Oluşturulma Tarihi: Aralık 01, 2002 00:00
Yolun yarısına henüz gelmişken sefalet içersinde ölen ilk ve son ressam değildi elbet Amedeo Modigliani.Ama yine de onu diğerlerinden ayıran bir şey vardı. Kimilerine göre, farklı yazgısı doğduğu ilk günden itibaren çizilmişti.Livorno'da babasının iflası nedeniyle eve hacze gelenler, eşyaların bazılarına dokunamamış zira bunlar doğum sancıları çekmekte olan annesinin yatağına yığılmıştı. İtalyan yasalarına göre, hamile bir kadının eşyalarına dokunmak yasaktı o zamanlar.Küçük çocukken yakalandığı verem onu annesinin ‘‘gözbebeği’’ yapacaktı.22 yaşında Paris'e geldiği güne kadar, hep annesinin kanatları altında olacaktı. Resme olan tutkusunu teşvik eden, onu resim hocalarına götüren, gerektiğinde cep harçlığı veren aşırı sevecen, korumacı bir anne.Belki bu yüzden Modigliani, hayatının her döneminde kadınların sıcaklığını aramış, onlara sığınmış hatta bir tanesini ölürken beraberinde götürmüştü.Ölümünden iki gün sonra kendisini pencereden atan 22 yaşındaki hamile sevgilisi Jeanne Hebuterne.Zaten genç kadının trajik ölümüydü Modigliani'ye ‘‘lanetli ressam’’ denmesinin nedeni.Gerçi kimi arkadaşları onu Fransızca lanetli anlamına gelen ‘‘Modi’’ diye çağırıyorlardı ama esas ‘‘lanetli ressam’’ diye anılması Jeanne'ın intiharı yüzünden olacaktı.Arkasında 14 aylık bir kız bebek bırakan 8 aylık hamile Jeanne.Henüz 18 yaşındayken ressamı tanıyan, alkol ve uyuşturucu krizlerinde onu cehennemin diplerinden çekip çıkaran genç bir resim öğrencisi.Gençken bir arkadaşına yazdığı mektupta ‘‘Normal insanlardan farklı olmak hakkına sahibiz. Zira bizim gereksinimlerimiz farklı, bu yüzden farklı bir ahlak boyutundayız. Görevin fedakarlık değil rüyanı kurtarmaktır’’ diye yazan Modigliani'yi anlamaya çalışan, ona tutkuyla bağlı Jeanne.Yıllar sonra Modigliani'nin ailesinin talebi üzerine ressamın Pere-Lachaise'deki mezarının yanına gömülecekti.‘‘Lanetli ressam’’ Modigliani'nin hayatı, sanatı bugünlerde Paris'te yeniden gündemde.Zira sanatçının 150 resmi ilk kez biraraya getirilmiş.İki görüşme arası yakaladığım boş bir vakitte Lüksemburg Müzesi'ndeki sergiyi kaçırmadım. Üstelik basın kartımın ilk kez yararını gördüm, sayesinde uzun bir kuyruğu aşarak içeri girdim.Sanatçının yaşarken, parasızlıktan kimi zaman bir içki karşılığında bedava verdiği, günümüzde ise 600 bin dolardan başlayan resimleri çarptı beni.Ne diyordu Modigliani?‘‘Aradığım gerçek değil, gerçeküstü de değil sadece bilinçaltı.’’‘‘Beni sadece insan ilgilendiriyor çünkü yüzü doğadaki en ulvi şey.’’Lüksemburg Müzesi'nin siyah odalarında karşınıza çıkan Modigliani'nin portreleri bilinçaltıyla ulviliği birleştirmiş.Hem karanlıklar, hem ışıltılılar... Hem de şaşırtıcı derecede ışıltılı.Paris'te bir hafta kaldığım otel, Modigliani'nin Jeanne Hebuterne'le birlikte kaldığı atölyeyle aynı sokakta: Grande Chaumiere Sokağı.Sokağa her çıktığımda ‘‘lanetli ressam’’ yanıbaşında Jeanne'ın gölgesiyle karşıma dikiliyor.
button