Pambug’un Kar diye kasedi çıkmış

Güncelleme Tarihi:

Pambug’un Kar diye kasedi çıkmış
Oluşturulma Tarihi: Aralık 31, 2003 17:51

Hürriyet’in Pazar ilavesinde çıkan bir yazımı tekrarlıyorum bugün size. O tarihte tanışmıyorduk, ne de olsa. Orhan Pamuk’un romanı Kar yeni çıkmıştı, Kars gündemdeydi ve ben ... 19 senedir gitmemiştim, gençlik aşkım Kars’a. Kaçırmadım fırsatı, şöyle bir yazı çıktı... (Kars’ın Velisi olmak da varmış ya kısmette, aşağıdaki yazı hem kentin bir havasını verir, hem de dertlerini konu eder... diye. Bazı okurlarım “Niye hiç oraları yazmadın” diyordu.)

 Adı Pambuh muymuş neymiş, bir türkücünün Kar diye bir kaseti çıkmış
Haberin Devamı

Kars Meslek Yüksek Okulu'nun kantini. Buradaki ''yüksek'' kelimesini hafife almayın. Okul, Kars'ın Tezharap Mahallesi'nde, çamurlu yollardan geçerek, çoban köpeklerinden kaçarak ulaşabildiğiniz bir tepenin üzerinde.

Temiz yüzlü bir genci çevirip soruyorum:

- Öğrenci misin?

- Ben bu fakültenin polisiyim.

''Fakülte polisi'' bana çay ikram ediyor.

- Orhan Pamuk'un Kar romanı hakkında öğrencilerle konuşmak istiyorum.

- Bu öğrenciler garibandır; sabah minibüse binerlerse, öğlen yemek yemezler. Bunlar para verip kitap alamaz.

- Türbanlı bir iki kızla da konuşmak isterdim!

- Okulda türbanlı kız yok, diyor genç polis. Anlaşma yapıldı, okula girerken başlarını açıyorlar. Burada herkes birbirini tanır, birbirinin işini kolaylar.

ASKERDEN BİLE İLERDEYDİ

Meslek Okulu'nda Kar'ı okumuş öğrenci bulamayınca, Fen Edebiyat Fakültesi'ne gitmeye karar veriyorum. Edebiyat öğrencileri muhakkak ortalığı toz duman eden bu romanı okumuştur diye umut ederek. Yağmur altında, Kale'nin eteklerindeki eski Tugay binasına kadar yürüyorum. Önce bir Dekan Bey'e merhaba diyorum. Hayır, henüz kitabı okumamış. Öğrencileri de öyle. Ama onların da Orhan Pamuk hakkında ve kitap hakkında kesinleşmiş fikirleri var:

- Kars'a haksızlık etmiş!

Haberin Devamı

- Hayır, diyor Akdeniz kıyısından gelmiş bir genç kız, ben Orhan Pamuk gibi düşünüyorum; ben de Kars'ı sevmedim.

- Yani Pamuk Kars'ı sevmemiş mi, sizce?

- Herhalde sevmemiş ki, bütün kahramanları Kars'ı küçümsüyor, baksanıza.

- Peki türbanlı kızlar, intihar olayları?

- Yok abi, burada türban diye bir sorun yok.

Kars, bundan 18-20 sene önce de son derece aydınlık fikirli bir kentti. 1980'lerin başında, Karslı kızlar blucinle, tabii ki saçları açık gezer, kaderin cilvesine bakın ki, bir komutan bu yüzden onları ''ar damarı çatlamış'' olmakla suçlardı. Yani Kars, askerden bile ilerideydi kafa açısından.

Bugün de türbanlı bir kız bulup konuşmak kolay değil Kars'ta.

Yolda bir ikisini çeviriyorum.

- Kar romanını okudunuz mu?

- Başladım, diyor Naile. Sarmadı, bıraktım.

- Ne düşünüyorsun roman için?

- Boşuna yazmış Orhan Pamuk. Boşuna...

Haberin Devamı

- Diğer kız arkadaşların da böyle mi düşünüyor?

- Hepimiz böyle düşünüyoruz.

