Özkök: Türkiye’deki merkez yüzde 75 oldu

İşte Özkök ve Beki'nin açıklamalarından satırbaşları: 

ERTUĞRUL ÖZKÖK
'SONUCU NASIL OKUMAK GEREKİYOR'

“Benim kendi gönlüme uyan bir sonuç değil ama Türkiye böyle bir tercih yaptı. Bu sonucun nasıl okunacağı önemli. Birkaç yıldır çok büyük bir kutuplaşma yaşıyoruz. Bu sonucu nasıl okumak gerekiyor? Burada bir başarı olduğu için bu başarının sahiplerinden arzularım var. Acaba bu kutuplaşmayı kıracak bir söylem gelişecek mi? 

Başbakan Mevlana’yı ziyarete gidiyor. Bunun sembolik bir anlamının olduğunu düşünüyorum ben. Başarının bu kadar büyük çıkmasının AKP’ye bir özgüven vermesi gerekiyor. Ben 6 yıl Fransa’da yaşadım. Fransa’da seçim olduğu zaman bir parti kazanır, bir parti kaybeder. Kaybedenler hayatlarını tehdit altında hissetmezler. Bu kutuplaşmayla yaşanabilir mİ yaşanır, yaşıyoruz ama toplumun ne bu tarafındakilere ne öteki tarafındakilere yarayacak bir şey değil bu. Benim iyimser olmamı sağlayacak bir şey var. Türkiye’de toplumun tamamına seslenen iki parti var. Türkiye’deki merkez yüzde 75 oldu tekrar. Bunun üzerine güzel bir Türkiye kurabiliriz diye düşünüyorum ben. Açıkcası ben de yoruldum öfkeli olmaktan.

'17-25 ARALIK'I KONUŞMANIN BİR ANLAMI YOK'
Kendisine güvenen AKP’nin istikrar kavramını yeniden tanımlaması gerekiyor. O zaman ben yine muhalif olmaya devam edebilirim ama toplumun bir kesimi hezimet duygusu yaşamaz. Bu zamana kadar yaptığım yorum iyimser. Maalesef bir de karamsar durum var. Merkezin iki partisi de trolleşme halinde. Bence bunu ayıklamayı öğrenebilirsek, her iki tarafta da bir dezenfekte etme psikolojisini devreye sokabilirsek olabilir diye düşünüyorum. Bu 17-25 konularını da artık konuşmanın bir anlamı yok. Bu konular Meclis’e gelmeyecek. Hesaplaşma çizgilerini bir kenara bırakıp ileriye bakalım. Ekonomi bekliyor bizi, kutuplaşma sorunumuz var, Suriye var. O sorunları da hep birlikte göğüslemek Türkiye’yi daha ileriye götürür diye düşünüyorum.”

AKİF BEKİ
'İYİMSER OLDUĞU İÇİN KİMSE SUÇLULUK HİSSETMEMLİ'

“Ertuğrul Özkök iyimser bir yaklaşımla bu sonuçları yorumlamaktan yana ama sanki biraz suçluluk da hissediyor gibi. İyimser olduğu için kimse suçluluk hissetmemeli. Sandık bir hesaplaşma yeridir. Sandıkta kazanan kaybeden belli olduktan sonra o hesaplaşmanın bir kenara bırakılması gerekir. AK’nin oy artışı öngörülemeyen bir sürpriz. Bu sonuçları nasıl vakarla karşılaması gerekiyorsa iktidarın, kendi tercihini yenilmiş sayan tarafın da yenilgiyi olgunlukla karşılayabilmeli.

'SONUÇLARI HERKESİN KABUL ETMESİ GEREKİR'

Demokrasi dediğimiz şey böyle bir şeydir. Meşruiyeti tartışılmaz bir seçim var. Yüksek meşruiyete ve temsil kabiliyetine sahip bir seçim var. Bunu herkesin kabul etmesi gerekir. Türkiye’nin bundan sonra nasıl sevk ve idare edilebileceğine yoğunlaşmak gerekir. Kürt meselesi bunlardan en can yakanı ama ekonomik sorunlar var. Yeniden Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, ‘ayrıştıran ihanet içindedir’ diye bir ifade kullandı. Türkiye’de ayrıştıran dili hepimizin terk etmesi lazım. Sadece sosyal medya mecraları değil konvansiyonel medya mecraları da trolistana döndü. AKP’nin aldığı galibiyette kendini pay sahibi gören troller varsa eğer vay halimize. Aynısı diğer taraflar için de geçerli. Ben bunun trolleri ve trollerin dilini tasvip anlamında verildiğini düşünmüyorum.

