Park ve bahçeler mezarlık oldu

OBAMA: SURİYE'DEKİ SALDIRILAR ÇOK ÇİRKİN

Suriye’de kuzeydeki 700 bin nüfuslu Hama şehrine bir aylık kuşatmanın ardından önceki gün başlatılan ve ilk gününde 120’yi aşkın sivilin ölümüne neden olan askeri operasyon dün de sürdü. Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü Başkanı Rami Abdürrahman, Suriye'de Ramazan'ın ilk gününde 10'u akşam olmak üzere toplam 24 kişinin öldürüldüğünü söyledi.

Hürriyet’e konuşan sürgündeki muhaliflerden Fahd El Masri’nin bir Hama sâkinine dayanarak verdiği bilgiye göre kentte tüm camilerin etrafı askerlerce kuşatıldı. Şam rejimi, teravih namazı çıkışlarında büyük gösteriler düzenlenmesinden çekiniyor. Hama’da 3 kişiden fazla insan sokakta toplanınca, dağıtılıyor. El Masri, birkaç gün içinde sürgündeki muhaliflerin Kahire’de toplanacağını da açıkladı. Uluslararası medyaya telefon yoluyla konuşan şehirdeki muhalifler, önceki gece kentte münferit silah atışları olduğunu, sabah ise tank atışının “dört bir yandan” yeniden başladığını söylediler. New York Times’ın ulaştığı muhaliflerden Ubeyde Arvani, “Katliam... Burada katliam yapılıyor. Tarih tekerrür ediyor. Halkın silahsız olduğunu bildikleri için Hama’ya saldırdılar. Korkaklar” dedi. Suriyeli eylemci Ömer el Habbal ise şu ifadeleri kullandı:

“Hama’da yeni bir katliam başladı. Sabah 7.30’da ağır topçu bombardımanı ve tank ateşiyle uyandık. Bomdardıman 20-25 dakika kesintisiz sürdü. Ardından 15-20 dakikada bir top mermisi atılmaya başladı. Evleri vurulan iki kişinin öldüğünü gördüm. Mezarlığa gidemiyoruz. İnsanlar cenazelerini şehirdeki park ve bahçelere defnediyor. Halk tanklara karşı çıplak göğüsleriyle duruyor. Sanki taş devrinde, modern tanklara karşı savaşıyoruz. 1982’de bu şehirde onbinlerce kişiyi öldürdüler. Bunun tekrarlanmasına izin vermeyeceğiz.”

‘Ordu gururumuz, halk dayanıklı’

1982’de de Hama halkını isyan için ayaklandırdığı öne sürülen Müslüman Kardeşler örgütü, Esad ailesinin liderliğindeki Alevi seçkinlerin, Sünniler’e karşı mezhep savaşı başlattığını, Hama’nın da en büyük Sünni kalelerinden biri olduğunu savundu.  Devlet Başkanı Beşar Esad ise ulusal “gururun” sembolü olarak nitelediği Suriye ordusunu 66. kuruluş yıldönümü dolayısıyla kutlarken, olayları yine “dış komploya” bağladı.  ABD’nin Şam Büyükelçiliği sözcüsü J.J. Harder “Hezeyan içindeler. Silahlı çetelerden bahsediyorlar, oysa bu ülkedeki tek silahlı çete Suriye hükümetinin kendisi” dedi.

Türkiye’nin tepkilerinde Ramazan vurgusu

Cumhurbaşkanı Gül: Sessiz kalınamaz

SURİYE’deki operasyonlar Ankara’nın çok sert tepkisine neden oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, operasyonların, “asla kabul edilebilecek ve sessiz kalınabilecek bir gelişme olmadığını” belirtti.
m Mübarek Ramazan ayına girerken Hama’da tankların eşliğinde ağır silahların halka karşı kullanılması beni derinden sarsmıştır.
m Ramazan ayının ruhuna uygun bir şekilde, sükunetin sağlanması ve köklü reformların gerçekleştirileceğine dair halkın ikna edilmesi beklenirken, aksine Ramazan ayına daha kanlı bir ortamda girilmesi asla kabul edilebilecek ve sessiz kalınabilecek bir gelişme değildir.
m Unutmamalıdır ki 1982 yılında yine Hama’da benzer olaylar yaşandığında iletişim teknolojisi bugünkü gelişmişlik düzeyinde değildi. Bugün iletişim çağında, herkesin gözü önünde cereyan eden bu şiddete karşı tepkisiz kalamayız.

Davutoğlu: Ramazana hakkıyla giremedik

DIŞİŞLERİ Bakanlığı, “Olayları sabırla takip ediyoruz. Operasyonların çözümsüzlük getirdiği gerçeğini Suriye yönetimi artık idrak etmeli. Samimiyetlerini sorguluyoruz” açıklaması yaparken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, Suriyelilerin Ramazan’a hazırlanırken bu çapta bir operasyon yürütülmesinin ve onlarca Suriyeli aileye ölüm acısının yaşatılmasının bu kutsal ayın ruhuna uygun olmadığını söyledi. Davutoğlu şöyle dedi.
m (Operasyon) Ramazanın ruhuna uygun değil. Bu bütün Türk halkının hissiyatıdır. Biz de dün Ramazana girmeyi Suriye’deki gelişmeler yüzünden hakkıyla yaşayamadık Yapılan müdahalenin yöntemi de yanlıştır. Meskun alanlarda, tanklar ve ağır silahlarla yapılacak operasyonun yaratacağı insan kaybının ne olacağının bilinmesi gerekirdi.

Libya gibi değil

LİBYA’da Muammer Kaddafi rejiminin kendi halkını katletmeye başlaması üzerine BM Güvenlik Konseyi’nin aldığı kararla başlatılan NATO hava harekatının bir benzerinin Suriye’de uygulanıp uygulanamayacağı tartışılıyor.

Rasmussen: Şartlar yok

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen:  Suriye’ye askeri müdahale için şartlar oluşmadı. Libya’da BM’nin açık himayesine dayanan bir operasyon yapıyoruz. Bu şartlar Suriye’de sağlanmış değil.

İngiliz bakan: İhtimal dışı

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague: Suriye’ye askeri müdahale ihtimal dışı. Böyle bir müdahalenin yasal ve ahlaki temeli olmaz. Ek yaptırım istemiyoruz. Daha fazla uluslararası baskı görmek istiyoruz. Elbette bunun etkili olması için sadece Batılı ülkelerin değil, Arap ülkelerinin ve Türkiye’nin de baskı yapması gerekir.

Rusya: Kabul edilemez

Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklamasında,“Sivillere ve devlet kurumları temsilcilere karşı güç kullanımı kabul edilemez ve durdurulmalı” denildi.

AB’den ek yaptırımlar

BM Güvenlik Konseyi, Almanya başkanlığında “kapalı” danışma toplantılarıyla Suriye’yi tartışıyor. Avrupa Birliği ise Esad hükümetine yönelik yaptırımları genişletti. Suriye ordusunun Hama’daki askeri operasyonlarıyla bağlantılı 5 yetkilinin AB’deki malvarlıkları donduruldu, seyahat yasağı getirildi. Operasyonlar sürerse 3 Suriyeli yetkili daha kara listeye alınacak.