Partilerden YÖK'e görüş yok

Güncelleme Tarihi:

Partilerden YÖKe görüş yok
Oluşturulma Tarihi: Ocak 31, 2007 11:22

YÖK’ü en çok siyasetçiler eleştirmesine rağmen, Yükseköğretim Stratejisi Raporu konusunda kendilerindeng örüş istenmesine rağmen hiçbir siyasi parti görüş bildirmedi..

Haberin Devamı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkan Yardımcısı Prof.Dr. İsa Eşme, şu günlerde “Yükseköğretim Stratejisi Taslak Raporu”na gelen geri bildirimler üzerinde çalışıyor. Yükseköğretim sisteminde yapılması öngörülen değişiklikler konusunda hazırlanan raporla ilgili olarak siyasi partilerden, üniversitelerden, sivil toplum örgütlerinden görüş istenmişti.

Yükseköğretim Stratejisi Raporu ile ilgili olarak yaklaşık bin sayfalık görüş geldi. Bunlar sınıflandırıldı. Ortaya şöyle bir tablo çıktı:

1- Yükseköğretimde böyle bir değişikliğe tamamen karşı çıkıp bunu reddedenler.
2- Raporun içeriğinden çok, ifadelerde düzeltilmesi gereken yerleri belirtenler.
3- Kişisel sorunlarını aktaranlar.
4- Raporun içeriği konusunda görüşler ortaya koyup katkıda bulunanlar.

İşte, Yükseköğretim Yasası’nda her fırsatta değişiklik öngören siyasi partilerin, Yükseköğretim Stratejisi Taslak Raporu ile ilgili olarak söyleyecek çok şeylerinin olduğunu düşünüyorsunuz. Ne yazık ki öyle değil. Hiç bir siyasi parti, Yükseköğretim Stratejisi konusunda YÖK’e taslak hakkında tek satır bile görüş ve öneride bulunmaya ihtiyaç duymamış. Ancak, görüş ve öneri ortaya koymayanlar, yine toplantılarında YÖK’den şikayetçi olmaya devam edeceklerini de biliyoruz.

“YÖK’E YÖNELİK SUÇLAMALAR DAYANAKSIZ”

YÖK Başkan Yardımcısı Prof.Dr. İsa Eşme’nin “YÖK sözcülüğü” gibi resmi bir sıfatı olmamakla birlikte, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, kendi çalışma alanıyla ilgili olmak kaydıyla açıklamaları oluyor. Bu anlamda açıklamalarıyla bu köşeye sıkça konuk oluyor. Dekan seçimlerinde en yüksek oy alanların değil, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı seçiminde olduğu gibi daha düşük oy alanın seçildiği, rektör seçimlerinde de oy sıralamasına uyulmadığı yolundaki eleştiriler konusunda Prof.Dr. İsa Eşme şunları söylüyor: 

Haberin Devamı

BAĞLAYICI DEĞİL:  Kamuoyunun bildiği gibi, YÖK öteden beri, kendisine  yöneltilen dayanaksız suçlamalarla ilgili, yer yer beyanat verme, açıklama yapma  geleneği içinde değildir. Son olay da, açıklama yapmayı gerektirmeyen dayanaksız suçlamalardan biridir. Şöyle ki, Yükseköğretim Kurulu, kurulduğu günden beri görevlerini, 2547 Sayılı Kanun çerçevesinde yürütür. Yasaya göre bir fakültede dekan ataması son derece açık kurallara bağlanmıştır. Rektörler, atama yapılmak üzere önerdikleri üç ismi Yükseköğretim Kuruluna gönderirler. İsimlerin rektör tarafından belirlenme biçimi ve tercih sırası Yükseköğretim Kurulu için bağlayıcı değildir.

REKTÖRLERİN İSTEĞİ: Yükseköğretim Kurulu Üyeleri, gönderilen dekan adaylarının özgeçmişlerini inceler. Yapılan gizli oylama ile dekan belirlenir. Bu süreçte, geçmiş örnekler incelendiğinde genellikle gönderilen isimlerden ilk sıradaki aday seçilmekle birlikte, ikinci hatta üçüncü sıradaki adayların seçildiğine ilişkin çok sayıda örnek vardır. Hatta bazen rektörlerin, sözlü veya yazı ile, ilk sıradaki yerine ikinci sıradaki adayın seçilmesini talep ettiği de olmuştur. (Ankara Üniversitesinin, 5 Mart 2004’de Kurulumuzda okunan mektup bunlardan biridir)

