'Parti'lere dikkat

Güncelleme Tarihi:

Partilere dikkat
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2001 00:00

TELEFONDAKİ muhatabımız, Beyoğlu'ndaki eğlence dünyasının içindeki bir kişi olduğunu söylüyor. Gece kulüplerinin yeni 'mekan' oyunlarından rahatsızlık duyuyor; böyle bir başıbozukluğun, yasadışı işlerin bir anlamda 'devlet kontrolü'nde nasıl yapılabildiğine anlam veremiyor. Son zamanlarda büyük fabrika ve depo sahalarında 'parti' adı altında eğlenceler düzenlendiğini, bunların gazete ilanları yerine internet ve telefonla duyurulduğunu anlatıyor. Bunlardan biri Şişli, Cendere'deki A. film stüdyosu; öteki de Ayazağa Oto Sanayii Sitesi'ndeki C.V. adlı yerlerle ilgili... Şikayetçi okurumuz şunları anlatıyor:‘‘Bazı uyanıklar, yeni bir moda yarattılar. Büyük alanlar kiralayarak en aşağı 2-3-4 bin kişilik eğlenceler düzenliyorlar. Kaymakama giderek, yasanın kendisine verdiği bir yetkiye dayanarak bir gecelik için izin alıyorlar. Şişli Kaymakamlığı veya polisi, tek gecelik böyle bir yetki verdiklerinden acaba Vali Erol Çakır'ın bundan haberi oluyor mu?’’Peki bu yerler ruhsatlı mı çalışıyor?‘‘Hayır efendim... İçki ruhsatları da yok. Saat sınırına uydukları yok. Turizm belgesi olan bir işletme bile 04'ten sonra çalışamaz; 18 yaşından küçükler giremez. 'Etkinlik organizasyonu' adı altında neler döndüğünden Valilik haberdar mı acaba? Bu tür yerlerde 'Torbacılar'ın nasıl icrai faaliyet ettikleri Narkotikçilerce gayet iyi bilinir. Ancak haftada ya da 15 günde bir yapılan 'eğlence'ye polis gönderilmediğinden denetim olmuyor. Oralarda uyuşturucu satılsa, adam yaralansa, ertesi gün müessesesinin sorumluluğu yok. Park Orman'da olduğu gibi buralarda da bir çifte standart var. Bu yerlerin yerleşik ruhsatı bulunmadığı için haksız bir rekabet de doğuyor; vergi kaçırılıyor. Açıkçası devletin zırhıyla hile-i şeriye yapılıyor.’’İtalyanların ikinci oyunu buBUNDAN birkaç yıl önce Apo'yu Türkiye'ye iade etmeyen, şimdi de Fatih Terim'i bir komplo ile kovan İtalyanların tek istedikleri Türkiye'nin hiçbir dalda başarılı olmaması. Ama bunu başaramazlar. Çünkü bizde mesela futbolda bir Hakan Şükür gider bir Oktay gelir, bir Sergen gider bir Yıldıray Baştürk gelir. 2000 yılında GS, UEFA ve Süper Kupa'yı alırken hepimiz deliler gibi sevindik, gönül ister ki, Fener veya Beşiktaş da kupalar alsın ama şu anda Türkiye'de topa düz vuran Avrupa'ya gidip yedek kalmayı seçiyor. Benim ricam İtalyanların oyuna gelip (bir Okan, Emre, Fatih, Şükür, Ümit kötü mü, niye yedek kalıyorlar) kendi takımınızı dağıtıp küçültmeyin. Şimdi Fatih Terim, Şenol Güneş'e yardım edip Türkiye'yi Dünya Kupası'na götürüp herkese Türklüğümüzü göstersin. 65 milyondan Fatih Terim'e selamlar.Sinan BAHŞ/Ural SARICA ve 13 VW çalışanı-HANNOVERLaçka olan değerlerESKİ Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın istifasını Meclis kabul etmedi. Meclis Başkanı toplantı açış konuşmasında dokunulmazlıkların kaldırılması istemli dosyaların Af Kanunu'ndan yararlanması için Adalet Bakanlığı'nı göreve çağırmış.