Murat BARDAKÇI
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2004 02:02
Saray sünnetlerinde çocuğun organını Haremağası’nın tutması eski bir ádetti ve 1648’de tahta çocuk yaşta çıktığı için hemen sünnet edilen Dördüncü Mehmed’in kirveliğini Haremağası İbrahim Ağa yapmıştı.
Padişahı ortadan kaldırmak isteyen büyükannesi Kösem Sultan’ın adamı olan İbrahim Ağa, hükümdarı sünnet sırasında kan kaybından öldürmeye çalışmakla suçlanmış, daha sonra zehirli usturayla tıraş ettirmeye çalıştığı da anlaşılınca sürgüne gönderilmiş ve idam edilmişti.
OSMANLI padişahlarına tarih boyuncu birçok defa suikastlar yapıldı. Bu suikastların en ilginci, 1648’de henüz yedi yaşında Osmanlı tahtına çıkan Dördüncü Mehmed’in Darüssade Ağası, yani Kızlarağası Süleyman Ağa’nın padişahı sünneti sırasında öldürtmek istemesiydi.
Tarihlere ‘Büyük Valide’ diye geçen Kösem Sultan, 17. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı tarihine damgasını vurmuştu. Oğlu Dördüncü Murad’ın hükümdarlığının ilk on yılında, yani 1622 ile 1632 yılları arasında devleti tek başına yönetti ama Dördüncü Murad 1632’de iktidarı ele aldıktan sonra, annesini devlet işlerinden uzaklaştırdı. Diğer oğlu İbrahim’in 1640’ta tahta çıkması üzerine, Kösem Sultan padişahın zayıflığından faydalanarak, devlet işlerinde tekrar aktif rol oynamaya başladı.
Sultan İbrahim, hükümdarlığının son yıllarında Harem’deki cariyelerin etkisiyle annesini devlet işlerinden uzaklaştırdı fakat Kösem Sultan oğlunun kendisine reva gördüğü muameleyi unutmadı. 1648’de Sultan İbrahim’in tahttan indirilip, on gün sonra da öldürülmesinde bizzat ön planda rol oynadı. Kösem’in İbrahim’in yerine tahta çıkartılan torunu Dördüncü Mehmed henüz yedi yaşındaydı. Çocuk padişahın annesi Turhan Sultan da daha 26 yaşında ve tecrübesiz olduğu için ipler yine Kösem Sultan’ın eline geçti fakat kısa bir süre sonra gelini Turhan devlet işlerine hákim oldu ve Kösem Sultan’ı yavaş yavaş iktidardan uzaklaştırdı.
Bunun üzerine Kösem Sultan bu defa Dördüncü Mehmed’i tahttan indirip, yerine Şehzade Süleyman’ı geçirmeye kalktı. Süleyman’ın annesi Dilaşub Hatun, itaatkár ve sakin hayat süren bir kadındı. Kösem Sultan’ın bütün bu işlerde en büyük yardımcısı Haremağası İbrahim Ağa idi. ‘Celáli’ námı ile tanınan İbrahim Ağa, Sultan İbrahim’in öldürülmesinde de başrolü oynayanlardandı.
Tarihçi Naima, eserinde, haremağasının Valide Kösem Sultan ile birlikte çocuk padişahı birkaç defa öldürmeye teşebbüs ettiğinin sarayda kulaktan kulağa dolaştığını söyler.
Dördüncü Mehmed, ufak yaşta tahta çıktığı için henüz sünnet olmamıştı ve hemen sünnet edildi. Saray sünnetlerinde çocuğun erkeklik organını haremağasının tutması ádetti. Padişahın sünnet olduğu gece yanında İbrahim Ağa vardı. Sünnette normalden fazla kanama olması üzerine padişah sararmıştı. Çevresindekiler İbrahim Ağa hakkında ‘Kasten tutmadı, padişaha ihanet etti’ diye bağırıp çağırdılar. Dördüncü Mehmed kan kaybından ölmek üzereyken Hıristiyanlık’tan Müslümanlığa geçen ve cerrahlıktan anlayan bir içoğlanı hazırladığı iláçla kanamayı durdurdu.
İbrahim Ağa, Kösem Sultan sayesinde kaza süsü ile durumu kurtarmıştı. Aradan bir süre geçtikten sonra, padişahı öldürmek için yeni bir teşebbüse girişti. Ağa’nın bu defaki siláhı, zehirli bir ustura idi. Fatih Sultan Mehmed’in küçük oğlu Cem Sultan, 15. yüzyılın sonlarında ağabeyi İkinci Bayezid’in gönderdiği bir adam tarafından böyle zehirli bir usturayla öldürülmüştü. Aynı siláh bu defa 17. yüzyılda yine aynı hanedandan bir başkasını öldürecekti fakat padişahın çevresindekiler, İbrahim Ağa’dan şüphelendikleri için usturayla başkasını tıraş ettiler ve adam şişerek öldü.
İbrahim Ağa, haremin başına 1645’te getirilmiş, 1647’de Mısır’a sürülmüş ama geri gelmeyi başarmıştı. Sultan Dördüncü Mehmed’e karşı suikast girişiminde bulunmasından dolayı 1649’da ikinci defa azledilip Mısır’a gönderildi.
Kösem Sultan, bir süre sonra torunu Dördüncü Mehmed’i tekrar öldürtmeye teşebbüs ettiyse de, gelini Turhan Sultan’ın aldığı tedbirler sayesinde amacına ulaşamadı ve bu defa kendisi öldürüldü. Daha sonra, devlet kademelerindeki adamları da birer birer ortadan kaldırıldı ve Mısır’da bulunan İbrahim Ağa da unutulmadı. 1650’de bir adam gönderildi, eski haremağası öldürüldü ve malları devlet hazinesine alındı.