Pasif içicilik tehlikesi

Güncelleme Tarihi:

Pasif içicilik tehlikesi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2008 10:44

İlköğretim okulu öğrencilerinin aileleri arasında yapılan bir araştırmada, öğrencilerin önemli bir oranının evlerinde içilen sigara dumanından pasif olarak etkilendiği ortaya çıktı.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Songül Yalçın ve Doç. Dr. Dilek Aslan ile intörn doktorlar Hacer Neslihan Bildik, Esra Bilgin, Elif Demirdöğen, Ergin Yıldız, Ankara'daki bir ilköğretim okulunun ana sınıfı, birinci ve ikinci sınıflarda eğitim gören toplam 283 öğrencinin aileleri arasında, “Çocuklar sigara dumanından pasif etkilenim açısından risk altında mı? Bir ilköğretim okulu deneyimi” konulu araştırma yaptı.
     
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2008 yılı 3'üncü sayısında da yayınlanan araştırmada, öğrencilerin annelerinin yüzde 62.2'sinin hiç sigara içmediği, yüzde 13.8'nin sigara içip bıraktığı, yüzde 24'ünün halen sigara içtikleri saptandı.

Babaların yüzde 21.6'sının hiç sigara içmediği, yüzde 21.9'unun sigara içip bıraktığı, yüzde 56.5'inin halen sigara içtiğinin anlaşıldığı araştırmada, evde yaşayan diğer kişilerin (büyükanne, büyükbaba, dayı) yüzde 57.1'inin hiç sigara içmediği, yüzde 2.4'ünün sigara içip bıraktığı, yüzde 40.5'inin halen sigara içtiği belirlendi.

Öğrencilerin yüzde 86.6'sının anneleri, babaları ya da birlikte yaşadıkları diğer kişilerin halen sigara içtiğinin saptandığı araştırmada, hane temelinde ise öğrencilerin yüzde 58'inin evinde sigara dumanından pasif olarak etkilendiği ortaya çıktı. Araştırmada, öğrencilerin halen sigara içen annelerinin yüzde 92.6'sının, halen sigara içen babalarının yüzde 87.5'inin, evlerinde yaşayan ve sigara içen diğer kişilerin yüzde 88.2'inin evde sigara içtiği anlaşıldı.

EVİN HANGİ MEKANLARINDA SİGARA İÇİLİYOR?

Evde yaşayan aile bireylerinin ev içi mekanlarda sigara içme durumları incelendiğinde de evin hemen her mekanında sigara içildiği belirlendi. Aile bireylerinin sigara içmemeye en fazla özen gösterdikleri mekanın çocuk odası olduğunun saptandığı araştırmada, ancak bu bölümde de anne ve babalar için sigara içmeme sıklığının yüzde 100 olmadığı ortaya çıktı. Araştırmada, aile bireylerinin sigara içme açısından en rahat davrandıkları mekanın balkon ve mutfak olduğu belirlendi.

Öğrencilerin evlerine gelen misafirlerin yüzde 75.6'sının evde sigara içtiğinin de anlaşıldığı araştırmada, öğrencilerin yüzde 15.9'unun evlerine gelen misafirlerin sigara içmek için hiç izin istemediği, yüzde 51.6'sının bazen izin istediği, yüzde 15.9'unun genellikle izin istediği, yüzde 13.1'inin ise her zaman izin istediği saptandı.

Araştırmada, öğrencilerin yüzde 41.7'sinin evde sigara içilmesinden rahatsızlık duymadığını, yüzde 58.3'ünün rahatsızlık duyduğunu belirttikleri anlaşıldı.

Son bir ay içinde antibiyotik kullanımını gerektiren bir hastalığı olan öğrencilerin evlerinde sigara içilme sıklığının (yüzde 63.4) hastalığı olmayanların evlerinde sigara içilme sıklığından (yüzde 47.4) yüksek olduğu da belirlendi.

“HİÇ SİGARA İÇMEDİKLERİ HALDE AKCİĞER KANSERİ OLUYORLAR”

Sigarayla ilgili çeşitli araştırmaları bulunan Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Sezer,  evlerde duman altı konusunu önemsemek gerektiğini söyledi.

Çünkü evlerde duman altı olduğunda çocukların gözle görülmeyecek düzeyde bile olsa o dumanda bulunan maddeleri devamlı vücutlarında biriktirdiklerini anlatan Prof. Dr. Sezer, şunları kaydetti:

“Bu maddeler zaman içerisinde birikerek o çocuğun vücudunda hastalıklara uygun bir yapı geliştiriyorlar. Sonra hastalığı geliştiriyorlar. Yani hiç sigara içmediği halde insanlar akciğer kanseri oluyor. Hiç sigara içmedikleri halde sürekli öksürük ve nefes darlığı şeklinde kendini gösteren tıkayıcı akciğer hastalığını geliştirebiliyor. Damarları bozuluyor. Ve eğer duman yoğunlaşırsa bunların sigaraya başlama yatkınlığı da artıyor. Eğer bir toplumda biz kültürel olarak bunu başaramazsak, birincisi sigarayı seçen çocuk sayısındaki artışa neden olur, ikincisi sigara içmediği halde vakitsiz hastalanan ve ölen insanlara neden olur.”

Türkiye'de bu konuda önemli bir kültürel değişime ihtiyaç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sezer, “Yani tarihten gelen kültürel özelliklerimiz iyi bir miras değil, bize ve toplumumuza zarar veren bir miras. Biz bunu bilginin ışığında hızla değiştirmeliyiz” dedi.

EVDE SİGARA İÇMEMEYE YÖNELİK KAMPANYA ÖNERİSİ

Annelerin, babaların bu konuda Türkiye'de yeteri kadar bilinçli olmadığını ifade eden Prof. Dr. Erol Sezer, şöyle konuştu:

“Bu konuda ne kadar çok çalışma yapılıp ne kadar toplumu etkileyebilirsek o kadar önemli. Bu konuda çalışmaların yeterli olmadığını düşünüyorum. Yani evlerde sigara içmeyi ortadan kaldıracak, kitleleri etkileyecek, konuyu onların dikkatine çekebilecek ilginç programlar yapılabilir. Örneğin evini sigarasızlaştıranlara yönelik bir kampanya düzenlenebilir. Böyle ödüllü bir kampanya düzenlense konu hemen birden bire toplumda konuşulur. Buna benzer konuyu toplumun, yurttaşların, eğitimli, eğitimsiz herkesin dikkatine getirici, herkesi uyarıcı, dikkat çekici gayretlere ihtiyaç var. Ben yerel yönetimlerin, yerel sağlık kurumlarının ve herkesin bu konuda bir sorumluluk üstlenmesi ve giderek daha fazla bir şeyler yapması gerektiği düşüncesindeyim.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!