Şimdi bu haberleri okuyacaksınız; sonra da Meclis'in saygınlığından bahsedeceksiniz. Sahip oldukları dokunulmazlıkların kaldırılmasına ‘‘Hayır’’ diyecekler; ülke sorunlar içindeyken ‘‘Seçim harcamalarımı karşılamalıyım’’ edasıyla maaşlarına zam yapmaya kalkışacaklar; hiçbirinin içine sinmeyen (biri bile mertçe ‘Arkadaş, ben oy verdim, çünkü bu işe inanıyorum’ diyemedi. Kerhen yasa kabul eden bir Millet Meclisi için söylenecek laf bile bulunmaz) af ucubesinden yararlanmak isteyecekler, yararlanacaklar; kendi kararlarıyla ‘‘Ben milletvekilliği yapamam’’ diyen birine ‘‘Ben duvardan tuğla söktürmem’’ mantığıyla aman sen milletvekillerinin paşasısın hatta başımızın tacısın aman ayrılma, aksine sana seçkin görevler verelim diyecekler, ondan sonra da sağa-sola ‘‘Meclis'in saygınlığına gölge düşürmeye çalışıyorlar’’ diyecekler, ‘‘Bu demokrasiyi sarsar!’’ diye ahkám kesecekler.Demokrasiye inancı bu tavırlar sarsar! Bir milletvekili gaza basıp giderken onu çeviren polisi tartaklarsa polisi ulusun hangi ‘‘áli menfaatleri’’ için tartaklamıştır, ulusun hangi 'áli menfaatleri için' gaza basmıştır. Milletvekilliği yapmaması gerektiğini hiçbir zorlama olmadan kişisel isteğiyle ayrıldığını bildiren (belki inşaat sektörü kendisine daha çekici gelen) bir insan için ne değişmiştir ki, bu ulusun güveni aniden kabarsın? Kendisi ‘‘Ben yanlış karar verdim aman beni kurtarın ülkeme yapacak çok hizmetim var’’ mı demiştir?Başarısızlık çevreden çok özden gelir. Kendi içindeki hataları görmezlikten gelip çevreye bahane bulmak, hiçbir şey yokmuş gibi koltuklara kurulmak bir tavırsa bu tavra karşı kurumsal saygıyı yitirmekten daha doğal ne olabilir ki...Deniz Turgay ALTILARKDV, büyük patronlara kıyak olduPİYASALARI iki ay da olsa rahatlatmak için KDV oranlarında indirim yapılacağı söylendi; %18 olan oranın %10'a, %26 olan oranın ise %18'e düşürüleceğini duyduğumuzda esnaf olarak son aylarda aldığımız en güzel haber diye düşündük ama iş öyle olmadı. Yine küçük esnaf bir tarafa itildi. Büyük patronların işlerinin önü açıldı. Türkiye'de kaç adet otomobil fabrikası, kaç beyaz eşya üretimi yapan fabrika var? Savunma olarak yüzlerce satıcı bayii var diyebilirsiniz ama Türkiye'nin bir gerçeği olan milyonlarca küçük esnaf ne olacak? Onların işleri iş değil, işletmeleri işletme değil mi? Bizler devlete vergi vermiyor muyuz? Devlete stopaj ödemiyor muyuz? Devletin vergi gelirlerinde söz sahibi değil miyiz? Her yıl iki defa aidat ödediğimiz Ticaret Odaları, Esnaf Odaları ve bunların saygıdeğer başkanları nerede, neden hakkımızı savunmuyorlar? Sayın Sinan Aygün popülist siyaset yapmasını bildiği kadar esnafın haklarını aramayı da bilse hiç fena olmaz. Biz onlardan siyaset yapmalarını değil, esnafa önder olmalarını istiyoruz. Siyaset yapacak tek yer var; orası da yüce Meclis'tir.'