Pandemi mutlaka yaşanacak ama ne zaman?

Güncelleme Tarihi:

Pandemi mutlaka yaşanacak ama ne zaman
Oluşturulma Tarihi: Kasım 13, 2005 00:00

Bilim dünyası, yeni gelişen grip türleri ile yayılacak küresel bir hastalığın insanlık için ciddi bir tehdit oluşturduğu uyarısında bulunuyor. Virologlar, kuş gribi türünden bir salgını ‘yüzde yüz’ olarak görüyor. Böyle bir gribe karşı aşı üretiminin bazen 10 yılı bulması gerçeği, insanlığın ne kadar büyük tehdit altında olduğunu göstermekte. Bu nedenle koruyucu önlemler ön planda geliyor. Bir pandemi, yani bütün dünyayı etkileyen salgın, er ya da geç ortaya çıkacak, belki aylar belki yıllar sonra... Yani sorun, olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı!

En son kuş gribi ile gündeme geldi... Ancak son yıllarda insanlık için tehdit oluşturan enfeksiyon hastalıkları her an her yerde karşımıza çıkmaya ve sıklıkla salgın tehditleri oluşturmaya başladı.

H5N1 diye adlandırılan virüs, şaşırtıcı derecede yüksek bir ölümcüllük oranına sahip. Bunun bir pandemiye, yani dünya çapında bir salgına dönüşme ihtimali ise yüzde yüz. Dünyanın önde gelen viroloji uzmanları ezici çoğunlukla, bunun böyle olduğunu söylüyor. Yani sorun, bir pandemi olup olmayacağı değil, ne zaman olacağı!

Katrina Kasırgası’nın ABD’nin New Orleans eyaletinde yol açtığı can ve mal kaybı, akıllara olası doğal afetler karşısında hükümetlerin acaba ne kadar yeterli olabileceği sorusunu getiriyor. Örneğin geçtiğimiz ay yaşadığımız kuş gribinin küresel bir salgına dönüşmesi halinde, dünya, hükümetler ne kadar hazırlıklı? İşte mesele bu.

GEÇMİŞ YÜZYILDA ÜÇ BÜYÜK SALGIN OLDU

Kısaca ‘grip’ dediğimiz, çok sayıda farklı influenza virüs tipleri var. Dünyanın her yerinde, her yıl, değişik influenza türlerinin neden olduğu nezle/grip salgınları olur. Ancak bunlar evrim boyunca değişiklik geçirmiş türlerin yol açtığı epidemikler, yani yerel kalmış salgınlar.

O yüzden de kaygıyla beklenen kuş gribi salgınına ‘pandemi’ diyoruz. Hem insanda hem de hayvanlarda hastalık yapabilen ve genetik olarak yeniden yapılanma yoluyla kendini değiştirebilen influenza virüsü ise, daha saldırgan ve ölümcül özelliklere sahip.

20. yüzyılda üç büyük salgın yaşadık. Bunlar büyük ölümlere yol açtı ve korku yarattı. 1917-1918’de ortaya çıkan İspanyol gribi ya da domuz gribi 30-40 milyon insanın ölümüne yol açtı. Son iki salgın ise 1957 ve 1968’de yaşandı.

Bilim adamları, büyük bir salgın oluşması için gereken ortamın hazır olduğuna işaret ediyor: Aynı zamanda hem enfekte hayvanlar hem de enfekte insanlar var ve influenza virüsleri de aynı anda dolaşıyor. Ayrıca influenza virüsünün büyük bir değişikliğe uğrama ihtimali de çok yüksek.

Yani dünya çapında bir influenza salgını kapımızda ve olası bir salgının, daha önceki SARS’ın yarattığı panik ve ölümlerden çok daha büyük etki yaratabileceğini unutmamak gerek.

ACİLEN 20 MİLYON DOLAR GEREKİYOR

Yeni bir grip salgınına karşı ilk savunma, onun geleceğini önceden görebilmek. Üç uluslararası kurum, H5N1 diye tanımlanan kuş gribi ve diğer influenza türlerine karşı küresel önlemler alma konusunda ortak çalışma ve güçbirliği yapıyor.

