Paşa paşa bağış yaptım

Güncelleme Tarihi:

Paşa paşa bağış yaptım
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 17, 2002 15:12

Milli Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturalı bir ay bile olmadı ama, Bakan Necdet Tekin, göreve gelir gelmez birçok yeniliğe imzasını attı. Koalisyon hükümeti ilk kurulduğu anda Milli Eğitim Bakanlığı için aday gösterilen, ancak Çankaya'dan geri dönen Necdet Tekin, gecikse de bakanlık koltuğuna oturmaktan mutlu.

Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin, bakanlık koltuğuna oturur oturmaz, velilerin şikayetlerine neden olan birçok konuya el attı. Yıllarca ailelerin çocuklarını göndermek için çaba harcadıkları ve özel okullarla yarışan Müfredat Laboratuvar Okulları giriş kurasını kaldırdı. Birçok öğrencinin mağdur olduğu meslek liselerinden genel liselere geçişi sağladı. En önemlisi, üniversitede hep vurgulanan başarıların yerine, başarısızları tartıştı. Kendisiyle yaptığımız röportajda eğitimli ilgili pek çok konuda görüşlerini açıkladı. İşte kendi ağzından açıklamaları...

ZORLA BAĞIŞ OLMAZ
‘‘Okullardaki zoraki bağışa asla izin vermem. Konuyla ilgili tamim yayınlayacağım. Zorla bağış yaptıranı görevinden alacağım. Eğer veli, kendi rızasıyla bir eksik görmüş ise yardım etmek istiyorsa buna söz söyleyemem. Ben de veliyim. Çocuğumun okulunda bir eksik gördüğüm zaman yapmak için çırpınıyorum. Ancak, zorla para alınıyorsa veli bana gelsin.

BAĞIŞ PARASI VERDİM
Benim bir oğlum Türkiye'nin saygın okullarından birinde okuyor. Bugüne kadar bu okula birçok yardımda bulundum. Ama, okulun eksiği vardı, gerçekten vardı ve kimse bana ille bunu yapacaksın demiyordu. Veli uygun görüyorsa zaten makbuz karşılığı bir bağışta bulunuyor. Ben bağış ödedim. Bundan hiçbir sıkıntı da duymuyorum. Benim çocuğumun okulunda iki temizlik görevlisi var. Burada bir sürü öğretmen odası, bilgisayar laboratuvarı, 36 sınıf bulunuyor. İnsanlar Allah'tan korksun. Ben de bu durumda bağışta bulunuyorum. Zaten Okul Aile Birliği ve Koruma Derneği üyesiyim.

ÜZERLERİNE GİDECEĞİM
Özellikle bütün Türkiye'de son yıllarda haklı veya haksız birçok müdür töhmet altında. Zimmetine para geçirmek, okul parasına el koymak gibi konularda tabii ki bir belgesi olmayabilir, ancak bir duyumu olan varsa, il milli eğitim müdürlerine talimat vereceğim. Zorla dergi satan, şaibeli şeyler yapanların üstüne gideceğim.

LİSELER DÖRT YIL OLACAK
Liselerin dört yıla çıkarılması için veliye süre tanıyorum. Biz bu arada öğretmen, sınıf problemini çözeceğiz. Ancak, önemli olan veli ve öğrencinin psikolojisi. 2003-2004 yılında liseler dört yıl olacak. Bu yıl liseye başlayan öğrenci üç yıl eğitim alacak.

AÇIK LİSEDE OKUYANLAR
Açık lisede okuyup da üniversite sınavını kazanmış olan son sınıf öğrencileri için bir hafta önce bir uygulama yönergesi yayınladım. Mezun olma durumunda olup da üniversiteyi kazanan 40 krediyi tamamlayan öğrenci için sınav hakkı tanıdık.

SIFIRCILAR MASAYA
Diğer milli eğitim bakanlarından farklı olarak üniversite giriş sınavlarının istatistiklerine farklı gözle bakıyorum. İstatistik konusunda ihtisas sahibi olduğum için, bu verilere bir de aşağıdan yukarıya doğru bakalım dedim. Bugüne kadar hiçbir milli eğitim bakanı aşağıdan yukarıya doğru bakmamış ve bunu deklare etmemiş. Baktığım zaman sayısal olarak çarpıcı şeylerle karşılaştım. 1.4 milyon öğrenci içinde altı bin 800'ü ‘0' puan almış. Yani 120 sorunun 120'sine de cevap verememiş. Verdiyse bile hesaplanmaya değer görülmemiş.

