Güncelleme Tarihi:
Kıran, Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ile ilgili TBMM Dışişleri Komisyonunda sunum yaptı.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin, tüm insanlığın ortak meselesi olduğunu belirten Kıran, farklı kıtalarda yaşanan afetlerin, iklim değişikliğiyle etkin, kararlı ve sonuç odaklı mücadelenin önemini ortaya koyduğunu kaydetti.
Kıran, dünya genelinde sıcaklıkların hızla arttığını, 2020'nin, bugüne kadar kaydedilen en sıcak üç yıldan biri olduğunu dile getirerek, Sanayi Devrimi dönemlerine kadar atmosferde aynı seviyede kalan karbon yoğunluğunun, 1850'den bugüne yüzde 50 artış gösterdiğini aktardı.
Bu sorunun, sadece çevre ve ekonomiye değil pek çok farklı alana yansıyan sonuçları bulunduğunu dile getiren Kıran, göç sorununda iklim değişikliğinin etkisi olduğunu söyledi.
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin iki uygulama aracı bulunduğunu, Türkiye'nin bunlardan ilki olan Kyoto Protokolü'ne 2009'da taraf olduğunu anımsatan Kıran, bu protokolün geçerliliğinin 2020 itibarıyla sona erdiğini belirtti.
Kıran, ikinci ve güncel uygulama aracının ise 2020 sonrasını düzenleyen Paris Anlaşması olduğuna işaret ederek, bu anlaşmanın 2015'teki müzakereler neticesinde 196 ülke tarafından kabul edildiğini, Türkiye'nin de anlaşmaya 22 Nisan 2016'da imza attığını anlattı.
Hedefin sera gazı salınımını azaltmak olduğunu ifade eden Kıran, "Henüz taraf olmasak da, 'Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı'mız çerçevesinde sera gazı azaltım hedefimizi belirledik. Buna göre, 2030 yılı itibarıyla yüzde 21'e kadar artıştan azaltım amaçlıyoruz." dedi.
Türkiye'nin, şu anda Paris Anlaşması'na taraf olmayan 6 ülkeden biri olduğunu dile getiren Kıran, bununla birlikte somut adım ve eylemlerle iklim değişikliğiyle mücadelede sorumlulukların yerine getirildiğini ancak Paris Anlaşması'ndaki yükümlülüklerin, çok taraflı platformlarda giderek daha fazla Türkiye'nin karşısına çıktığını aktardı.
"YEŞİL TEKNOLOJİYE ERİŞİMİ DE GÜÇLENDİRECEK"
Kıran, anlaşmaya taraf olunmasının, AB ile ekonomik ilişkilerin ilerletilmesine de katkı sağlayacağına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüce Meclisimizce de uygun görülürse, Paris Anlaşması'na ülke pozisyonumuzu ortaya koyan bir 'Ulusal Beyan'la taraf olacağız. Ulusal Beyanımızla, anlaşmayı, gelişmekte olan bir ülke olarak uygulayacağımızı kayda geçiriyoruz. Uluslararası iklim rejimi, 'ortak, fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreli kabiliyetler' ilkesine dayanıyor. Bu ilkeye göre, ülkeler iklim değişikliğinin etkileri karşısında eşitler. Ancak her birinin değişen kalkınma düzeyleri ve sera gazı emisyonlarında farklı paya sahip oldukları da teslim ediliyor. Katkı beyanlarımızı bu prensip temelinde ulusal koşullarımıza bağlı olarak belirleyeceğiz. Paris Anlaşması kapsamında ülkeler net sıfır emisyon hedeflerini belirlediler. Bazı ülkeler net sıfır emisyon için 2050 tarihine işaret ettiler. Biz de 2053 yılında net sıfır emisyona ulaşma hedefimizi açıkladık. Paris Anlaşması'na taraf olmamızın olumlu sonuçlarını kısa ve orta vadede alacağımıza inanıyoruz. Her şeyden öte, bundan sonra Paris Anlaşması'nın uygulanmasında söz sahibi olacağız. Anlaşmaya taraf olmamız, yeşil teknolojiye erişim ve yatırım fırsatlarımızı da güçlendirecek. Bu alanda uluslararası mekanizmalardan faydalanmaya devam edeceğiz. Sürecin dışında kalmamızın seçenek olmaktan çıktığı bir aşamadayız. Paris Anlaşması'na taraf olmamız, ülkemizin iklim değişikliğiyle mücadelede samimiyetini ve bu konuya atfettiği önemi teyit edecek."
"ÜLKEMİZİN MENFAATİNİ KORUYARAK MÜZAKERELERİ YÜRÜTTÜK"
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar da TBMM Çevre Komisyonunda anlaşmayla ilgili görüşlerini dile getirdiğini hatırlatarak, Paris Anlaşması'nın 2015'te Paris'te kabul edilen ve 2016'da imzaya açılan bir anlaşma olduğunu kaydetti.
"İlk imzalayanlardan biri biziz. 2020 sonrasında yürürlüğe girecek bir anlaşma." diyen Birpınar, bu anlaşmanın Meclis'ten geçmesinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığını da mutlu edeceğini dile getirdi.
Birpınar, sürecin ciddi şekilde Türkiye tarafından takip edildiğini vurgulayarak, "Ülkemizin her türlü menfaatini koruyarak müzakereleri yürüttük." diye konuştu.
Batılı ülkelerin sadece insanları değil doğayı da sömürdüğünü, çevreyi kirlettiğini dile getiren Birpınar, "Doğada bizden başka yaşayan bütün canlıların haklarını almadan bir kalkınma modelini benimsemek zorunda olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Onların da hakkı var. Bir ağaç, meyveyi sadece insan için vermiyor. Kurtlar, kuşlar, böcekler için de veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Birpınar, Türkiye'nin yeşil kalkınma hamlesini düşündüğünü dile getirerek, Türkiye'nin kirletme oranının yüzde 1 bile olmadığını söyledi.
Teklifin görüşmeleri sırasında söz alan CHP Doğa Hakları ve Çevreden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, anlaşmanın Meclis'e gelmesinin sebebinin para olduğunu iddia etti. Öztunç'un, "Sayın Erdoğan Amerika'ya gidince, doların yeşilini görünce ağacın yeşilini hatırladı." sözlerine, AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı tepki gösterdi. Yaşanan tartışma üzerine Komisyon Başkanı Akif Çağatay Kılıç, toplantıya kısa süre ara verdi. Aranın ardından teklifin görüşmelerine devam edildi.