OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 14, 2001 00:00
Türk Tabipleri BirliÄŸi'nin hazırladığı rapor, Marmara Depremi'nin ikinci yılında, deprem bölgesindeki 6 kentte bulunanların yüzde 7'sinin hala çadırda yaÅŸadığı, bölgedeki 14 yaÅŸ ve üzeri nüfusta iÅŸsizlik oranının yüzde 16 olduÄŸu ve bölgedekilerin yüzde 33'ünün herhangi bir saÄŸlık güvencesinin olmadığını ortaya koyuyor. Rahatsızlıklarına raÄŸmen herhangi bir saÄŸlık kuruluÅŸuna baÅŸvurmayanların gerekçeleri ise 'maddi yetersizlik'.Türk Tabipleri BirliÄŸi Merkez Konseyi hazırladığı ''17 AÄŸustos ve 12 Kasım 1999 Depremleri Sonrasında Geçici YerleÅŸim Alanlarında YaÅŸayanların SaÄŸlık Hizmetlerini Kullanımının DeÄŸerlendirilmesi 2001 Raporu'' ile deprem bölgesindeki saÄŸlık hizmetlerini inceledi. Prof. Dr. Feride SancaklıoÄŸlu ve gönüllü 40 kiÅŸinin hazırladığı rapor, ''varolan sorunlara kalıcı çözümler'' bulmayı hedefliyor.Raporda yaÅŸanan ekonomik krizin bölge halkına katlanarak yansıdığı, göç, iÅŸsizlik, travma sonrası stres bozukluÄŸu gibi pek çok sorunun yaÅŸandığı ve bu sorunların iki yıllık zaman diliminde hala devam ettiÄŸi belirtildi.Rapora göre, deprem bölgesindeki 6 kentte bulunanların yüzde 71'i prefabrik, yüzde 21'i konteynır, yüzde 7'si ise çadırda yaşıyor. Geçici yerleÅŸim alanlarının yüzde 35'inde özel bir güvenlik önlemi alınmamış.YerleÅŸim alanlarının yüzde 84'ünde ÅŸebekeyle saÄŸlanan su kullanılıyor. Konutların yüzde 75'inde kesintisiz su saÄŸlanırken, yüzde 7'sinde düzenli su saÄŸlayan bir kaynak bulunmuyor. Yüzde 17'sinde ise kaynak olsa bile kesintili su saÄŸlanabiliyor.Geçici yerleÅŸim alanlarının yüzde 54'ünde ortak kullanılan telefon, yüzde 6'sında sokak aydınlatması yok. 6 ildeki yerleÅŸim alanlarının yüzde 72'sinde yollar asfalt, yerleÅŸim alanlarının yüzde 74'ünde otobüsle ulaşım saÄŸlanıyor. Geçici yerleÅŸim alanlarından ÅŸehirmerkezine ulaÅŸmak için geçen ortalama süre 17 dakika.PÄ°S SU SAÄžLIÄžI TEHDÄ°T EDÄ°YORYerleÅŸim alanlarının yüzde 10'unun yakınında fabrika olduÄŸu belirtilen raporda, bunun, çevre saÄŸlığı açısından önemli bir sorun olduÄŸu ifade ediliyor. Çevre saÄŸlığı açısından bir baÅŸka sorunun da yerleÅŸim yeri yakınında ya da içinde açıkta pis su akması olduÄŸu belirtiliyor.Deprem bölgesindeki kentlerde bulunan geçici yerleÅŸim alanlarının üçte birinde herhangi bir ortak kullanım alanı, yarısında da çocukların oyun oynayacağı alan bulunmuyor.YerleÅŸim alanlarının yüzde 50'sinde kahvehane, yüzde 44'ünde halk eÄŸitim merkezleri, yüzde 43'ünde cami, yüzde 24'ünde spor alanları, yüzde 16'sında okuma salonları, yüzde 3'ünde internetten yararlanılabilecek alanlar var.