Güncelleme Tarihi:
Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Toplantıda Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in, insan hakları ve basın ifade özgürlüğü bağlamında Türk Ceza Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı hakkında bilgi sunduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti:
“Bu kamuoyunda ve basında 4. Yargı Paketi olarak bilinen konuları kapsamaktadır. AİHM'in ülkemiz aleyhine verdiği ihlal kararlarının önlenmesi amacıyla ifade özgürlüğü ve insan hakları alanında standartların yükseltilmesi için TCK ve diğer kanunlarda yapılacak düzenlemeye ilişkindir. Bu konuda görüşmeler yapıldı ve bakan arkadaşlarımızın imzasına sunuldu.”
Toplantıda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in, şehit yakınları, gaziler ve terör mağdurlarına tanınan hakların düzenlenmesi ve ilgili bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı hakkında bir sunum yaptığını bildiren Arınç. “Bildiğiniz gibi Sayın Başbakanımızın da geçmişte yaptığı açıklamalarla, şehit yakınları, gaziler ve aileleri ile terör mağduru sivillere sağlanan mali ve sosyal hakların iyileştirilmesine yönelik düzenleme yapılmaktadır. Bununla ilgili tasarı da olumlu bulundu ve imzaya açıldı” diye konuştu.
Arınç, AB Bakanı Egemen Bağış'ın da Türk Akreditasyon Kurumu kuruluş ve görevleri hakkındaki kanunda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı hakkında bilgi verdiğini belirterek, kurumun yönetim ve organizasyon yapısında değişiklik yapıldığını söyledi. Arınç, “Avrupa Akreditasyon Birliği tarafından Türk Akreditasyon Kurumu'nun yetkisinin kaldırılmaması amacıyla hazırlanmış bir tasarıdır. Bu da TBMM'ye sunulmak üzere sayın bakanlar tarafından imzaya alındı” şeklinde konuştu.
Bülent Arınç, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun ise hayvanları koruma kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısını sunduğunu bildirdi.
“İkinci açılım paketi diye bir paket söz konusu değil”
Arınç, “4. Yargı Paketi'nde, özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin sınırlandırılması ile ilgili bir düzenlemenin olup olmadığının” sorulması üzerine şunları söyledi:Arınç, bir soru üzerine kürtaj ve sezaryenle doğum konularıyla ilgili olarak Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın bir sunum yapmadığını belirterek, “Hayır hiçbir sunum olmadı ve hiçbir konuşma geçmedi” dedi. Arınç, “İkinci açılım paketiyle ilgili bir düzenleme beklentisi var. Bununla ilgili bir konu görüşüldü mü?” sorusuna şu karşılığı verdi:
“İkinci açılım paketi diye bir paket söz konusu değil. Bu bir süreçtir. Süreç hiç kesintiye uğramadan devam ediyor. Başbakan Yardımcımız Sayın Beşir Atalay'ın iki televizyon kanalındaki konuşmalarına yönelik bu gelişmeyi soruyorsunuz. Bugünkü Bakanlar Kurulumuz'un gündeminde 'ikinci açılım paketi' diye hiçbir şey söz konusu olmadı ve buna yönelik bir görüş alınmadı.”
Hükümet Sözcüsü Arınç, tiyatroların özelleştirilmesine yönelik bir çalışmanın yürütüldüğünü hatırlatarak, konunun Bakanlar Kurulu'nda tartışılıp tartışılmadığına ilişkin bir soru üzerine, konunun Bakanlar Kurulu'nun gündemine gelmediğini belirterek, “Bu tür konuların her Bakanlar Kurulu'nda konuşulması, görüşülmesi mümkün değil; doğru da değil” dedi.
Bülent Arınç, Suriye'deki olaylar karşısında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Kofi Annan'la bir telefon görüşmesi yaptığına ilişkin iddiaların hatırlatılarak, konunun Kurul gündemine gelip gelmediğinin sorulması üzerine, “hayır” cevabı verdi.
“Bu, 'basına sansür' olarak nasıl algılanır?”
Arınç, bir gazetecinin, “3. Yargı Paketi'ne eklenen bir maddeyle ses kayıtlarını yayınlayan medya kuruluşlarına 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Basına sansür olarak yorumlanan bu düzenlemeyle ilgili bir değişiklik söz konusu mu?” sorusu üzerine şunları aktardı:
“Bugün görüşülmedi ama ben konuyu yakından biliyorum. Çünkü seçimden önce bahsettiğiniz konu TCK'da değişiklik konusu olarak gelmişti. Adalet Komisyonu'nda ben temsil etmiştim ve komisyondan geçmişti. Orada iki farklı düzenleme vardı; birincisi kişilik haklarının ihlali, gizliliğin ihlali konusunda Ceza Kanunu maddelerinin cezalarının artırılması. Yine adli görevi etkilemeye teşebbüs ve soruşturmanın gizliliğini ihlal gibi suçlarda da cezaların indirime tabi tutulması. Seçim ilan edildiği için onu Mart ayında Meclis'te görüşmek mümkün olmamıştı.
3. Yargı Paketi'nde bazı suçların cezalarını indiren ve suçun unsurlarını daha da netleştiren bir madde var. Bazı maddelerde de özel hayatın gizliliğini ihlal etme konusundaki maddelerde cezayı ağırlaştırma var. Bu yeni bir olay değil. Bu, 'basına sansür' olarak nasıl algılanır onu da bilmiyorum. Çünkü herkesin özel hayatı çok önemlidir, kutsaldır ve bütün kanunlarda da özel hayatın gizliliğinin korunması amaçlanmıştır ama henüz bildiğiniz gibi Genel Kurul'da görüşülüp yasalaşmadı. Sadece komisyondan geçtiğini veya geçmek üzere olduğunu biliyorum. Çünkü çok maddeli bir kanun tasarısıydı.”