Güncelleme Tarihi:
Gezegenimiz birbirinden güzel binlerce bitki ile çevrili ama bu bitkilerin hepsi göründükleri kadar masum değil. Bazıları herhangi bir temas halinde, insan ya da hayvanların hayatını tehlikeye atacak kadar ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor.
Geçtiğimiz günlerde New York Post’ta yer alan bir haber de bu tehlikeli durumu bir kez daha gözler önüne serdi.
İngiltere’de yaşayan 28 yaşındaki Tina Sabine, köpeklerini yürüyüşe çıkardığı sırada farkında olmadan 'dev domuz otu' bitkisine dokundu. Ellerinin ve yüzünün şişmesiyle tanınmayacak hale gelen Sabine, yaptığı açıklamada “Elim ve yüzüm çok korkunç görünüyordu, kıpkırmızı olmuştu. Hatta hastanede birinin elime asit döküp dökmediğini sordular” dedi. Genç kadın aylarca hareket etmekte zorlandığını da söyledi.
Uzmanlar bu olayların hatta ölümcül vakaların, bitki türü sayısı açısından oldukça zengin olan ülkemizde de yaşanabileceğinin altını çiziyor. Çünkü Avrupa’da 13 bin civarında bitki türü bulunurken sadece Türkiye sınırları içinde 9 bin 200’ün üzerinde bitki türü var. Üstelik böylesine zengin bir floraya sahip olan ülkemizde kent parklarında da aynı durum söz konusu.
* Peki yaşam alanlarımızdaki zararlı bitkiler neler?
* Daha çok nerelerde bulunuyorlar?
* Hangi sağlık sorunlarına neden oluyorlar?
Bunun gibi pek çok soruya Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Satıl ile cevap aradık.
DEV DOMUZ OTU ÜLKEMİZDE BULUNUYOR MU?
Bitki anatomisi üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Fatih Satıl’a Sabine'in yaşadıklarından hareketle öncelikle ‘Dev domuz otu bitkisi ülkemizde de bulunuyor mu?’ diye sordum. Bu türün ciddi bir istilacı olduğunu, Türkiye’de bulunmadığını ama hemen hemen aynı görüntü ve zarara sahip olan yakın akrabalarının ülkemizde de yaşadığını belirten Prof. Dr. Satıl şöyle devam etti:
“Bu bitki, İngiltere’de ve yayılış gösterdiği diğer Avrupa ülkelerinde en tehlikeli bitkiler arasında yer alıyor. Avrasya'nın Batı Kafkasya bölgesine özgü. Yani Güneybatı Asya’dan Hazar Denizi arasında uzanan Kafkas Dağları’nda doğal olarak yetişiyor. 19'uncu yüzyılda süs bitkisi olarak İngiltere'ye tanıtılmış. Daha sonra Batı Avrupa, ABD ve Kanada'daki diğer bölgelere yayılmış. Ciddi bir istilacı tür ama Türkiye’de bulunmuyor. Fakat bitkinin hemen hemen aynı fiziki görüntüye ve zarara sahip olan yakın akrabalarından ülkemizde bulunuyor.”
TÜRKİYE’DEKİ HANGİ BİTKİLER TEHLİKELİ?
Türkiye’de azımsanamayacak çoklukta zehirli bitki olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Satıl, adi porsuk (Taxus baccata), incir (Ficus carica), Hint yağı (Ricinus communis) ve at kestanesi (Aesculus hippocastanum) bitkilerine çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Satıl, bu dört bitkiyle ilgili şu önemli bilgilerin altını çizdi:
-- Adi porsuk bitkisi, kırmızı renkli meyveleri ve içerdiği kimyasallar nedeniyle oldukça zehirlidir. Bu nedenle özellikle çocuk oyun alanları yakınlarında kullanılması sakıncalıdır. Bu bitkinin meyvesini yiyen kişilerde öncelikle kol ve bacak kasılmaları görülür. Hatta ölüm vakası da kayıtlara geçmiştir. Türkiye’nin çok soğuk olmayan bölgelerinde yayılış gösteren her dem yeşil bir bitkidir. Genellikle resmi binaların girişlerinde peyzaj düzenlemelerinde kullanılır.