Şen ortaklar'ın son olarak çıkarmış oldukları bu KDV indiriminden tüm kesimin yararlanmasını talep ediyoruz. Sadece belli firmaların belli ürünlerinde değil tüm KDV oranlarında adaletli bir indirim yapılmasını ve esnafın biraz olsun nefes aldırılmasını talep ediyoruz.Nefel IŞIKTAŞ-Keçiören-ANKARATelekom’un peşkeşiGAZİANTEP'in çeşitli mahallelerinde Türk Telekom antetli tabelalarla işyerleri açılmaya başladı. Sıkça gördüğümüz bu işyerlerinde abonman ücreti toplama merkezleri oluşturuldu. Genellikle MHP'lilere verilen bu izinle Telekom'un ücretleri tahsil ediliyor.Şöyle bir düşünün, Telekom faturalarında ücret yatırılacak bir sürü özel ve resmi bankalar belirtilmişken ve bu işleri yürütecek pek çok PTT şubesi mevcutken, birilerine peşkeş çekmek için bu işi özel birtakım kişilere ihale etmek neyin nesi? Yarın toplanan paralar iç edilirse hiç şaşmayalım.Mevcut iktidarın özelleştirme anlayışı bu mudur? Hiç gereği yokken birilerine ulufe dağıtmak mıdır? Anlaşılan biz hiç adam olmayacağız.M.İbrahim AKALIN-GAZİANTEPMesaj PanosuGAZİANTEP'te Türk Telekom adıyla özel merkezler açılmaya başladı. Genellikle MHP'lilere verilen bu izinle Telekom'un abonman ücretleri tahsil ediliyor. Telekom faturalarında ücret yatırılacak bir sürü özel ve resmi bankalar varken, en önemlisi de PTT şubeleri mevcutken, birilerine peşkeş çekmek için bu işi özel bir takım kişilere ihale etmek neyin nesi? Yarın toplanan paralar iç edilirse hiç şaşmayalım. Bu birilerine ulufe dağıtmak mıdır? Özelleştirme anlayışı bu mudur? (Bu merkezler son zamanlarda İstanbul'da da açılmaya başlandı.)M.İbrahim AKALIN-GAZİANTEPBODRUM Rüyakent devremülk sakinlerinden bir grup diyor ki: Sadece Clup Flipperciler mi bu zammı yapıyor? Hayır bizimkilere de bakın; 15 günlük aidatlarımız 700 marka çıkarıldı. Bu çok komiktir. Zira bu parayla 15 gün 5 yıldızlı bir otelde yeme içme dahil tatil yapılabilir. Bizler kendi malımız olan devremize bu yüksek meblağı ödemek zorunda bırakılıyoruz. Zira Rüyakent sahipleri çok güzel düzenlerini kurmuşlar. Resmen haraç alır gibi bu fahiş aidatı bizden alıyorlar. Biz de bunları kuzu kuzu ödüyoruz. Zira vermeyenler hemen icraya veriliyor. Bu soyguna dur demek gerekiyor. Bütün Rüyakent Bodrum sakinlerini protestoya çağırıyoruz.150 haneli, 2000 nüfuslu köyümüzün 100 yıldan beri yolu yoktur. Kışın hastalarımız at ve eşek sırtında can vermektedir. Bunun sebebi Şanlıurfa Köy Hizmetleri Müdürlüğü'nün ilgisizliğidir. 8 km'lik yol da taşımalı, 50 öğrenci kış şartlarında, yağmur-çamurda yol almak zorunda kalıyor. Tabii köyle ilgisi olmayan insanlar bizlere zulüm yapabilir. Köy Hizmetleri Müdürü'ne gidiyoruz; ‘‘Mazotumuz yok, yarın gel’’ diyerek bin dereden su getiriyor. Son çare Şanlıurfa Valisi'ne sesleniyoruz; bu mazlum insanların duygularına tercüman olunuz. Şanlıurfa Köy Hizmetleri'nde 8 bin dolayında personel ve araçları yatıyor. 10 kamyonla kum çakıl da atılamaz mı? Bu zor bir iş değil; lütfen...Mahmut DEMİRKIRAN-Aşağıtaşlı köyü-SİVEREKEGO'ya çatıp ‘‘Bu mudur dürüstlük’’ diyen Ankaralı okurumuza... Adınızı yazar ve telefonunuzu doğru bildirir misiniz. Y.B.GÜNÜN SÖZÜ‘‘Polise yapılan zam skandal. Elinde silah olana zam yapılıyorsa biz de elimize silah alıp dağa mı çıkalım?’’(Prof. Toktamış Ateş)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!