Özkök'ten terörle mücadele için işbirliği çağrısı

Güncelleme Tarihi:

Özkökten terörle mücadele için işbirliği çağrısı
Oluşturulma Tarihi: Mart 23, 2006 11:15

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, terörün bu yüzyılın en büyük toplumsal hastalığı ve bu hastalığa bağlı bir çatışma ideolojisi olduğunu belirterek, ”Terörizmin çirkin mesajına tüm ulusların ortak bir cevabı gerekirken, aynı kişinin eyleminden dolayı bir devlette özgürlük savaşçısı, diğer bir devlette ise en affedilmez suçları işleyen bir hain olarak nitelendiriliyor olması sanırım terörizmin ortadan kaldırılmasının önündeki en büyük engeldir” dedi.

Haberin Devamı

Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi (TMMM) tarafından Bilkent Oteli Konferans Salonu'nda düzenlenen “Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği” konulu sempozyum başladı. Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu'nun genel bilgi arzıyla başlayan sempozyumda, TMMM'yi tanıtıcı film gösterildi.

Sempozyuma, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Onur Konuğu Afganistan İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İsveç, Bulgaristan, Gürcistan ve Litvanya Genelkurmay Başkanları, kuvvet komutanları ve Jandarma Genel Komutanı, Ankara'daki diğer orgeneraller, bazı eski kuvvet komutanları, Ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, NATO'nun Afganistan Temsilcisi Hikmet Çetin, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile 82 ülkeden üst düzey askeri yetkili katılıyor.

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, sempozyumun ev sahibi olarak yaptığı açış konuşmasında Türkiye'nin kurucusu olduğu Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi'nin terörle mücadele konusunda NATO ve diğer bütün ülkelere operatif ve stratejik seviyede eğitim vermeyi hedeflediğini belirtti.

Türkiye tarafından kurulan merkezin İngiltere, Bulgaristan, Romanya, ABD'nin desteği ve katılımıyla faaliyetlerine devam ettiğini kaydeden Orgeneral Özkök, merkezin en kısa zamanda tüm NATO ülkelerinin de katılımını kapsayacak müşterek bir gayret sarf edilmesini ve ülkeler arasında terörle mücadele konusunda ortak bir anlayış ve işbirliği ortamının kurulmasına katkı sağlamasını temenni ettiğini ifade etti.

Orgeneral Özkök, 20. yüzyılın bilim, teknoloji, sanat ve düşünce hayatında ilerlemelerle birlikte insanlığı acılarla dolu iki dünya savaşıyla tanıştırdığını, yüzyılın ikinci yarısında soğuk savaş denilen ve bugün bittiği söylenen eşi görülmemiş bir mücadele biçiminin tarihe damgasını vurduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Bloklar arasındaki üstünlük yarışının silahlanma çabası ve ekonomik-sosyal alandaki mücadele ile sürmesine yol açtığını dile getiren Orgeneral Özkök, bunun dünyanın çeşitli yerlerinde etkinlik kurmak amacıyla sınırlı ya da düşük yoğunluklu çatışma alanlarının doğmasına neden olduğunu vurguladı.

TERÖRİZMİN KALDIRILMASININ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

Uluslararası ilişkilerin bu çerçevesinin 1960'lı yıllardan itibaren terörizmin bir etkinlik kurma aracı olarak çeşitli devlet tarafından desteklenmesine yol açtığını kaydeden Orgeneral Özkök, şöyle devam etti:

“Terörün içinde bulunduğumuz yüzyılın en büyük toplumsal hastalığı ve bu hastalığa bağlı bir çatışma ideolojisi olduğu gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Terörizm bugün etnik ve dine dayalı çatışmaları, sağ ve sol ideolojideki ayrılıkları ve ekonomik çöküntüleri kullanmakta ve eylemlerini meşrulaştırma mekanizmasını da bu gerekçelere dayandırmaktadır. Terörizm, hesaplı ve siyasal amaçlı bir şiddet biçimidir. Amacı, eylemlerinden kitlelerin etkilenmesini sağlamaktır. Terörist için cinayet amaç değil, araçtır.

Haberin Devamı

"TERÖRE KARŞI GEREKLİ CEVABI VERMEK GEREKİR"

Dahası, terörist için eylem, eylemin yapıldığı yerden bölgeye, bölgeden dünyaya yayılan çirkin bir mesajdır. Bize düşen bu çirkin mesajı besleyen nedenleri doğru analiz edip, gerekli cevabı vermek ve verilmek istenen mesajların dağıtımının durdurulmasını sağlamaktır. Bu husus, terörle mücadelede çok önemlidir. Terörizmin çirkin mesajına tüm ulusların ortak bir cevabı gerekirken, aynı kişinin eyleminden dolayı bir devlette özgürlük savaşçısı, diğer bir devlette ise en affedilmez suçları işleyen bir hain olarak nitelendiriliyor olması, sanırım terörizmin ortadan kaldırılmasının önündeki en büyük engeldir.

