Paslanmaz çelik üstüne çoklu otoportreler

Güncelleme Tarihi:

Paslanmaz çelik üstüne çoklu otoportreler
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2012 00:00

Gökhan Deniz (38), iki yıl aradan sonra açtığı ‘Hangisi Daha Gerçek?’ sergisinde, farklı bir malzemeyle karşımızda; paslanmaz çelik. Tuval yerine kullandığı malzemenin yarattığı yansımayla, kişinin kendisiyle yüzleşmesini sağlıyor.

Haberin Devamı

En son iki yıl önce sergi açmıştınız. Aradaki süreçte neler üzerine yoğunlaştınız? Değişim oldu mu?
- Daha öncesinde kimlik ve iktidar üzerinden düşündüğüm kavramlar değişmeden varlıklarını sürdürüyor. Fakat değişen, biçimlendirme şeklim oldu. Paslanmaz çelik tuvalleri düzlem olarak kullanmam, var olanı yansıtma şeklimi çoklu bir alana taşıdı. Malzeme kullanımımdaki değişim, izleyeni daha fazla işin içine katma ve resmi hızlandırma isteğimi karşıladı.
Gerçekten, neden tuval yerine paslanmaz çelik kullanmayı tercih ettiniz?
- Paslanmaz çelik, resim düzleminde pek kullanılan bir malzeme değil. Alıştığımız bez tuval hali hazırda yaşadıklarımızı, paslanmaz çelikse gerçekte olan yansımalı ve çelişkili hali izleyene daha hızlı hissettiriyor. Bunun samimi olduğunu düşünmemin nedeni; resmi oluşturma sürecimde sürekli kendime bakmam ve kendimi görmem.
Nedir paslanmaz çelik zeminin sanatçı ve izleyen için artıları ve eksileri?
- Benim bu karşılaşma halini sürekli yaşıyor olmam gibi bakmayı tercih eden izleyici de görmeye başlayacak. Bu kendine tanık olma hali, artı ya da eksi, kişinin kendisiyle de yüzleşmesini sağlayacak.
Bu yöntem için pek çok sanatçıdan farklı olarak sanayide de vakit geçirmiş olmalısınız...
- Çevremdeki arkadaşlarım da genelde işin mutfağını iyi bilmek isteyen insanlar. Bunun için çaba sarf etmek, el becerisinde ve malzemede yetkinleşmek önemli. Paslanmaz çelik malzemeyi tuvale germek için atölyenizin bir süre sanayinin bir parçası olması gerekiyor. Bu deneyimden sonra atölyemi sanayiye taşımayı da düşünmedim değil.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55eaa417f018fbb8f88d439f

İçeriğe geçecek olursak, neydi kafanızdaki soru işaretleri ya da sorunlar bu seriye başlarken?
- Gerçeklik algısının farklı yansımaları ya da belirlenen doğruların gerçekle kurduğu ilişki her zaman sorun edindiğim şeyler. Bu seriyle birlikte soruların bana en yakın cevaplarını bulma olanağım oldu. Ben işleri oluştururken onlar da beni farklı yerlere yönlendirdi. Sonuçta paslanmaz çelik malzeme mesafe, bakış açısı ve izleyenin konumunun değişkenliğiyle birlikte gerçekle yüzleşmeyi daha fazla hızlandırıyor.
Neden serginin adı ‘Hangisi Daha Gerçek’? Burada karşılaştırılması gereken(ler) nedir?
- Beni buraya vardıran nokta, oluşturulmuş gerçekle var olan gerçek arasındaki ayrımlar ve kesişmeler. Buradaki karşılaşmalar, kişinin kendi algı düzeyine göre değişir.
Daha önceki serginizde figürlerinizle ilgili ‘otoportre gibi ilerliyor işler’ demiştiniz. Şimdi de durum aynı mı? Bu işlerdeki figürler ya da hissettirdikleri ruh halleri size mi ait?
- Figür sadece insan olduğumuzu bizlere hatırlatsın, yeterli. Bu durum insanın yaşantı ve deneyimlerinden bizleri haberdar etsin. Etten kemikten günahlarıyla yaşayan ve vicdan sahibi insandan bizlere bahsetsin. Tıpkı benim ve izleyenin kurduğu ilişki gibi, figürler de yaşamla ilişkiye devam eder. Ancak figürün düzlem üzerindeki durumunun yaşanan gerçeklikle bire bir örtüşmesini beklemek aldatıcı olur. Resimdeki yaşam alanı dışarıdan çoğu zaman farklıdır; zaman algısı hızlanır ve aniden donuklaşır. Uzak yakın hissi normal olandan farklıdır. Figürün duygusu gündelik yaşamdaki insan duygusundan çok daha samimidir. Beden dili çok daha anlaşılır ve belirgindir. Bu sırada sesini de duyurursa fazlasıyla inandırıcı olur. Resimlerdeki figürler sadece beni ya da izleyeni temsil etmiyor, bireylerle beraber, durumları, olayları ve kurumları da temsil ediyor. Tüm bu bileşenler arasındaki ilişkiyi ve ortaya çıkan insan hallerini de anlatmaya çalışıyorum. Yani figürler çoklu bir otoportre olarak adlandırılabilir.
Sergide işlerinize isim vermekten çekinmemişsiniz. Pek çok sanatçı izleyiciyi yönlendireceği düşüncesiyle isim vermekten kaçınıyor. Sizin amacınız mesajı direkt aktarabilmek miydi?
- Daha önceki serilerde ‘isimsiz’ olan resimler bu seride, belki de malzemenin de etkisiyle, isim aldılar. Mesajı doğrudan iletmek ‘isimsiz’ serilerde de amacına ulaşmıştı, buradaysa bende ilk uyanan hissin altını çizmek istedim.

Haberin Devamı

Yolumuzu şaşırdık

Ağacın üzerinde dengede durmaya çalışan fakat tedirginliği yalnızca bu duruma bağlı olmayan figürün tekinsiz ifadesi. Bir yolda olmama ve nereye gideceğini bilmeme hali figüre eşlik ediyor.

Kaçacak yer yok

Paslanmaz çelik malzemenin görüntüyü yansıtırken hapsetmesidir. Resimdeki iki figür bir durumdan çıkamama halini, isteyerek dahil olunmamış bir olaydan bir an sonraki kaçma isteğini yansıtır.

Bana mı dedin? Duymadım

Tanıklık hali ve bu halden hızlıca çıkma isteği... Bir durumda kalakalmak kadar sessizce, eylemsiz ve edilgen bir tanıklık... Tek figürle kişinin, duymak, görmek ve işitmek istememesinin resmidir.


Gökhan Deniz’in ‘Hangisi Daha Gerçek?’ sergisi 17 Aralık’a kadar Çağla Cabaoğlu Galeri’de görülebilir. (212) 291 37 91.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!