Güncelleme Tarihi:
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) 17’nci Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi: “ADD çağırırsa onun önünde bir engel olmaz. Çünkü Cumhuriyet’in 100. yılının son seçimini, hepimiz çok istediğimiz ve bu ülke çok hak ettiği halde kaybettiğimizde hepimiz yıkılmışken, hep birlikte bir çare ararken ilk geldiğimiz bina bu binadır. Bu derneğin başkanı elimizi tutmuştur, gözümüze bakmıştır; ‘Ölene kadar arkanızdayım’ demiştir. Birileri TÜRGEV’lere, TÜGVA’lara, okçuluk vakıflarına kamu kaynaklarını aktarırken, kentlerin en önemli varlıklarını bu vakıflara devrederken hiçbir CHP’li, yerel yönetici, belediye meclis üyesi, Atatürk’ün derneğine sahip çıkmakta tereddüt etmeyecektir.
İKTİDARIN ANAHTARI
İllerimizde, ilçelerimizde başkanlarımıza sahip çıkın. Başkanlarımıza destek olun, yardımcı olun. Kusurlarını kulağına söyleyin, iyi yaptıkları işlerin görünür kılınmasına katkı sağlayın. Çünkü onlar bu kez birer yerel yönetici olmaktan başka bir görevle vazifeliler. Her birinin cebinde bir anahtar var. 409 tane anahtar var onların ceplerinde. Başkanlarımın cebindeki anahtar illerinin altın anahtarı değildir, belediyenin kapısının anahtarı değildir, kasasının anahtarı değildir. Görevlerini yapıp da gönülleri kazandıkları ve ‘İşte Cumhuriyet’in partisi işte onun partisinin Türkiye’yi yönetme vakti’ dedirtecek ve ellerindeki anahtar önümüzdeki dönem CHP iktidarının anahtarıdır. Türkiye’nin geleceğine yön vereceklerdir.
MANSUR YAVAŞ ÖRNEĞİ
Artık Mansur Yavaş’ın ortaya koyduğu iradeyi tüm belediye başkanlarımız koyacak. Aynı Türkiye ittifakı gibi bütün demokratlara, bu ülkenin kuruluş ilkelerine sahip çıkan bütün demokratlara, ülkenin birliğine bütünlüğüne sahip çıkan Atatürk’le ve Cumhuriyet’in kurucu kadrolarıyla sorunu olmayan bütün demokratlara kucak açıyoruz. Bütün demokratları ADD’nin üyesi kabul ediyoruz. O yüzden bu dernek hepimizin derneğidir.”
GEZİ’Yİ SAHİPLENİYORUZ
- “Birazdan buradan çıkıp İstanbul’da bir kreşe gideceğim. O kreşte bir mezuniyet var. Babası o çocuğu o kreşe hiç bırakamadı, hiç alamadı. O baba Tayfun Kahraman. Hepimizin yerine yatıyor. Gezi’yi sahipleniyoruz. Hem bütün Gezi’de haksız yere tutuklu hükümlü olanlara hem de sizin yerinize Vera’ya sevgilerimi götürüyorum.”