Parti Genel Merkezi'nin düşündürdükleri

Güncelleme Tarihi:

Parti Genel Merkezinin düşündürdükleri
Oluşturulma Tarihi: Mart 30, 2009 23:32

Bunun için dün bütün gece, seçimlerde öne çıkan siyasi partilerin genel merkezlerini gezdim.

Haberin Devamı

İzlenimler son derece ilginç;

Hatta, bir ölçüde seçim sonuçlarını yansıtır, gelecek hakkında da ipuçları verir nitelikte;

Öncelikle, seçimden önde çıkan iki parti, AKP ve CHP’nin her ikisinin de genel merkezlerinin Batılı demokrasilerdeki parti genel merkezlerinden, en azından “teknolojik açıdan”, farksız göründüğünü söylemek mümkün;

Her iki parti merkezi de, bahçeye kurulan dev ekranlar, bina içinde gazetecilerin için oluşturulan teknolojik imkanlar açısından, seçime iyi hazırlanmışlardı.

Zeynep Gürcanlı YAZIYOR



Tek bir farkla;
CHP’nin aksine, AKP’de “basın ayrımcılığı” sürüyordu.

Başbakanlığa bağlı Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nün verdiği sarı basın kartına sahip her gazeteci, kartını gösterdikten sonra CHP genel merkezine girip, seçimi buradan izleme imkanına sahipti.

Ancak AKP’de, uzun zamandır basına karşı izlenen “ayrımcı” tutum, seçimlere de yansımıştı.

AKP Genel Merkezi’ne sadece, Başbakanlık Basın bürosunun verdiği “başbakanlık kartı” sahibi gazeteciler alınıyordu. AKP binası kapısında, uzun yıllardır gazetecilik yapan, seçimleri de iktidar partisinin genel merkezinin içinden izlenimlerle izlemek isteyen “sarı basın kartı sahibi”, hatta meslekte 20 yılını doldurmuş olduğu için “sürekli basın kartı” sahibi gazeteciler gördüm. İçeri alınmadılar, içim burkuldu.

Haberin Devamı

MHP VE SAADET, “ESKİ USUL”

MHP ve Saadet Partisi’ne ise, batı demokrasilerinde gördüğümüz teknoloji desteklik seçim sistemi pek uğramamış gibiydi.

MHP’nin devasa genel merkezinde, Türkiye’nin bu iddialı siyasi partisinin “karargahından” seçimi izlemek isteyen gazeteciler yapılan tek kolaylık, girişteki avluya yaklaşık  15 kişilik masa ve sandalye koymakla sınırlı kalmıştı. Gazeteci ve televizyoncuların çoğu oturacak yer bile bulamıyordu. Arada bir yapılan çay-kuru pasta servisine ek olarak, gazetecilerin seçimi izlemesini sağlamak için yapılan tek kolaylık, bir televizyon koyulmasıydı.

Görüntü tam olarak şuydu;
Genel Merkezin girişinde, iki ayrı köşeye iki ayrı orta boy televizyon. İkisinde de haber kanallarından biri ya da diğer açık.

Televizyonlardan birinin başında ayakta gazeteciler, diğerinin başında, yine ayakta, bir avuç partili, sonuçları izlemeye çalışıyor.

Aldığı sonuçlarla “silkinmiş” görünen Saadet Partisi genel merkezinde de görüntü MHP’den hiç farklı değildi. Seçmen nezdinde “silkinmiş” de olsalar, hem MHP, hem Saadet’te bu “silkinme” pek genel merkez binalarına yansımamış gibiydi. Her iki parti de “modern siyasi parti” görüntüsünden oldukça uzaktaydılar.

Haberin Devamı

DTP’NİN MERKEZİ SANKİ DİYARBAKIR

DTP’nin Genel Merkezi ise, gezdiklerim içinde kesinlikle en ilginç olanıydı. Çünkü, ülkenin Başkentinde, Ankara’daki Genel Merkez binasında, herhangi bir ilçe merkezindeki hareketlilik bile yoktu. Parti genel merkezindeki en üst düzey yetkili, basın müşaviriydi. Onun verdiği tek bilgi ise, tüm yöneticilerin, vekillerin, kısacası önemli kim varsa, hepsinin, Ankara’da değil, Diyarbakır’da olduklarıydı. Kısacası, DTP’nin resmi Genel Merkezi Ankara’da da olsa, belli ki fiili genel merkezi Diyarbakır’da.

En sonda ise, en acı izlenim;
Seçimden hemen önce liderini trajik bir kazada kaybeden BBP’nin genel merkezinde seçim, kimsenin umurunda değildi.
Parti Genel Merkez binasında sadece birkaç partili, hala biraz inanmaz, biraz hüzünlü oturuyor, gelenlerin baş sağlığı dileklerini kabul ediyorlardı.

Geleneksel yasa uygun şekilde, televizyonlar bile açık değildi.

Sessizce girdim, başsağlığı diledim ve çıktım.

BBP’nin seçimi düşünecek hali yoktu…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!