerin yapımında, masa ve yatak kılıflarında, duvarların ve evlerin iç süslemelerinde bu gelenek ve sanatı kullandıkları kaydediliyor.  Süryanice ''Hetmo'' adı verilen basmacılığın, önceden hazırlanmış kalıbın yüzünün boyaya batırılarak, kumaÅŸ ya da ÅŸekil verilecek malzeme üzerine bastırılmasıyla uygulandığı anlatılıyor.  Türkiye'de üretilmeden önce elbiselik basmanın Avrupa'dan getirildiÄŸi belirtiliyor. Kudret EmiroÄŸlu, ''Gündelik Hayatımızın Tarihi'' adlı kitabında, ''İçi havlı, dışı perdahlı basmaya pazen'' denildiÄŸini kaydediyor. ''Pazen'' sözcüğünün ise Fransızca ''basin''den geldiÄŸi bildiriliyor.  Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!