Haberin Devamı

Bugün terör tehdidinin büyüklüğü konusunda genelde devletler arasında ortak bir anlayış mevcuttur. Ancak asıl anlaşmazlık, hangi şiddet ve tehdit kullanımının terör kapsamında algılanması gerektiği yönündedir. Teröriste bakış açısındaki insanlığı hedef alan cani ve özgürlük savaşçısı ayrımı, terörü besleyen bir anlayıştır. Ortak bir terör anlayışı ortaya konulmadıkça ortak bir çözüm de bulunamaz. Ortak bir çözüm için işbirliği gerekir. İşbirliği yapılamamasının ortaya çıkaracağı belirsizlik, doğal olarak terörizmin gelişip genişlemesi için uygun ortam yaratır.”

“ORTAK PARAMETRELER BENİMSEMELİYİZ”

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök, terör konusunda yapılan bir araştırmada, sadece 1936-1981 yılları arasında terörizmin 109 ayrı tanımının yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

“Mademki bugün terörizmi ortak ve tek bir tanım içinde değerlendirme güçlüğü çekiyoruz, öyleyse hep birlikte öncelikle terör ve terörle mücadelede ortak bir anlayışın parametrelerini benimsememiz gerektiğine inanıyorum. Çünkü ortak parametreler sonuçta bizi ortak bir anlayışa götürecektir. Kanaatimce bu parametrelerden belki de en önemlisi, her devletin bir diğerinin sınır güvenliği ve toprak bütünlüğü başta olmak üzere, politik, ekonomik, kültürel ve dinsel hassasiyetlerine saygı göstermesi ve bu yolla gerçek ve karşılıklı güven temeline dayalı bir işbirliğinin önünün açılmasıdır. Bu sempozyumun da söz konusu parametrelerin belirlenebileceği bir sürece bu bağlamla katkı sağlayacağını ümit ediyorum.

Ulaştırma ve iletişim araçlarındaki yenilikler, patlayıcı madde ve kitle imha silahları teknolojilerindeki gelişmeler bölgesel ya da uluslar arası terörist teknolojilerindeki gelişmeler bölgesel ya da uluslararası terörist grupların imkanlarının çok ötesinde eylemler düzenlenmesini kolaylaştırmıştır.

Terörist grupların teknoloji ve ham maddelere erişimlerinin hiç de zor olmaması, biyolojik ve kimyasal silahlar gibi kitle imha silahlarını temin edebilme ihtimali, korkunç sonuçlara yol açan saldırıların önünü açabilecektir. Aşırı dinci bir örgütün 20 Mart 1995'te Tokyo metro istasyonunu hedef alan sinir gazları kullanması, benzeri eylemlerin daha büyük ölçekte düzenlenmesi ihtimalini akıllarda tutmaktadır.”

KARZAİ: TERÖR, İNSANLIĞIN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU EN BÜYÜK TEHDİT HALİNE GELDİ

Orgeneral Özkök'ten sonra söz alan Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehdit olarak nitelediği terörün evrensel olduğunu söyleyerek, terörle mücadele için uluslararası işbirliği gerektiğini kaydetti. Bu sempozyuma davet edilmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Karzai, Türkiye'nin Afganistan'ın eski bir dostu ve ülkesinin yeniden yapılandırılmasında aktif rol alan bir ülke olduğunu belirtti.
Karzai, Türkiye'nin Uluslararası Güvenlik Destek Gücü'ne  (ISAF) iki kez komuta ettiğini de hatırlatarak, bundan dolayı teşekkürlerini iletti.
  
Artık değişen bir dönemde yaşandığını, teknolojinin insanlığın önüne büyük fırsatlar ve büyük bir zenginlik sunduğunu söyleyen Karzai, gelişen teknolojinin bir yandan rahat bir hayat sunarken, diğer yandan da dünyanın genelini çok etkileyemediğini, bu nedenle suçların, hastalıkların ve terörün yayıldığını bildirdi.
  
“Bugünün dünyasında terör, insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehdit haline gelmiştir” diyen Karzai, çok büyük olan bu sorunla herkesin topyekün mücadele etmesinin önemine dikkati çekti. Birlikte hareket edilmemesi durumunda bu sorunun çözümünün mümkün olamayacağını söyleyen Karzai, bu sorunun tek bir ülke için geçerli olmayıp bütün dünyanın ortak sorunu olduğunu belirtti.
  