Adi porsuk (Taxus baccata)
-- İncir, ülkemizde yaygın bir meyve ağacıdır. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaygın şekilde üretimi yapılır. Bitki zehirli değil ancak yapraklarını ve meyvelerini kopardığımızda kopan bölgeden çıkan süt benzeri öz suyu cilde acı veren tahrişlere neden olabilir.
-- Hint yağı da dekoratif amaçlı olarak Akdeniz ikliminin hâkim olduğu bölgelerin park ve bahçelerinde kullanılıyor. Kızıl ve parçalı yapraklarıyla estetik bir görüntüsü var. ‘Risin’ adı verilen zehirli kimyasal, bitkinin tamamında bulunmakla beraber, tohumlarında yoğunlaşır. Tek bir tohum, insanı iki gün içinde öldürmeye yeter. İlk semptomlar birkaç saat içinde kendini gösterir. Boğazda yanma hissini mide bulantısı takip eder ve sindirim sistemi tamamen alt üst olur. Zehirlenme başladıktan sonra durdurmak imkânsızdır ve dehidrasyon nedeniyle ölüm gerçekleşir.
Hint yağı (Ricinus communis)
-- At kestanesi ise Türkiye’deki kent parklarında sıklıkla kullanılan bir dekoratif ağaç türüdür. Meyvelerinin yenmesi zehirlenmelere yol açabilir. Hatta İngiltere’de meyvelerinden yiyen küçük bir çocukta ölüm vakası kaydedildi. Ölüm genellikle ateşin yükselmesiyle gerçekleşir.
At kestanesi (Aesculus hippocastanum)
GÜZELAVRAT, BALDIRAN VE ŞİMŞİR BİTKİLERİNE DİKKAT!
Bu dört bitki dışında güzelavrat otu (Atropa belladonna), baldıran otu (Conium maculatum) ve şimşir (Buxus sempervirens) bitkilerinin de zararlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Satıl, “Bu bitkiler şehirlerin parklarında karşımıza çıkabilen zehirli bitkiler” dedi. Prof. Dr. Satıl, şöyle devam etti:
-- Güzelavrat otu, oldukça tehlikeli bir bitki. Bitkinin tüm kısımları (kökleri, gövdesi, çiçekleri, tohumları, yaprakları ve meyveleri) zehirli. Bu bitkiden kaynaklanan zehirlenmenin belirtileri arasında gözbebeklerinin büyümesi, ışığa duyarlılık, bulanık görme, kalp atışlarının hızlanması, denge kaybı, sendeleme, baş ağrısı, ciltte kızarıklık, şiddetli ağız ve boğaz kuruluğu, konuşma bozukluğu, idrar yapamama, kabızlık, kafa karışıklığı ve halüsinasyonlar bulunuyor.
Güzelavrat otu (Atropa belladonna)
-- Boyu 1,5-3 metre olabilen baldıran otu da farklı ortamlarda yaşayabilen dayanıklı bir tür. Yabani havuç, yabani frenk maydanozu ve maydanoz gibi bitkilerle karıştırılabilir. Baldıran otunun tüm kısımları zehirlidir. Baldıran otundaki zehirli alkaloidler solunum kaslarına ve böbreklere zarar verir. Yanan bir baldıran otunun dumanının solunması ölümcül olabilir.
Baldıran otu (Conium maculatum)
-- Şimşir ise ülkemizde park ve bahçelerde bordür bitkisi olarak sıklıkla kullanılıyor. Yaprakları zehirlidir. Yapraklarını yemek ölümcül olmasa da sonuçları ağır olabilir.