Çocuklara yönelik eÄŸitim olanakları ise geçici yerleÅŸim alanlarının yüzde 52'sinde bulunuyor, yüzde 41'inde kreÅŸ, yüzde 32'sinde ilköğretim okulu, yüzde 20'sinde anaokulu, yüzde 13'ünde etütolanakları var.Geçici yerleÅŸim alanlarının yüzde 37'si, çeÅŸitli saÄŸlık hizmet kurumları ve olanaklarına sahip. Yüzde 25'inde saÄŸlık ocağı, yüzde 6'sında revir, yüzde 6'sında saÄŸlık evi, yüzde 4'ünde aile planlaması kliniÄŸi, psikolojik danışma merkezleri gibi saÄŸlık hizmeti alınabilen kurumlar mevcut.4 KİŞİ, 30 METREKAREDE YAÅžIYORYerleÅŸim yerlerinde konutların ortalama büyüklüğünün 31 metrekare olduÄŸu belirtilen raporda, yaklaşık 4 kiÅŸinin, ortalama 14 aydır bu küçük alanlarda barındığı vurgulandı. Raporda, ''geçici olarak planlanan yerleÅŸim yerlerinin bu denli uzun bir zaman diliminde kalıcı yerleÅŸim birimi gibi kullanılmasının kabul edilemez bir durum olduÄŸu'' belirtilerek, bölgede yaÅŸayanların en kısa sürede geçici yerleÅŸim yerlerinden kalıcı konutlara geçirilmesi gerektiÄŸi ifade edildi.Rapora göre, bölgede, 6 yaÅŸ ve üzeri nüfusta okur-yazar olmayanlaroldukça küçük bir grubu oluÅŸtururken, okur-yazar veya ilkokul mezunu olarak görünen nüfusun bir bölümü halen eÄŸitime devam ediyor.YerleÅŸim birimlerinin ortak kullanım alanlarında düzenli süreli yayınlar olan okuma birimlerinin oranı yüzde 16 iken, raporda, böyle mekanların artırılmasının, depremin ardından kendilerini böyle yerleÅŸim alanlarında bulan ve normal yaÅŸama dönmemenin verdiÄŸi süreklibir sıkıntı hissiyle yaÅŸayan kiÅŸilere sosyal ve kültürel destek olmasıve onları yaÅŸama baÄŸlaması açısından önemli olduÄŸu vurgulandı.YÃœZDE 30 Ä°ÅžSÄ°ZRaporda, SSK kayıtlarına göre deprem sonrasında 150 bin kiÅŸinin iÅŸsiz kaldığı ve iÅŸ kayıplarının yüzde 23 oranında olduÄŸu belirtiyor. Rapora göre, 14 yaÅŸ ve üzeri nüfusta iÅŸsizlik oranı yüzde 16, iÅŸsizlik en çok yüzde 22 oranı ile Sakarya ilinde görülüyor.14 yaÅŸ üzeri nüfustan öğrenciler, ev hanımları ve emekliler çıkarıldığında geçici konutlarda yaÅŸanlarda iÅŸsizlik oranı yüzde 30'a çıkıyor. Raporda, zamanının çoÄŸunu geçici yerleÅŸim alanlarında geçiren ev kadınları, emekliler ve iÅŸsizlerin 14 yaşından büyük nüfusun yüzde 62'sini oluÅŸturduÄŸu belirtilerek, geçici yerleÅŸim alanlarında yaÅŸayan üretken çaÄŸdaki iÅŸsiz nüfus için meslek kazandırma çabalarına hız vermek gerektiÄŸi kaydediliyor.YÃœZDE 33'ÃœNÃœN SAÄžLIK GÃœVENCESÄ° YOKRapora göre, deprem bölgesindekilerin yüzde 33'ünün saÄŸlık güvencesi bulunmuyor. Rapor hazırlandığı dönemde, son 15 günde bir saÄŸlık kurumuna baÅŸvurması gerekenlerin yüzde 28'inin herhangi bir saÄŸlık kuruluÅŸuna baÅŸvurmazken, baÅŸvurmama nedenleri arasında da Bolu dışında ilk sırayı''maddi yetersizlik'', Bolu'da