Güncelleme Tarihi:
Rapora itiraz edeceklerini belirten olayın mağdurlarından Kaan Polat’ın avukatı Hatice Yılmaz, “Olaydan sonra kaçmasına izin verildi. 3 saat sonra yakalandı. Bu sürede de delilleri kararttı. Biz başından beri delilleri kararttığını söylüyoruz zaten” dedi.
ÖNCE SERBEST BIRAKILDI, SONRA YAKALAMA ÇIKTI
Taksim’de esnaf olan Sabri Çelebi’nin, 6 Temmuz 2013’de Gezi Parkı olayları sırasında Talimhane'de polisten kaçan kalabalığa palayla saldırdığı öne sürüldü. Olayın ardından Türkiye gündemine oturan ve polisin telefonla çağırıp gözaltına aldığı Sabri Çelebi sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı. Nöbetçi mahkemece serbest bırakılan ve hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulmayan Çelebi, ailesi ile Fas’ta bulunan eşinin babasını ziyareti gitti. Savcılığın itirazı üzerine ise Çelebi hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Faslı olan eşinin babasının ameliyat olduğunu, onu ziyaret etmek için Fas’a gittiğini, döneceğini belirten Çelebi ise henüz Türkiye’ye dönmedi.
27 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Soruşturmayı tamamlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Çelebinin de arasında bulunduğu 4 kişi hakkında ‘yaralama’ ve ‘görevi yaptırmama’ suçlarından 9 yıl 9 aydan 27 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Çelebi’nin elinde pala ile görüntülerinin basında yer almasının ardından palanın silah sayılıp sayılmadığı tartışma konusu olmuştu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede de ‘satır’ ve ‘sopa’ ibarelerine yer verilirken ‘pala’ kelimesinin hiç kullanılmaması dikkat çekti. İddianamede Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olarak görev yapan Kayhan Şahan ile 2 eylemci müşteki olarak yer aldı.
PALADA KAN YOK
Olaydan sonra ele geçirildiği iddia edilen pala, döner bıçağı, sopa ve giysilere ilişkin kriminal raporu ise mahkemeye ulaştı. 30 Temmuz 2013 tarihli raporda, Sabri Çelebi’ye ait kıyafetler ile ağaç sopa ve pala üzerinde herhangi bir kan lekesine rastlanmadığı belirtildi. Döner bıçağında ise kan lekelerine rastlandığı ancak bu örneklerin hem sanık hem de müştekilerin DNA’ları ile benzerlik göstermeyip farklı iki erkek şahsa ait olduğu ifade edildi.