Güncelleme Tarihi:
Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ı evine gitmek üzere bindiği minibüste tecavüze yeltenip hunharca katleden minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken'in tutulduğu yüksek güvenlikli cezaevinde tabancayla öldürülmesinin ardından Altındöken'in defin krizi sürüyor. Özgecan'ın katilinin cenazesi ise Mersin, Tarsus ve Adana'da dolaştırıldı, ancak defnedilemeyince ortada kaldı.
ÖNERİ ALTINDÖKEN'İN AVUKATINDAN GELDİ
Dün sabah Mersin'de katilin annesi oğlunun cenazesinin orta kaldığı gerekçesiyle sağlık sorunları yaşadığı nedeniyle defin işleri takibini avukatına devrettiği belirtildi. Sabah'ın haberine göre ailenin avukatının önerisi Altındöken'in cenazesinin KKTC Kimsesizler Mezarlığı'na gömülmesi oldu. Ancak sosyal medyada yayılan iddianın KKTC'de duyulması sonrası Kıbrıslı Türklerden tepki geldi. Sosyal medyadan "Böyle pislik adamların cenazeleri ile ülkemizi pisletmeyin. Ona burada yer yok" şeklinde mesajlar paylaşıldı.
KKTC’Lİ BAKANDAN ÖZGECAN AÇIKLAMASI
Özgecan'ın katilinin KKTC'ye gömüleceğine dair haberler üzerine KKTC İçişleri ve Çalışma Bakanı Asım Akansoy'dan bir açıklama geldi. Akansoy, Özgecan’ın katili Ahmet Suphi Altındöken’in KKTC Kimsesizler Mezarlığı'na gömülmesine dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, “Konu ile ilgili resmi veya gayriresmi herhangi bir başvuru yapılmamıştır” dedi.
KATİLİN ANNESİ: "ÇÖPE Mİ ATAYIM"
Altındöken'in annesi "Öldü daha ne olsun. Çöpe mi atayım. Oğlumun cenazesini vermiyorlar" diye ağladı. Cenazenin defnedileceği köyün muhtarı ise "Kabul etmiyorum. Kilitledim mezarlığı, zorla açıp girecek halleri yok. İnsanlık suçu ya, canlı canlı adamın bilekleri kesilir mi? Mezarlığa koymama yetkisine sahibim. Bu köy benim köyüm. Ben kabul etsem bile onu geri kepçe ile çıkarırlar" demişti.
BABASI DA CENAZEYE KATILMAK İSTİYOR
Aynı saldırıda yaralanan ve hayati tehlikeyi atlatan hükümlü baba Necmittin Altındöken de oğlunun cenazesine katılmak istiyor.
'GÖMMEMEK CAİZ DEĞİL'
Adana İl Müftüsü Arif Gökce, cenazenin toprağa verilmesinin engellenmesinin dinen doğru olmadığını söylemiş, “İnsan olarak ve bir canlı olarak, onu toprakla buluşturmak Allah’ın emridir. Gerek belediyelerimizin, gerek yetkililerimizin böyle bir engellemeye girişmeleri dinen caiz değildir” demişti.