Ayşegül AKYARLI GÜVEN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2007 00:00
Finansbank’ın satışından elde ettiği 2.76 milyar dolar ile yeni yatırımlara soyunan Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Çin’de dev alışveriş merkezleri kuracak.
Çin’de 4-5 alışveriş merkezi kuracağını belirten Özyeğin, bu alışveriş merkezlerinin büyüklüklerinin 200-250 bin metrekarelik büyüklüklere ulaşacağını söyledi.
FİNANSBANK’ın yüzde 46’sınının National Bank of Greece’e (NBG) satışından elde ettiği 2.76 milyar dolar ile yeni yatırımlara soyunan Hüsnü Özyeğin, Çin’de aldığı arsalara dev alışveriş merkezleri kurmaya hazırlanıyor. Dünyada 20-25 yıl sonra herkesin Çin’i ve Hindistan’ı konuşuyor olacağını belirten Özyeğin, "Çin inanılmaz gelişim içinde. Girişimcilik ruhumla ben de Çin’de arsalar almaya başladım. Bu arsalar üzerine 4-5 alışveriş merkezi kuracağım. Bu alışveriş merkezleri 200-250 bin metrekarelik büyüklüklere ulaşacak" dedi.
İYİ İŞLER YURTDIŞINA: Marka Konferansı’nda bu yıl "Yılın Girişimci Markası" ödülünü alan Hüsnü Özyeğin, yeni yatırımları hakkında da bilgi verdi. Alışveriş merkezi yatırımlarını sektörü tanıyan şirketlerle yüzde 50 ortaklık şeklinde gerçekleştireceğini söyleyen Özyeğin, "Almak yerine sıfırdan kurmak hoşuma gidiyor. Rusyada 30 kişiyle kurduğum bankada bugün 4 bin 800 kişi çalışıyor. Türkiye’de iyi yaptığımız işleri yurtdışına taşıyoruz" dedi. Türkiye dışına başkasının götürmediği işleri de götürdüklerini belirten Özyeğin "Herkesin Türkiye’den satın alım yaptığı bir dönemde, biz bir Türk şirketi olarak ilk defa Romanya’da bir sigorta şirketi kurduk. Rusya’ya da sigorta ve araç kiralama sektörlerini ve Marks&Sprencer’ı götürdük" dedi.
RUSLARA İNGİLİZCE ÖĞRETECEK: Wall Street Institute ile Ruslara İngilizce öğreteceklerini hatırlatan Özyeğin, bu kararı katıldığı bir konferans sırasına aldığını şöyle anlattı: "Amerikalı Carlyle grup franchise veriyordu. Toplantıda sürekli Çin’deki başarılarından ve büyük potansiyelden bahsediyorlardı. Ben de Rusya için talip oldum. Rusya’da açtığım 3 dershane ile her yıl 150 bin Rus vatandaşına İngilizce öğreteceğiz."
RUSYA VE ÇİN’İ BİLEN YOK: Ülkelerin büyüme hızı göz önüne alındığında Avrupa’da yüzde 2, Amerika’da yüzde 1 olan yıllık büyüme oranının Hindistan, Çin, Rusya gibi ülkelerde çok daha hızlı olduğuna dikkat çekerek bu ülkelerin dil ve kültürlerinin bilinmesinin önemini şöyle anlattı: "Bu kadar kişi çalıştırıyoruz ama Rusça veya Çin tarihi bilen yok. Ama dünyanın geleceği bu ülkelerde. 25 yıl sonra sadece Çin şu an tüm dünyanın tükettiği 83 milyon varil petrolü tek başına tüketecek. Türkiye’nin geleceği bu ülkelerle olan bağlantılarında gizli. Şimdiden insanları o ülkelerde iş yapacakmış gibi eğitmemiz gerekiyor. Üniversitemin de hayali bu."
YABANCI ÖĞRENCİ İSTİYORUM: İstek Vakfı kurucularından biri olduğunu ve Bilkent Üniversitesi mütevelli heyetinde bulunduğunu belirten Özyeğin, kendi adını taşıyacak Özyeğin Üniversitesi’nin de eylülde öğrenci alımına başlayacağını açıkladı. Bu girişiminin hayatında yapacağı ve yaptıkları arasında en heyecan vereni olduğunu vurgulayan Hüsnü Özyeğin, "Herkesin üniversitesi var, benim de olsun, diye okul açmıyorum. Öğrencilerin yüzde 80’i hazırlık yüzde 20’si de birinci sınıftan başlayacak. Kampüs için İstanbul’da arsa arıyoruz. Uluslararası üniversite olması çok önemli. Hem yabancı hocaların ders vermesini. Hem yabancı öğrencilerin olmasını çok önemsiyorum. YÖK’e takılmazsak bunu başarırız" dedi.