KRİTERLER: YÖK Üyelerinin, dekan adayını belirlemede yerleşmiş bazı ölçütleri bulunur. Rektörün tercih sırası bunlardan sadece biridir. Adayların yayın durumu, dikkate alınan kriterlerden bir başkasıdır. Ele alınan bir diğer kriter de adayın, çalışma alanının, dekanlık yapacağı fakülteye uyup uymamasıdır. Çok nadir de olsa, bazı üyelerin dekan adayları hakkında aydınlatıcı bilgi verdikleri de olur. Bazen de, tereddüdü gidermek için ilgili üniversite Rektörlerinden ek bilgiler ve görüş istenir.

Haberin Devamı

YÖNLENDİRME OLMAZ:  Toplantılar gizli olduğundan bu görüşler dışarıya yansımaz-yansıtılmaz. Sonuçta, gizli bir oylama ile dekan adayı belirlenir. İlk turda çoğunluk sağlanamaması durumunda, bir aday üzerinde çoğunluk sağlanana kadar turlar devam eder. Seçimle ilgili şunu belirtmekte yarar görüyorum. İki yıla yaklaşan görev sürem sırasında, Sayın YÖK Başkanı’nın, gerek rektör gerekse dekan seçimlerinin hiçbirinde adaylar hakkında  yönlendirici bir açıklama yaptığına bildirdiğine tanık olmadım.

3. SIRADAKİ SEÇİLDİ: Bu yazışmamıza konu olan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi örneğine gelince. Seçim sonrasında gelişenler karşısında bir çok yazılı ve görsel basın tarafından bu konu ile ilgili bizden ısrarla görüş istenmesine rağmen olağan dışı bir uygulama söz konusu olmadığından bir açıklama yapılması gerekli görülmemiştir.
Yapılan gizli oylamada, Kurulun tercihi, dekan yardımcılığı yapan  ve üç adaydan biri olan ikinci sıradaki aday lehine olmuştur. Aynı oturumda bir başka üniversitenin bir fakültesinde de ikinci aday seçilmişti. Bir önceki toplantıda yine büyük bir üniversitemizin bir fakültesinde üçüncü sıradaki aday seçilmişti. Bu seçim, YÖK üyelerine yasa ile verilmiş bir irade beyanıdır. Hiçbir üyenin, gizli oyla yaptığı tercihi hakkında kimseye  hukuki ve ahlaki açıdan açıklama yapmama zorunluluğu vardır.

Haberin Devamı

“ONUR MÜCADELESİ BİÇİMİNDE YANSITILIYOR”

Tüm bunlar, üniversite dışından olanlar için az bilinen uygulamalar olabilir. Eksik bilgilerle yanlış değerlendirmeler yapılabilir. Ancak özellikle rektörlük ve dekanlık yapan, rektör yahut dekan adayı olan her meslektaşımızın tüm bu yasal uygulamaları yakından bildiğini sanıyorum. Durum bu iken, bir Anayasal Kurum olan Yükseköğretim Kurulunun tamamen yasal yetkileri çerçevesinde, bir fakültede dekan seçimi konusundaki tercihinin “onur mücadelesi” biçiminde kamuoyuna yansıtılması ya da bu tercihin başka nedenlere bağlanması, yükseköğretim topluluğu için düşündürücü bir husustur.

İTİRAZ EDİLECEK: Mahkeme sürecine gelince. Hukuk dışı hiçbir uygulamanın olmadığı bir gizli oylama ile yapılan seçim kararının mahkemeye taşınması ne kadar anlamlıdır? Bunu, okurların takdirine bırakmak gerekir. Ancak şu kadarını da belirteyim ki Ankara 15.İdare Mahkemesi kararına, öngörülen süre içinde uyulacak ve bir üst mahkemeye başvurulacaktır. Dolayısıyla dava henüz sonuçlanmamıştır. Bu konudaki değerlendirmeyi, nihai karar sonrasında yapmanın daha isabetli olacağını düşünüyorum.

Prof. Dr. İsa Eşme, bunları belirttikten sonra kendisine atfen “bir-iki kez yazarlar, sonra unuturlar” ifadesi için ise “bu sözler bana ait değildir” diyor. YÖK, rektör, dekan seçimleri, sınav sistemi konusunda ki önerileriyle, strateji raporuyla yine gündemden düşmeyecek gibi gözüküyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!