'SEÇMEN GÖRÜŞÜNÜ DÜZELTTİ'

Bu seçim 7 Haziran sonuçlarının tekrar sorulmasıydı. Seçmen de görüşünü tashih etti, düzeltti. Ortaya çıkan tabloyu beğenmeyen, yaptığından nedamet duyan bir seçmen kitlesi demek ki varmış gerçekten. Bu 7 Haziran’dan sonra çığırtkanlığı sürdüren, kara ağızlı karalama kampanyalarını sürdüren troll kalabalıklarının bir başarısı değildir. Bunu AK Parti yönetimi de böyle okumamalı. Bu konuda açık beyanları var. Bu konuda iyimser olabiliriz. Tedrici bir iyimserlik benimseyebiliriz. Ben de yüzde 48 gibi ezici bir oyla sandıktan çıkmış partiden vakar ve olgunluk beklerim. Mağlubiyetin de hazmı ve olgunlukla karşılanması gerekir. Olgunluğu sadece galip olandan beklemeyelim.” 

DENİZ ZEYREK
'AK PARTİ'DE DAVUTOĞLU DÖNEMİ BAŞLADI'

“Üç partide de bir hareket söz konusu değil. Üç partinin lideri de partililerinin bile temas kurma çabalarını boşa çıkaran bir durum var. AK Partililer’de ise kendilerinin bile şaşırdıkları bir galibiyetin coşkusu var. Öncelikle bir kere bu zaferin sahibi olan AK Parti’de ne olur? Partideki yönetim değişikliği, üç dönemlik isimlerin yeniden aday olmasının ve parti yönetimine girmelerinin sonuçlarının konuşulacağını düşünebiliriz. Öyle anlaşılıyor ki seçmen Ahmet Davutoğlu’nu bir lider olarak benimsedi ve Tayyip Erdoğan ile kurduğu ilişki biçimini de onayladı. Ben artık AK Parti’de bir Davutoğlu döneminin başladığı görüşündeyim. Artık Davutoğlu ile ve AK Parti’yi AK Parti yapan kadrolarda yol alınacaktır.

'EKONOMİ YÖNETİMİNDE KİM OLACAK?'

Çözüm süreci yeniden buzdolabından çıkar mı? Çıkacağı yönünde beklentiler yüksek. AB ile göçmenlerden üzerinden bir yeni süreç başlamıştı. Bu hız kazanabilir. Ekonomi ile ilgili göstergeler riskli bir duruma işaret ediyor. Ekonomi yönetiminde kim olacak? Eğer ki önümüzde 15 Kasım’da G20 zirvesi var. Oraya kadar bir hükümet kurulur büyük ihtimalle. Onların karşısına Ali Babacan mı çıkacak?

'PARTİLER İÇİNDE EN BÜYÜK TARTIŞMA HDP İÇİNDE YAŞANACAK'

MHP için de bir liderlik tartışması başlayacak. Namık Kemal Zeybek, Bahçeli’nin istifa etmesi gerektiğini söyledi. MHP içinde bugünden itibaren bir tartışma olacaktır. MHP’nin milletvekili sayısı yarı yarıya azaldı. Toptan bir muhalefet sorununun içinde lider tartışmasının yaşanacağı MHP olacak. CHP içinde bir liderlik tartışması kalmamıştı. Kılıçdaroğlu da 2010 yılından beri çok şey değiştirdi partide ama bu yüzde 26’nın sınırında kalan oy oranından bahsediyoruz. En büyük tartışma HDP içinde yaşanacak. Kendi güçlü olduğu bölgede de ciddi bir oy kaybı söz konusu. Üç partide de büyük bir hayal kırıklığı ve tam bir şok yaşanıyor. AK Partililer de tek başına iktidar bekliyorlardı ama 45’in üzerinde bir rakam ifade etmemişlerdi.”