Credit Europe büyük şans oldu
YURTDIŞINDA kurdukları bankalar için isim bulmakta zorlanmadıklarını söyleyen Hüsnü Özyeğin "Credit Europe" ismini bulduklarında bu ismin alınmamış olmasına çok şaşırdıklarını söyledi. Avrupa Merkez Bankası’nın (European Central Bank) ECB olan kısaltmasının kendilerinde CEB olduğuna dikkat çeken Özyeğin, "Bir anda Avrupa Merkez Bankası kadar güçlü bir isme sahip olduk. Marka üretmek zor ama şans yaver gidince kolay da olabiliyor" dedi. Kendisinin buna alışmakta zorlandığını ve Rusya’daki merkezini hálá Finansbank Rusya olarak adlandırdığını belirten Özyeğin, isim değişikliği sırasında yaşadığı tedirginlikleri de şöyle anlattı: "Umarım müşteriler bu yeni isme alışmıştır. Rusya’da 1 milyon 700 bin kişiye kredi verdik. ’Acaba banka ismi değişti diye kredi borcunu ödemezler mi’ korkusu yaşadım. Ama bu sorunları yaşamadık. Herkes ödemesini yaptı."
Credit Europe da Finansbank gibi sektörden hızlı büyüyorFİNANSBANK’ın bankacılık sektöründen hızlı büyüdüğünü söyleyen Hüsnü Özyeğin, aynı başarıyı şimdi Credit Europe’un da yakaladığını söyleyerek, "Yurtdışında sektörden yüzde 3035 daha hızlı büyüyoruz. Bunda satışın da büyük etkisi var. Eğer satmamış olsaydım hem Finansbank’ın büyümesini engellemiş olurdum, hem de yurt dışındaki bankalarım böyle büyüyemezdi" dedi.
Dünyanın üçüncü zengininden daha yüksek getiri sağladımKENDİSİNİ, 52 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin ikinci adamı Warren Buffett ile karşılaştıran Hüsnü Özyeğin, "Buffett 30 yıl yatırım yapıp yüzde 25 getiri sağladı. Ben ise Finansbank’ın satışından yüzde 40.32 bileşik getiri sağladım. Buffett 37 yıldır bu işte. Benim geçmişim ise sadece 21 yıl. Önümde hálá 16 yılım daha var" dedi.
Bankalar Kanunu benim için değiştiTÜRKİYE’de Bankalar Kanunu’nun değişimi sırasında kanuna kendisi için ’Mühendis de olabilir’ maddesi eklediklerini söyleyen Hüsnü Özyeğin, "Tanım işletmeci mühendis olarak değiştirildi. Bu tanım tam beni anlatıyordu. Zaten bu değişiklik yapılmasa ben görevi bırakmak zorunda kalırdım" dedi. Pamukbank’ta Genel Müdür olduğunda yardımcılarının görevi bıraktığına dikkat çeken Özyeğin ayrıca, "Beni okul arkadaşım Mehmet Karamehmet bankacı yaptı. Ben aslında bankacı değil, girişimciyim. Evlerimi satıp, kiraya geçerek Finansbank’ı kurdum. O günden beri aklım hep yurtdışındaydı" dedi.
İnternet mucitliğiyle değil hamburger ile birikim yaptımİLK iş deneyimini 7 yaşında dedesinin yanında yaşadığını, burada haftada 2.5 lira kazandığını anlatan Hüsnü Özyeğin, girişimlik seravenini şöyle dile getirdi: "Bu deneyiminden 22 sene sonra ABD’den Türkiye’ye dönünce annemin, ’Parayı ben dedene veriyordum. O da sana veriyordu. Amaç seni evden uzaklaştırabilmekti’ itirafının ardından büyük hayal kırıklığına uğradım. Gerçekten para kazandığım ilk iş deneyimim ise Robert Kolej’de okurken Japon Fuarı’nda çevirmenlik oldu. Ardından ABD’de okumaya başladım ve orada her işi yaptım. Bir şirketin
yemek teknolojisi bölümünde yemek tadarak hem öğlen yemeklerine para harcamaktan kurtuldim hem de tattığım yemekler için öğün başına 35 sent aldım. Okulda öğrenci başkanlığı yaparken kafeteryanın işletmesini üstlendim. Bu işletmeden bir yılda o günün parası ile 8 bin dolar, bugünkü değeriyle 200 bin dolar kazandım."