Dünya Ticaret Örgütü, 83 ülkede açtığı 110 influenza merkezi ile insanlarda ortaya çıkan hastalığı inceleme altına alırken, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü göçmen kuşlarda ve kümes hayvanlarına ilişkin raporları değerlendiriyorlar.

Uluslararası komite, hayvanlarda kuş gribinin kontrol altına alınması için 3 yıllık plan için 100 milyon dolar gerektiğini açıkladı; 20 milyon dolara ise şu anda hemen ihtiyaç var. Ancak şimdiye kadar ülkelerden sadece 16.5 milyon dolar toplandı: Almanya (6 milyon), İsviçre (4 milyon), Amerika (6 milyon) ve Japonya (0.5 milyon). Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) ise buna ilave olarak 2 milyon dolar daha verdi.

ÜLKELER ARASINDA GÖREV PAYLAŞIMI

Amerika Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü (NIAID) ve MedImmune Inc., kuş gribine karşı birlikte aşı geliştirme kararı aldı. Bu proje, hemaglutinin olarak adlandırılan ana influenza yüzey proteininin kuşlarda bilinen 16 varyasyonunun her birine karşı en az bir aşı üretmeyi hedefliyor. Bu protein (hemaglutinin, H) grip virüsleri isimlendirilirken kullanılan ‘H’ harfi ile isimlendiriliyor, örneğin H5N1 gibi.

Güneydoğu Asya Birliği’ne bağlı 10 üye ülke ise, kuş gribini sınırlamak için 3 yıllık bir plan imzaladı. Bu plana göre Tayland gözlem ve tanı, Malezya yayılımın sınırlandırılması ve acil önlemler, Endonezya stratejik aşılama aktiviteleri, Filipinler halkın bilgilendirilmesi ve Singapur ise uygun bir şekilde bilgi paylaşımı konularında önderlik yapacak.

AŞI ÇALIŞMALARI NE DURUMDA?

İnsan influenza virüsleri genellikle H1, H2 ve H3 tipindedirler. Potansiyel dünya çapında bir salgın yaratacak grip virüsü, insanların daha önce hiç karşılaşmadığı, muhtemelen bu tiplerden farklı bir tipte olacak. Şu anda oluşan kuş gribi virüsleri H5 ve H7 tipinde ve H5 özellikle araştırmacıların üzerinde yoğunlukla durduğu tipler. Bilim adamları, dünya çapında salgın yapma riski taşıyan influenza virüsünün bazı genlerini, zayıflatılmış insan virüsünün içerisine yerleştirip yeni bir aşı üretmeye çalışacak. Bunu başarabilmek muhtemelen yıllar sürecek. Şu ana kadar düşük dozlarda etki gösteren bir kuş gribi virüsü aşısı hazırlanamadı. Bu da aslında salgın ve ölüme insanın ne kadar açık olduğunu gösteriyor.

İnfluenza’nın kuştan geçen türünü biliyoruz ve o türe karşı aşı çalışmaları hızla devam ediyor. Ama insandan insana atlayıp yayılan türün ne olacağını bilmiyoruz. İlk klinik öncesi (hayvan denemeleri) sonuçlara bakılırsa, aşı sınırlı da olsa H5N1 virüsüne karşı bağışıklık kazandırabiliyor. Yalnız tamamını koruyabilecek doz nedir, tam koruma için kaç kez, ne aralıklarla saklamak gerekir, bunlar henüz ortada olan sorular. Bu sorulara yanıt bulmak amacıyla Sanofi ve Pasteur gibi Avrupa ve Chiron gibi Amerikan aşı şirketlerine kontrat karşılığı büyük fonlar ayrılmış durumda. Başka bir zorluk da şimdiye kadarki aşı üretme teknolojisinin, kuş nezlesi virüsüne karşı aşı geliştirmede kullanılma sorunları. Geleneksel yöntem, virüsün (aktif ya da inaktif versiyonlarının) tavuk yumurtasında üretilmesi. Öncelikle tavuktan insana geçen bir virüs türü için aşının tavukta üretilmesi de paradokslardan biri. Alternatif olarak hücre kültüründe üretim ve kapasite artırma çalışmaları hızla sürüyor. Yeni yeni gelişen DNA aşısı çalışmaları da çözüm olabilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!