Şimşir (Buxus sempervirens)
‘ZAKKUM HEM ÇOK GÜZEL HEM DE ÖLÜMCÜL DERECEDE ZEHİRLİ’
Yaz sezonunda Marmara, Ege ve Akdeniz kıyıları çok sayıda yerli turist ağırlıyor. Özellikle bu kıyılarımızda zakkum bitkisine çok fazla rastlanıyor. Peki, zakkum zararlı bir bitki mi?
Prof. Dr. Fatih Satıl, “Zakkum (Nerium oleander) hem çok güzel hem de ölümcül derecede zehirli bir çiçekli bitkidir” cevabını verdi ve ekledi:
“Zakkum kıyılar dışında park ve bahçe peyzajlarında sıklıkla kullanılan bir süs bitkisi. Pembe ve beyaz çiçekleri ile özellikle sahil yerleşimlerinin sokaklarını süsler. Fakat bitkinin özsuyu ve yaprakları cilt ile gözleri tahriş eder. Dumanını solumak tehlikeli olduğundan kuruyan dal ve yaprakların yakılmaması da tavsiye edilir. Zehirlenmeler ise genelde yaprakların yenmesiyle gerçekleşir. Zakkum zehirlenmesi; mide bulantısı, kusma, karın ağrısı gibi gastrointestinal ve kalp aritmisi, kalp çarpıntısı ve erken ventriküler kasılmalar gibi kardiyak etkiler ortaya çıkar. İçerdiği toksinler ayrıca merkezi sinir sistemini de etkileyebilir. Uyuşukluğa, titremelere, kasılmalara, nöbetlere, felce ve ölümcül komaya neden olabilir.”
Zakkum (Nerium oleander)
‘ORMAN SARMAŞIĞI VE AK SÖĞÜT DE TEHLİKELİ! ANADOLU'NUN HER YERİNDE BULUNUYOR'
Anadolu’nun her yerinde bulunan orman sarmaşığı (Hedera helix) ile ak söğüt (Salix alba) bitkilerinin de tehlikeli sınıfta yer aldığını söyleyen Prof. Dr. Satıl, “Bu iki türe Anadolu’da çok rastlanır. Orman sarmaşığı, kent parklarında sıklıkla duvarlara sardırılır ya da yer örtücü olarak kullanılır. Meyveleri ve öz suyu zehirlidir. Ak söğüt ise Anadolu’da dere kenarlarında yaygındır. Kan sulandırıcı yapımında kullanılan salisilik asit bu bitkide bolca bulunur. Fakat oranının tutturulamaması halinde mide kanamasına yol açabilir” ifadelerini kullandı.
Ak söğüt (Salix alba)
‘MAYDANOZ VEYA HAVUCA BENZER BİTKİLERDEN UZAK DURMAK GEREKİYOR’
Tüm bu bilgiler ışığında akla gelen en önemli soru şu: ‘Bir bitkinin zehirli olup olmadığını anlamak mümkün mü?’
Prof. Dr. Satıl, “Genel olarak zehirli bitkileri tek bir çatıda, belirli özellikler etrafında toplamak mümkün olmasa da bazı bitkiler için çok genel bazı yöntemler mevcut” dedi ve ekledi:
“Örneğin maydanoz veya havuca benzer bitkilerden uzak durmak gerekir. Çünkü bu bitkilere benzer çok sayıda zehirli bitki vardır. Zehirli olup olmadığını kestiremediğiniz bir bitkinin yapraklarından küçük bir parçayı yemeyi de denemeyin. Çünkü öyle bitkiler var ki çok küçük bir ısırık dahi tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Bazı kaynaklarda yemeyi ya da toplamayı düşündüğünüz bitkinin zehirli olup olmadığını anlamak için çok kesin doğru olmasa da şu uygulamayı öneriyorlar: Bileğinizde veya dirseğinizde 15 dakika bekletin. Teniniz tahriş oluyorsa o bitkiden uzaklaşın… Fakat ben yine de bunu önermiyorum.”
Fotoğraflar: iStock