AFGANİSTAN ÖRNEĞİ
  
Terörün temelinde nefret ve diğerlerine duyulan düşmanlığın bulunduğunu söyleyen Karzai, Afganistan'ın, zamanında özellikle Batı tarafından unutularak, bir kenara bırakıldığını ve bunun ülkesinde terörün gelişmesinde çok büyük etken olduğunu kaydetti.
  
Karzai, terörün Afgan halkından değil, ülkenin son 30 yılda yaşadıklarından kaynaklandığına işaret ederek, SSCB'nin, Afganistan'ı işgali sırasında İslami inançları güçlü olan Afgan halkı arasında komünizmi yaymaya çalıştığını, bunun da ciddi sorunlar ortaya çıkardığını bildirdi. Bu nedenle SSCB'ye karşı bir özgürlük savaşının başladığını anımsatan Karzai, halkın büyük bir bölümünün ülke dışına göç etmek zorunda kaldığını, kalanların da SSCB'ye karşı direniş başlattığını belirtti.
  
Bu direnişte Afgan halkına yardım eden ülkelerin komünizme karşı mücadele için köktendinciliği seçtiğini ve desteklediğini söyleyen Karzai, SSCB'nin çekilmesi ve Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından ise Batı dünyasının Afganistan'ı tamamen unuttuğunu söyledi. Karzai, bunun üzerine çeşitli grupların ülkede egemen olmaya çalıştığını ifade ederek, bu nedenle Afganistan'a aşırı uçların taşındığını bildirdi.
  
Hamid Karzai, ülkesinin şimdi zayıf bir ülke haline geldiğini, Afgan halkının zor koşullarda yaşadığını hatırlatarak, bir dönem Taliban tarafından yönetilen Afgan halkının hep özgürleşmek istediğini, ama kapasitesi olmadığı için bunu yapamadığını kaydetti. Karzai, ABD'nin operasyonuyla Afgan halkının çok çabuk bir sürede özgürlüğüne kavuşmasının da bunu zaten her zaman istemesine bağlı olduğunu belirtti.
  
Afganistan'ın operasyonun ardından yeniden imar edildiğini, kurumsal yapılanmanın gerçekleştirildiğini, okulların açıldığını, halkın kendi geleceği için oy kullanabildiğini söyleyen Karzai, bütün bunların uluslararası toplumun desteğiyle olduğunu ifade etti.
  
“TERÖR EVRENSELDİR”
  

“Terör evrenseldir ve bütün dünyayı etkileyen bir sorundur” diyen Karzai, buna örnek olarak yine kendi ülkesini göstererek,  ABD'den binlerce mil uzakta olan Afganistan'dan kaynaklanan terör nedeniyle, 11 Eylül'de bütün dünyanın etki altında kaldığını kaydetti.
  
Karzai, İranlı bir şairin, insanların her birinin bir vücudun parçaları olduğu ve bir parçadaki sorunun diğer parçaları da olumsuz etkilediğine ilişkin sözlerine atıfta bulunarak, insanlığın bir bölümünün kenara itilmesinin vahametine işaret etti.
  
Afganistan'ın uluslararası işbirliğinin de güzel bir örneği olduğunu söyleyen Karzai, terörün dini olmayacağına ilişkin şunları söyledi:
  
“Terörün dini, geleneği yoktur. Aynı şekilde bir değerler sisteminden de bahsedemeyiz. Günümüzde İslami köktencilikten söz ediliyor. Ben buna kesin karşıyım, çünkü İslam barışın dinidir. İslam'da masum bir kişiyi öldürmek, bütün insanlığın öldürülmesine karşılık gelir.”
  
Karzai, İslam adını kullanarak terör faaliyetlerinde bulunanların gündem yaratmak için bu ismi kullandığını söyledi.
  
İslam dünyasını rahatsız eden karikatürler konusuna da değinen Karzai, bu karikatürlere hoşgörü gösterilmemesi gerektiğini, ancak aynı şekilde bunlara şiddet gösterileriyle karşı çıkanların da kınanması gerektiğini bildirdi. Karzai, herkesin birbirinin inancı, dini ve değerlerine saygı göstermesi gerektiğini söyleyerek, Kur'an-ı Kerim'de İsa ve Musa'nın da peygamber olarak gösterilmesinin önemine dikkati çekti.
  
Karzai, terörle mücadele sırasında nefret dolu mesajlar verilmemesi gerektiğini de belirterek, uluslararası işbirliğinin önemini vurguladı.
  
Türkiye'nin medeniyetler ittifakındaki rolünün önemine de vurgu yapan Karzai, Türkiye'nin farlı medeniyetler arasında köprü rolü üstlenme kabiliyetini taşıdığını bildirdi.
  
Konuşmanın ardından Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Karzai'ye sempozyuma katılım belgesi takdim etti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!