ise baÅŸvurmama nedenleri arasında ilk sırayı ''istememe'' alıyor. Yine Bolu'da saÄŸlık kurumuna baÅŸvurmayanların yüzde 27'si ulaşım sorununu bahane ediyor.En çok baÅŸvurulan saÄŸlık kurumları arasında Bolu ve Sakarya dışındaki illerde ilk sırayı devlet hastaneleri alırken, Bolu'da SSK hastanesi, Sakarya'da ise saÄŸlık ocağı tercih ediliyor.SaÄŸlık kurumuna baÅŸvuru nedenleri arasında ilk sırada enfeksiyonlar geliyor. Raporda bunun nedeninin, ''yaklaşık 30 metrekarede 4 kiÅŸinin yaÅŸaması, saÄŸlıklı suya ulaÅŸma oranının düşük olması gibi faktörlerle iliÅŸkili'' olabileceÄŸi belirtiliyor. BaÅŸvuru nedenleri arasında ikinci sırayı kronik hastalıklar alıyor.UCUZ SAÄžLIK HÄ°ZMETÄ° YORRapora göre, bölgede yaÅŸanların baÅŸvuru yaptıkları kurumu tercih etme nedenleri arasında ilk sırada ''ucuz veya ücretsiz olması'' geliyor. Son 15 gün içinde ayaktan bakım için baÅŸvuranlar arasında sorunlarının çözülmediÄŸini ifade edenler yüzde 12 ile yüzde 50 arasında deÄŸiÅŸiyor. Özellikle Gölcük'te sorunlarının çözülmediÄŸini düşünenlerin oranı yüzde 50.Sorunlarının çözülmediÄŸini söyleyenlerin nedenleri her ilde farklılık gösteriyor. Yalova ve Düzce'de ilk, Gölcük ve Kocaeli'nde ise ikinci sırada yer alan neden ''ilacı alamama''. Bolu, Kocaeli ve Sakarya'da sorunun çözülmemesinin ilk sıradaki nedeni ise ''saÄŸlık personelinin ilgilenmemesi, hastalığın kronik olup ÅŸikayetlerinin geçmemesi''.Bölgede araÅŸtırma kapsamına alınan hanelerden ortalama yüzde 29'unda herhangi bir kiÅŸiye hastanede yatması önerilirken, bu oran Bolu'da yüzde 22, Düzce'de yüzde 35, Gölcük'te yüzde 27, Kocaeli'nde yüzde 28, Sakarya'da yüzde 30 ve Yalova'da yüzde 24. Bunlardan Bolu, Düzce ve Gölcük'teki hanelerde yatış önerisine raÄŸmen yatma oranı yarından biraz fazla. Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da ise hastaneye yatması önerilen kiÅŸilerin dörtte üçü hastaneye yatıyor.Genel olarak bakıldığında son 1 yıl içinde kendisine bir hekim tarafından hastaneye yatması önerilen kiÅŸilerin üçte birinin hastaneye yatmadığı belirtilirken, Bolu dışındaki tüm illerde hastaneye yatmama nedenlerinin ilk sırasında ''maddi yetersizlik'' geliyor.Rapora göre, araÅŸtırma bölgesinde yaÅŸanların önemli bir bölümü reçete edilen ilaçları hiç alamadığını veya kısmen alabildiÄŸini belirtiyor. Raporun sonuç bölümünde, deprem bölgesinde yaÅŸayanların büyük bir bölümünün saÄŸlık hizmetlerine ulaÅŸamadığının ortaya çıktığı, yapımı süren veya biten kalıcı konutların sayısının gereksinimi karşılamaktanuzak olduÄŸu, yaÅŸanan ekonomik kriz ve saÄŸlık alanında da kendisini hissettiren tasarruf uygulamalarının sorunların daha da büyüyeceÄŸini gösterdiÄŸi kaydedildi. Â
button