Karar verilmiş demek ki. Demek ki, türbanlı kızlar bu kitaptan ''bir şeyler'' beklemişler ve beklediklerini bulamamışlar.

''Roman demek kurgu demek. Romancı istediği gibi yazar. Ama özellikle türban meselesi Kars'la birlikte anılmasaydı daha iyi olurdu'' diyor, Kent Konseyi Genel Sekreteri Sezai Yazıcı. Türbandan, Kars'ı bir Ermeni veya Rus şehri gibi gösterdi iddialarından çok daha önemli sorunlarımız var, diyor. Gazeteler, köşe yazarları bütün bu sorunları açık açık yazıyor, Karslılar hiç gocunmuyorlar.''

Evet, sihirli kelime telaffuz edildi işte: Kars'ın sorunları

Sokakta hangi Karslı ile görüşseniz, ''Boşver şimdi romanı filan. Asıl bizim dertlerimizi yaz sen...'' diye başlıyor söze.

Haberin Devamı

Sezai Yazıcı ''Kars'ın nüfusu bilerek düşük gösterildi'' diyor. 1987'de 87.445 idi. 2000'de önce 105 bin saydılar, sonra ''pardon 79 bin küsur'' dediler. Halbuki telefon, su, elektrik abone sayısı aksini ispat ediyor.

Maksat? Yatırımların düşük nüfusa göre düşük tutulması. Oktay Ekinci'nin de iddiası bu değil miydi? ''Kars'ın yoksul ve işsiz kalmasının nedeni de, aydın kimliğini siyasal iktidarların cezalandırmasıdır.'' (Cumhuriyet, 24 Ocak 2002)

Peki ne yapılmalı Kars için? Ermenistan'la sınır kapısı açılmalı, diyenler çoğunlukta. Buna karşı çıkan da çok; ama ''Git Erivan'a, her yerde Türk malı. Bu nasıl ambargo? Mallar Gürcistan üzerinden gidiyor. Yani Karslı tüccar satamıyor da, Karadenizli tüccar satıyor. Onun için bu kapıyı açtırmazlar'' diyenler de var. Tıp Fakültesi açılmalı. Ve daha bir sürü talep. Çoğu da devletten.

10 HABERE KARŞI 42 RÖPORTAJ

Bu arada, ben de elimdeki rakamlara bakıyorum : arkadaşı Ka'nın izinden giden yazar gibi, ben de Orhan Pamuk'un izinden Kars'a gelmeden önce, Kar hakkında çıkan yazıları toplayıp okudum. İki ayda, 42 röportaj ve köşe yazısı. Muhtemelen on kadar da televizyon programı seyrettim.

Haberin Devamı

Halbuki, mesela 2001 yılında Hürriyet gazetesinde yayımlanan Kars'la ilgili haber sayısı sadece 10. Bunlar da ''yollar kapandı, Sezer ziyaret etti...'' gibi rutin haberler. Bir yılda 10 habere karşılık, 2 ayda 42 röportaj okumuşum, Kar'dan ve Kars'tan bahseden.

Orhan Pamuk'un anlattığı Kars, Kars değildir. Kars'ta kar lapa lapa yağmaz. Kars'ta kar topu yapılamaz. Türbanlı yoktur. İntihar eden genç kız sayısı fazla değildir. Ermeniler'den ve Ruslar'dan kalan bina çoktur, çünkü Ruslar eski Türk eserlerini, camilerini yıkmıştır...

Bütün bu (doğru) iddialar bir yana, Orhan Pamuk sayesinde Kars bir nebze gündeme geldi yeniden.

Doğan Hızlan da savunuyor Pamuk'u : ''Siz eğer gerçek bir Kars şehri içerisine olayları, kişileri yerleştirmeğe çabalarsanız, sonuçsuz bir işe girişmiş olursunuz, çünkü romanın bir kurgu işi olduğu gerçeğine ters düşersiniz.'' (Hürriyet 26 Ocak 2002)

Romancı ''istediği gibi'' yazar. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Doğru. Hepsi doğru. Kars'ın, Kar'daki ''dekor şehirden'' çok farklı, aydınlık yüzlü, ''sevgili'' bir şehir olduğu kadar doğru.

