Güncelleme Tarihi:
İZMİR’deki ‘askeri casusluk’ davasının, Fethullah Gülen’in talimatıyla hazırlanmış bir “kumpas” olduğu iddiasını soruşturan İzmir Başsavcılığı 1.5 yıldır süren araştırmanın ardından dün operasyon düğmesine bastı. İzmir merkezli 18 ilde yapılan operasyonunda, 46 üst düzey emniyet görevlisi ve bürokrat, ‘askeri casusluk davasına sahte delil üretmek’ iddiasıyla gözaltına alındı. Fethullah Gülen ile birlikte 13 şüpheli hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.
Gözaltına alınanlar arasında merkez valileri A.K., M.O., S.A., Eskişehir Vali Yardımcısı M.K., Mülkiye Başmüfettişi F.İ., İzmir’de 10 Kasım 2011-12 Şubat 2014 tarihleri arasında Emniyet Müdürlüğü yapan A.B., Afyon Polis Okulu Müdürü M.K., Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü’nden sorumlu eski İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı M.A.Ş. ve eski Organize Suçlar Müdür Yardımcısı T.A. da bulunuyor.
SON ANA DEK GİZLENDİ
İzmir Başsavcılığı, 2013 yılında aralarında muvazzaf askerlerin de olduğu 357 kişiye, ‘askeri gizli bilgi ve belge bulundurma’ suçlamasıyla açılan davada yargılananların şikâyeti üzerine soruşturma başlatmıştı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı’nın koordinesinde yürütülen soruşturma, “sızma” olmaması için çok gizli yürütüldü. KOM Daire’de üst düzey 15 kişi ile soruşturma savcısının dışında kimseyle bilgi paylaşılmadı. KOM Daire Başkanlığı, TÜBİTAK’tan da destek alınarak hazırladığı soruşturma raporunda bir numaralı şüpheli olarak Fethullah Gülen’i gösterdi. Raporda “FETÖ/PDY örgütünün Gülen’den aldığı talimat doğrultusunda, üst düzey bürokrat ile Türk Silahlı Kuvvetleri personelini tasfiyeyi hedeflediği” suçlaması yer aldı.
Raporda askerlere ve bürokratlara atfedilen belge sızdırma suçunun aslında FETÖ/PDY’nin emniyet ve TSK’daki bilgi işlem ve istihbarat uzantıları tarafından kurgulandığı, askeri casusluk davasındaki suç konusu belgelerin de örgütün emniyet ve askeriyedeki uzantılarınca hazırlandığı yer aldı. Bu iddialara göre FETÖ/PDY’nin istihbaratta yer alan elemanlarınca yapılan usulsüz dinlemeyle elde ettiği arşiv ile TSK bilgi işlemdeki elemanlarının eliyle elde edilen belgeler, İzmir casusluk davası kumpası için kullanıldı.
İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu’nda Mülkiye Müfettişi F.İ.’nin yazdığı rapor ile davadaki usulsüzlükler onaylandı ve kumpas meşrulaştırıldı. F.İ. ile bağlantılı olarak merkez valileri A.K., M.O. ve S.A., bu raporu onayladı. Bu süreç kapsamında 3 bin kişi fişlendi. KOM Daire’nin soruşturmaya dayanak oluşturan 12 sayfalık raporunda, özetle şu iddialara yer verildi: “FETÖ/PDY örgütü, devlet bürokrasisini tasfiye etmek amacıyla başta İçişleri, Dışişleri, Maliye, Ekonomi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile MİT mensuplarını fişleyerek dosyaya dahil etmiştir.
Çoğu üst düzey bürokrat ve muvazzaf asker 3 bin kişi fişlenmiştir. Soruşturmaya dahil edilen 10 kadın (hayat kadını) üzerinden veriler toplanmış, 10 ilde 350 kişi yasadışı olarak dinlenmiştir. Delil olarak sunulan dijital verilere eklemeler yapıldığı, sahte dijital veri oluşturulduğu, sanıklara ait adreslere girilerek yerleştirildiği kanıtlanmıştır.” Soruşturma raporunda emniyet içinden daha önce askerlere yönelik kumpaslarda görev alan bir itirafçının ifadeleri de bulunuyor. Bir diğer itirafçı ise ‘Gülen’in ışık evleri’nde yetiştirilip Harp Okulları’na sokulan, ancak cemaatle ters düştüğü için okuldan atılan bir asker. O dönem yargılanıp bazıları tutuklanan ve eskort oldukları ileri sürülen 10 kadının ise yeni soruşturmada mağdur olarak yer aldığı öğrenildi.
ASKERİ casusluk davasında yargılanan çok sayıda kişi, operasyon haberini alınca İzmir Emniyet Müdürlüğü önünde toplandı. Grup İzmir Marşı, Harbiye Marşı’nı çalıp, gözaltındakilerden suçlu olanların adil yargılanmasını istedi. Bazılarının başında daha önce kendileri yargılanırken asker ailelerinin simgesi haline gelen “Vardiya bizde” sözünün yazılı olduğu şapkalar vardı. Emekli Albay Coşkun Başbuğ, “Beni sahte delillerle, 19 müebbet istemiyle yargılıyorlardı. O zaman ‘Bunların hesabını vereceksiniz’ dediğimizde hem polisler hem de yargı mensupları bize bakıp gülüyorlardı” dedi.