Burada bir problem var. Madem burası bir aile, başarılı olanları kutluyoruz, başarısız olanların da nedenlerini araştırıyoruz. Üniversite sonuçlarına böyle baktım. Bunun için komisyon kurdum.

Bazı bilim adamları, her toplum içinde bu kadar sıfır alan olduğunu söylüyor. Bana göre olmaması lazım. Ben bir, iki, üç, dört soru yapanların sayısını açıklasam, Türkiye hop oturur hop kalkar. Bunun dışında Anadolu liseleri ve fen liselerine giriş sınavı yapıldı. Bu sınava da aynı gözle baktım.

Alttan bakınca 400 bin küsur öğrenci içinde iki bin 600 öğrenci yine ‘0' almış. Sekiz yıllık temel eğitimi bitiren öğrencilerin durumu böyle. Aşağı yukarı üniversite ile buradaki aynı oran. Beş yıllık istatistikleri aldım, sıfır çeken öğrenci beş-sekiz bin öğrenci arasında değişmiş. Kimse buna bakmamış. Sorun nerede? Öğretmenimde mi, sınıfta mı, gençlerde mi, psikolojik yapıda mı? Yoksa bu insanlarımız, nedir bu çocukların durumu, problem nerede? Bu problemi bulup açıklayacağım.

SINIFTA KALINIR MI?
Sınıf geçme sistemini tartışmak istiyorum. Siz öğretmen olsanız, lise dokuzuncu sınıflara ders verseniz, dört dersten başarılı olup, sekiz dersten zayıf alan öğrenci sınıf geçiyor. Şimdi burada nasıl başarı bekliyorsunuz? O zaman bu sınıf geçme sistemi zor mu, kolay mı? Başarısız öğrenciye yeni hak tanınmalı mı? Bu sistemde sınıfta kalmak kolay mı, zor mu? Ey veli bu kadar para verip üstünü başını giydiriyorsun, sabah çırpınıyorsun arabaya yetiştirmek için, karnını doyuruyorsun, çocuğunu alıp okuluma gönderiyorsun. Böyle bir sistemden sonra istediğin başarı ne?

GENEL LİSEYE GEÇİŞ SERBEST
Örneğin bir öğrenci endüstri meslek liselerinde Metal Bölümü'ne gitti. Baktı ki, bu bölümden hoşlanmıyor. Başarılı veya başarısız istediği yere geçecek. Bu büyük devrim. Ya diğer meslek liselerinden birine ya da genel liseye geçebilecek.

OKULLARA DESTEK


Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin, okullarda hizmetliler açısından çekilen sıkıntılar hakkında şunları söylüyor: Devletin durumu ortada. Birçok okulda bir hizmetli var. Bir hizmetli çay mı getirecek, öğretmene mi bakacak. Devletin bir istihdam politikası var. Nasıl çözeceğiz? Özel idare, valiler, belediye, milli eğitim müdürlükleri ve Milli Eğitim Vakfı duruma el koymalı. Az sayıdaki hizmetlisi olan okullar bir hizmetliyi diğerine çeksin. Diğer okulları özel temizlik firması temizlesin. Bunu da yukarıda söylediğim kurumlar karşılasın.


ÜNİVERSİTELER DE YAPSIN


Bakan Tekin üniversiteleri öğrencilerin ders seçimleri konusunda esnek olmalaya çağırıyor: Üniversitelere bir istirhamda bulunuyorum. Talimat veremeyiz, özerktirler. Diyelim ki, anne babanın, öğretmenin doldurmasıyla kişi edebiyatı seçiyor. Gidiyor bakıyor ki, felsefeye yatkın. Bırakın felsefe derslerinden tamamlasın. Boğaziçi Üniversitesi bunu yapıyor, bazı üniversiteler sağlıyor. Çift anadal da ilave derslerle krediyi tamamlatıyor. Bir mimar, bir tıp öğrencisi, bırakın devrim tarihi yanında kültür tarihi de alsın. Direktif veremiyoruz, özerk bir kurum.‘‘
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!