Siz Pamuk'u bırakın şimdi

İsmet Çelik, Cumhurbaşkanı'na da verdikleri, talepler listesini uzatıyor: Tiflis Demiryolu yapılsın, Aktaş Kapısı ve Doğu Kapısı açılsın...

Siz kitabı bırakın, Orhan Pamuk bir romancı; ne görürse onu yazar. Kars'ta tek bir milletvekilinin, bir büyük bürokratın, bir mühendisimizin mezarı yok. En önemli sorunumuz bu bizim : Beyin göçü ve köylü zihniyeti. Kar kitabı (elinin altında, okumaya devam ettiği ve sayfa aralarına kağıtlar sıkıştırılmış kitabı gösteriyor) araştırma değil ki, roman. Sonra Orhan Pamuk yanlış yazmış diyebilir miyiz? Pamuk'un tenkitleri küçük şeyler. Kars'ın nesini övecekti yani? Sanatını mı? Sanat mı bıraktık. Zanaatını nı? Nerede eski kuyumcular? Kars'ın sadece kötü yüzünü gösterdi, diyorlar. Burası bir sanat şehriydi. Hepsini biz yok ettik. Ya bunları yazsaydı Orhan Pamuk?

Üç beş öğrenci çeviriyoruz, Kar'ı okuyan yok. Ama, Fransız mizah ustası Pierre Desproges'un ''Bu kitabı okumadım, ama bu benim bir görüş sahibi olmama engel değil'' demesi gibi, herkesin bir ''görüşü'' var kitap hakkında. Ve bu görüş, genellikle -Orhan Pamuk'un korktuğu başına gelmiş- ya herkesin ideolojisine göre şekillenmiş ya da ''zümresine'' göre.

Zümre. İşte Kars'ı tanımak ve anlamak için gereken anahtar kelime.

Haberin Devamı

Zümre, Kars'ta etnik veya dini grup anlamına geliyor. Siyaseti, ekonomiyi, kültürü... Herşeyi, belki de hayatı bu ''zümreler arası ilişki'' şekillendiriyor.

Kürtler, kalabalık bir zümre. Azeriler de öyle. Bir diğer grup Yerliler. Yani en eski göçlerle gelmiş olanlar. Sonraki göç dalgalarıyla gelenlerin adı ''Terekeme.'' Söylendiğine göre bu ''terki mekân'' kelimesinin bozulmuş şekli. Başka zümreler de var. Sünni-Alevi ayrımı da cabası.

Herkes, her konuda ''zümresine göre'' pozisyon tutuyor Kars'ta.

Sırf zümrecilik inadı yüzünden, bir zamanlar CHP'nin kalesi olan Kars'ta belediye başkanlığı için ANAP ile MHP çekişiyor.

Orhan Pamuk'un korktuğu başına geldi dedim ya... Yazgülü Aldoğan'a söylemişti: ''Bir de şundan korkuyorum : kitabımı ilk kim ''bizi iyi yazmış'' ya da ''kötü yazmış'' diye bir yere iterse, medyada artık kimse kitabı okumaz, ona göre tavır alır.'' (Posta, 20 Ocak 2002)

Kars'ta kitabı herkesten evvel -reklamın iyisi kötüsü olmaz diye- ANAP'lı Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu benimsemiş: Bin kitap satın almış, yarı fiyattan halka sattırmış sokak tezgahlarında. Toplam 1500 kadar Kar satılmış Kars'ta.

Bir kitabevi sahibi isyan ediyor: ''Belediye'nin 6 milyona sattığı kitabı ben nasıl 11 milyona satarım. Biz de kârdan zarar edip 8'e, 9'a verdik.'' Peki kimmiş kitabı alanlar? ''Vallahi her kesimden insan. Öyle bir reklamı yapıldı ki... Bir gün yaşlı bir amca girdi dükkana, ''Adı Pambuh muymuş neymiş, bir türkücünün Kar diye bir kaseti çıkmış' dedi.''

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!