Güncelleme Tarihi:
Bağcılar Belediyesi'nin kent meclisi niteliğinde olan 12. İstişare Kurul Toplantısı’na misafir konuşmacı olan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, ‘‘bizim mahalle’’ dediği ilçeye dair görüşlerini anlattı.
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Bağcılar Belediyesi'nin kent meclisi niteliğinde olan 12. İstişare Kurul Toplantısı’na misafir konuşmacı olarak katıldı. Milletvekillerinden parti temsilcilerine, muhtarlardan öğretmenlere kadar pek çok ilçe sakininin görüşlerini serbestçe dile getirdiği toplantı, cuma akşamı Bağcılar Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Ertuğrul Özkök, bu toplantıya misafir konuşmacı olarak davet edilmişti. Gazetemizin merkez binası Bağcılar'da bulunduğundan, Özkök ilçeyi ‘‘bizim mahalle’’ olarak niteledi. Mahalle halkının karşısında yaptığı konuşmada, sadece ilçeye dair görüşlerini anlatmakla kalmadı, gerek kendisine, gerek gazeteye dair ilginç bilgiler verdi:
ESTETİK SORUNUMUZ VAR
ürkiye'nin demokratikleşme kadar çok önemli bir sorunu var. Bizim mahallelerimizin, semtlerimizin estetik, güzellik sorunu. Biz ne yazık ki, güzel evler yapamıyoruz. Ekonomik yönden çok geri toplumlarda bile Türkiye'dekinden daha güzel evler yapıldığını gördüm. Nepal'de, Katmandu'da fakirlik felaket. Fakat karayolu olmayan dağ köylerini gördüm. Evlerin mimarisi, bizimkinden yüzyıl daha ileride. Belediyelerimiz, başkanlarımız mimari güzellikler konusunda acaba çok heyecanlı değilller mi? Aynı paraya çok güzel binalar yapılır. Ben de bir mahalle sakini olarak, başkana bu şikayetimi burada dile getirmek istiyorum.
HAYATIMIN YARISI BURADA
Şimdi ‘‘senin burada ne işin var?’’ diye sorabilirsiniz. Ben yolun bu tarafında oturuyorum. Buranın sakiniyim. Hürriyet Gazetesi Feyzullah Başkan'a bağlı. Benim de her mahalle sakini gibi, onunla çok işim var. Bazen bana kızıyor, benden birşey istiyor, bazen ben ondan birşey istiyorum. O da bana ‘‘gel konuş’’ dedi. Geliyorum konuşuyorum. Başkanla kötü geçinmek, hiç de işime gelmiyor. Çünkü haftada yedi gün çalışıyor, sabah saat 09.00'da gazeteye geliyor, akşam 21.00'de eve gidiyorum. Demek ki, hayatımın yarısı burada geçiyor.
MAHALLE MESELELERİNİ KONUŞMAYI SEVMİYORUZ
Biz memleket meseleleri ile çok ilgiliyiz. Yapılan konuşmalarda bütün siyasi parti başkanları demokratikleşme, özgür düşünceden söz ettiler. Mahalli idareler kanunlarından, ülke meselelerinden söz ettiler. Ama nedense mahalle meselelerden konuşmayı pek sevmiyoruz. Bizim mahalle medya mahallesi. Yolun burasında sadece Hürriyet Gazetesi var. Bize sahip çıkmalısınız. Diyeceksiniz ki, Hürriyet bize sahip çıkıyor mu? Hürriyet de, sıradan vatandaş gibi, memleket meseleleriyle ilgili, mahalle meseleleriyle maalesef ilgilenemiyor. Ama bizim İstanbul ilavesi, ilçenin sorunlarını aktarıyor.
ÖZAL'DAN SONRA KİME OY VERDİM
Ben İzmir'in Kahramanlar Mahallesi'nde 1453 Sokak'ta doğdum. 27 Mayıs ihtilalini orada yaşadım. Babam DP'li olarak yaşadı hayatının sonuna kadar. Menderes asıldığında, gece sabaha kadar evimizde Kuran okundu. Fakat sonradan ailenin genç kuşakları, -benimle başladı- sosyal demokrat olmaya başladı. 1978-79'da Ecevit'in danışmanlığını yaptım. 12 Eylül sabahı İzmir'e girerken, askeri bildiri okunuyordu. ‘‘Oh hayatım kurtuldu’’ dedim. iki saniye sonra, ‘‘Sen sosyal demokratsın. Askeri harekete karşı çıkmalısın’’ dedim kendime. Sonra ben, yeniden hayatım kurtuldu, dedim. Taha Akyol, MHP'li o dönemde. O da aynı sabah, aynı hissi yaşamış. Ecevit'le Arayış dergisini çıkardım. Ecevit yasaklanıca başyazılarını ben yazdım. Ecevit yazdı sanılıyordu. Daha sonra Özal'dan etkilendim. Özal'ın hala bu ülkeye çok yararlı işler yaptığına inanıyorum. Ondan sonraki dönemde, kime oy verdiğimi söylemeyeceğim.
İÇİMDEKİ ŞEYTAN İYİMSER BAKTIRIYOR
Beni hep pembe gözlüklü, iyi kazanıyorsun, tuzun kuru diye eleştiriyorlar. Fakat içimde küçük bir şeytan, bu ülkenin geleceğine iyimser bakmada, dürtüde bulunuyor bana. Şu topluluğu görünce, iyimser taraflarım depreşmeye başladı. Bugün burada, Meclis'te birbirinin üzerine giden partilerin temsilcileri var, hatta HADEP, BBP gibi Meclis'te temsil edilmeyenler de bulunuyor. Salonda başörtülü, az da olsa başı açık kadınlar... Kimse kimseye küfretmiyor, kimse kimseyi suçlamıyor. Bir partiler mozaiği var.
