Güncelleme Tarihi:
Çakıcı'nın son kırmızı pasaportunun Pekin Büyükelçiliği'nden çalındığı ortaya çıktı. Çakıcı'ya kırmızı pasaportu Pekin'deki MİT temsilcisi Yavuz Ataç'ın sağladığı anlaşılıyor. Ataç, Çakıcı'ya 1980'li yıllarda da kırmızı pasaport sağlamıştı.
Alaatin Çakıcı'nın üzerinden çıkan kırmızı diplomatik pasaportun üzerindeki sır perdesi, Türkiye'nin Pekin Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Halit Çevik'in geçen çarşamba günü merkeze geçtiği bir kripto ile kalkıyor. Maslahatgüzar Halit Çevik, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e geçtiği ‘‘kişiye özel’’ kriptoda şu bilgiyi veriyor: ‘‘Bakanlığınızın talimatları üzerine Büyükelçiliğimiz envanterinde bulunan diplomatik pasaportların sayımı yapılmış ve bir pasaportun eksik olduğu saptanmıştır.’’ Pekin Büyükelçiliği'nin merkeze bu kriptoyu gönderdiği gün, Ankara'da Yenimahalle'deki MİT Merkezi'nden Pekin'e giden bir kriptoda da, buradaki MİT Temsilcisi Yavuz Ataç'ın merkeze alındığı duyuruluyor. Pekin Büyükelçiliği'nde bir kırmızı pasaportun çalındığı gerçeğinin ortaya çıkmasıyla, buradaki MİT Temsilcisi Yavuz Ataç'ın merkeze alınması kararı doğrudan ilişkili. Ankara'da bütün şüpheler, pasaportu alan kişinin Pekin Büyükelçiliği'nde diplomatik pasaportların saklandığı gizli bölmeye girme yetkisi bulunan MİT temsilcisi Yavuz Ataç olduğu noktasında birleşiyor.
CEM'İN TALİMATIYLA BAŞLADI
Çakıcı olayının en esrarengiz boyutunu oluşturan kırmızı pasaportun üzerindeki muammayı ortadan kaldıran süreç, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in geçen salı günü bakanlığın yurtdışı teşkilatına gönderdiği bir talimatla başlıyor. Diplomatik pasaportlar yalnızca Dışişleri Bakanlığı tarafından veriliyor. Pazartesi günü Fransa'da yakalanan Çakıcı'nın üzerinde çıkan diplomatik pasaportun ‘‘bir şekilde’’ Dışişleri'nden ‘‘çıkmış olabileceği’’ ihtimali, Cem'i bu yönde bir incelemeye sevkediyor. Kırmızı pasaportlar Ankara'da Protokol Genel Müdürlüğü bünyesindeki Diplomatik İşlemler Dairesi Başkanlığı tarafından veriliyor. Aynı zamanda, yurtdışındaki büyükelçilik ve başkonsoloslukların da diplomatik pasaport verme yetkisi var. Bu çerçevede büyükelçilik ve konsoloslukların envanterinde her zaman belli sayıda boş kırmızı pasaport bulunduruluyor. Cem, salı günü bütün büyükelçilik ve konsolosluklara gönderdiği talimatta, envanterlerindeki kırmızı pasaportların sayımının yapılmasını istiyor. Bunun üzerine bütün büyükelçilik ve konsolosluklarda bu talimatın gereği yerine getirilerek sayım gerçekleştiriliyor.
PEKİN'DEN SÜRPRİZ KRİPTO
Bütün büyükelçilik ve konsolosluklar, merkeze sayım sonucu kayıp bir pasaporta rastlanmadığını bildiriyorlar; biri hariç... Pekin Büyükelçiliği'nden çarşamba günü Ankara'ya gelen kriptoda, yapılan sayım sonucu bir pasaportun eksik çıktığı bildiriliyor. Diplomatik pasaport tahsis etme işlemleri sıkı bir şekilde kayda geçirildiğinden, bir eksik çıkması, pasaportun çalındığı gerçeğini gün ışığına çıkartıyor. Ankara'da şok etkisi yaratan bu gerçek, ikinci bir soruyu da gündeme getiriyor. Büyükelçiliğin gizli kasasındaki diplomatik pasaportu kim çaldı? Büyükelçilik ve konsolosluklarda değerli evrakın ve yüksek düzeyde gizlilik derecesi taşıyan belgelerin bulunduğu gizli bölmeye girme yetkisi olan görevliler son derece sınırlı. Büyükelçi, maslahatgüzar ve idari memurun yanısıra MİT temsilcilerinin de bu bölüme girme yetkisi bulunuyor. Bu durum, projektörlerin birden Pekin'deki MİT Temsilcisi Yavuz Ataç'a çevrilmesine yol açıyor. Bunun bir nedeni, Ataç'ın isminin sıkça Çakıcı ile birlikte anılması. Ataç'ın 1980'li yıllarda Çakıcı'yı bir dönem teşkilata ‘‘angaje eden’’ kişi olduğu, Çakıcı'nın teşkilattaki ‘‘irtibat noktası’’ olduğu, Ankara'da açık bir sır niteliği taşıyor.
AVCI’NIN VERDİĞİ İPUÇLARI
Susurluk skandalının patlak vermesinden sonra Enmiyet'in eski İstihbarat Daire Başkan Yardımcılarından Hanefi Avcı, TBMM Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadede bu olguyu şu sözlerle açıklamıştı: ‘‘Ben İstanbul'da görev yaptığım dönemde bütün konuşmaları dinliyor ve duyuyordum. Zaten Alaattin Çakıcı'nın ve kendi adamlarının bütün işlemleri eskiden beri MİT tarafından organize ediliyor. Yani yurtdışı çıkışlarına da yardımcı olunuyor. Bu çok fazla ilerletilmiş durumda. MİT'in bunu inkar edeceğini zannetmiyorum. Çakıcı MİT'in adamı ama her iki tarafla da görüşüyor. En sıkı adamı Yavuz Ataç'tır.’’ Kayıp pasaportla Ataç'ın irtibatlandırılmasında, Avcı'nın verdiği ipuçlarının yanısıra başka bir önemli gelişme de rol oynuyor. Pekin Büyükelçiliği'nden bir pasaportun çalındığının ortaya çıktığı gün, bu büyükelçilikte idari ateşe olarak gözüken, ancak MİT'i temsil eden Ataç da merkeze alınıyor.
MİT NEDEN SÜRATLE HAREKET ETTİ?
MİT'in bu kararı, Ankara'da hükümet çevrelerinde MİT'in Ataç'ın sorumluluğunu kabullendiği ve süratle harekete geçtiği yorumlarına yol açıyor. Bu olasılığı güçlendiren bir başka unsur da, hükümet çevrelerinden basına yansıyan şu bilgi: Daha önce yürütülen bir soruşturmada Ataç, Çakıcı'ya ilk kırmızı pasaportu MİT'in verdiğini kabul etmiş. Bu pasaport Çakıcı'ya MİT tarafından 1980'li yılların başında Fransa'da Ermeni terör örgütü Asala'ya karşı eylemler için kullanıldığı sırada verilmiş. İlginçtir ki, 1980'li yıllarda Çakıcı-Ataç ekseninde bir pasaportla somutlaşan işbirliği, 1998 yılında ikinci bir kırmızı pasaport olayında yeniden tekrarlanıyor.