AB'Yİ AVRUPA'DAN FAZLA İSTİYORUZ
ürk toplumu müthiş bir değişim sürecine girdi. Her ay önüme 10 tane araştırma geliyor. Hepsinde hayat pahalılığından şikayetçi insanlar var. Bu, hepsinde ortak. AB'de birleşmenin istenip istenmediği sorusunda çoğunluk, yüzde 7O oranında evet diyor. Avrupa'da bu kadar yüksek oranda böyle bir birliği isteyen ülke sayısı bir ya da iki tane. Türkiye üçüncü sırada geliyor. Avrupalıların kendi içlerinde Avrupa Birliği'ni istemesinden daha fazla Avrupa'yı istiyoruz. En radikal islamcımız da, milliyetçimiz de, etnik olarak kendine Kürt diyen vatandaşımız da bunu istiyor. Biz daha medeni, kendi farklılıklarına saygı gösteren bir dünyada yaşamak istiyoruz. Birbirimize çok haksızlık ettik. Böyle düşününce bu topluluğu çok umut verici buluyorum.
KÖTÜ NİYETLE YANLIŞ YAPMADIM
Mesleğimiz herkesin gözü önünde olan bir meslek. Bazı kesimlerden alkış, bazı kesimlerden nefret duyguları alıyoruz. Manşeti verdiğiniz zaman birine haksızlık etseniz, ertesi gün düzeltseniz de sonsuza dek kalıyor. Allah şahidimdir, hiçbir zaman kötü niyetle birisine düşmanlık yapayım diye manşeti koymadım. Yanlış yapmadım mı? Yaptım, hem çok yaptım. O yanlışları düzeltmeye de çalıştım.
Muhtarlardan öğretmenlere kadar pek çok ilçe sakininin görüşlerini dile getirdiği toplantıda, ‘‘mahalle sakini’’ Ertuğrul Özkök de konuştu.
Bütün partiler biraradaydı
Bağcılar'daki toplantıda bütün siyasi parti temsilcileri ve ilçe sakinleri, Türkiye meselelerinden ilçenin meselelerine kadar herşeyi konuştu. Toplantıda bütün parti temsilcileri vardı: FP İlçe Başkanı Mehmet Can, DYP İlçe Başkanı İbrahim Tok, ANAP İlçe Başkanı Hayrettin Bıyık, MHP ilçe Başkanı İsmail Hakkı Polat, HADEP ilçe başkanı Ümit Çelik. Toplantıda FP Milletvekilleri Ali Coşkun ve Mehmet Ali Şahin de bulunuyordu.
Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, TBMM'den yerel yönetimler yasasının bir an evvel çıkarılmasını isterken, diğer partilerin ilçe başkanları da Kıyıklık'a destek verdiler. Kıyıklık, çıkarılacak yasayla belediyelerin belediyecilik hizmetleri için Ankara'ya gitmekten kurtarılacağını söyledi. Bağcılar'ın nüfusunun bugün Türkiye nüfusunun 110'da biri olduğunu söyleyen Kıyıklık, ilçenin eksiklerini sıralarken de, ‘‘Hala bir devlet hastanesi, sigorta hastanesi, bir hükümet konağımız, kütüphanemiz yok’’ dedi. Kıyıklık, kasırga, balina, buffalo operasyonlarına değindi ve ‘‘Türkiye'de toplum kirli değil, aslında kirlenmiş bir yönetim var’’ diye konuştu.
Cottarelli'nin bile adı geçti
Bağcılar'ın sorunlarını tartışmak için biraraya gelinen toplantıda üzerinde en çok durulan kavramlar, en sık telaffuz edilen kelimeler dikkatimizi çekti. Bunlardan, Bağcılar'da toplumun mahalle sorunları kadar ülke sorunlarıyla da meşgul olduğunu gösteriyordu. İşte toplantıda en çok adı geçen kavramlar: Kasırga Operasyonu Batık bankalar Çağdaş normlar Demokratikleşme Farklılıkları zenginlik saymak Halkın yönetimi katılımı Şeffaflık Temiz toplum Kirli yönetim Yoksulluk Düşünceyi ifade özgürlüğü Özgür toplum Deprem Tadilat Yapı denetimi Kaçak yapılar Yerel yönetim yasası Yetki kargaşası Nüfus sayımı yolsuzluğu Deprem yardımları Ankara'nın hantallığı Darbeler Kültür yozlaşması IMF (Cotarelli)
Üç ayda bir toplanıyorlar
Altı yıldan bu yana her üç ayda bir düzenlenen istişare toplantısına Bağcılar belediye yönetiminin yanısıra ilçede örgütlü partilerin başkanları, belediye meclis üyeleri, muhtarlar ve ilçedeki sivil oluşumların temsilcileri katılıyor. İstişare toplantısına katılan parti ve sivil örgüt temsilcileri ilçeleriyle ilgili sorunları aynı masa etrafından ve özgür bir ortamda tartışıyorlar. Belediye'nin olumlu hizmetlerini alkışlayıp, yanlış politikaları eleştirme fırsatı buluyorlar. Başkan Feyzullah Kıyıklık, istişare toplantılarında tam bir demokrasi platformu oluşturduklarını söylüyor: ‘‘Bağcılar'da yasaklara yasak koyduk. İlçede yaşayan herkez yönetimde en az bizim kadar söz sahibi olmalı.’’