Özel hastaneler kenti

Güncelleme Tarihi:

Özel hastaneler kenti
Oluşturulma Tarihi: Aralık 18, 1998 00:00

Haberin Devamı

İstanbul'daki özel hastane sayısı 111'i buldu, 10 yeni hastane de sırada bekliyor

En çok özel hastanesi olan ilçeler 10'ar hastaneyle Şişli, Kadıköy, Fatih ve Bahçelievler. En büyük sorun ise denetimin olmaması. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni yönetmelik devreye girdiğinde hastaneler A,B,C diye sınıflandırılıp, denetlenebilecek.

Özel hastane sayısı 111'i bulan, 10 hastanenin de ruhsat için beklediği İstanbul, sağlık sektörü girişimcilerinin gözbebeği oldu. Sayıya bakınca, ABD'deki Houston benzeri ‘İstanbul hastaneler kenti' izlenimi verse de nitelik ile nicelik birbirine paralel görülmüyor. Devletin yavaş yavaş sağlık hizmetinden el çekmeye başlaması, özellikle varoşlara yatırım yapmaması, özel hastanelere ihtiyacı artırıyor. Büyük sermaye gruplarının yanısıra, daha küçük girişimcilerin de gözünü diktiği hastanelerin sayısı ve verdiği hizmetin kalitesi ise tartışma konusu olmaya devam ediyor. Küçük hastanelerin yanında, çoğu branşlaşmaya başlayan, büyük yatırımlarla kurulan projeler de sırada yer alıyor.

10'ar hastaneli 4 ilçe

Sağlık İl Müdürlüğü verilerine göre, Avcılar 4, Bağcılar 3, Bahçelievler 10, Bakırköy 6, Bayrampaşa 4, Beşiktaş 4, Beykoz 1, Beyoğlu 6, Büyükçekmece 2, Eminönü 1, Esenler 2, Eyüp 1, Fatih 10, Gaziosmanpaşa 8, Güngören 2, Kadıköy 10, Kağıthane 3, Kartal 4, Küçükçekmece 4, Maltepe 2, Pendik 1, Sultanbeyli 2, Silivri 1, Şişli 10, Ümraniye 2, Üsküdar 6, Zeytinburnu ise 2 özel hastaneye sahip.

Ayrıca yeni hastane açmak için sırada bekleyenleri de unutmamak gerekiyor. Ankara'daki Sevgi Hastanesi Bakırköy'de, Bayındır Holding Beylikdüzü'nde hastane, Anadolu ve Avrupa yakasında da birer poliklinik açmaya hazırlanıyorlar. Okmeydanı'nda inşaatı bitmek üzere olan İstanbul Memorial Tıp Merkezi, Bahçelievler'deki Türk Böbrek Vakfı Hastanesi de büyük projeler arasında yer alıyor.

Hastanelere sınıflandırma

Doğuş Grubu kadın ve onkoloji ağırlıklı hastane projesi üzerinde dururken, Anadolu Grubu da yatırıma hazırlanıyor. Hastane hazırlığı yapan Eczacıbaşı, bu projesinden vazgeçerken, Darüşşafaka Cemiyeti de Anadolu yakasında bir hastane açmak için fizibilite çalışmasını sürdürüyor.

Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle özel hastaneler kapasitelerine göre, A, B, C diye sınıflandırılacak. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Cihangir Özcan, özel hastanelerin ruhsatlandırılmasında kanun ve tüzük bulunduğunu, ancak günün koşullarına göre eksiklikler görüldüğünü belirterek, ‘‘Yönetmelik tamamlanmak üzere. 1-1.5 ay içinde yayımlanır. Standartları ortaya koyacağız. Özel hastaneleri 3 bölüme ayıracağız. Yalnız doğum hizmeti veren bir özel hastaneyi, genel hizmet veren hastaneyle aynı statüye koyamayız. Bunların bulunması gereken teknoloji ve insan gücüne göre sınıflandırılmasını istiyoruz. Sağlık Müdürlükleri hastaneleri, A, B ve C sınıflarının standartlarına göre denetleyecek. Denetimler daha sık olacak’’ dedi.

Artık kalitenin arandığını vurgulayan Dr. Özcan, ‘‘İstanbul'daki özel hastane sayısını tehlikeli bir problem gibi görüyorum. Standartları ortaya koyulursa, bunların denetimi daha ciddi yapılacak’’ diye konuştu.

Özel hastanelerde bölgesel sınıflandırma yapmanın demokratik olmayacağını savunan Dr. Özcan, ‘‘Özel hastaneler içinde kalitesizler ayrılacak. Kaliteli olanlar ayakta kalacak’’ dedi.

Devlet güvencesi

Öte yandan bu kadar çok sayıda ve gelişigüze hastane açılması sektör içindeki yatırımcıları da rahatsız ediyor. Özel Sağlık Kuruluşları Birliği Derneği Genel Sekreteri ve Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Başhekimi Dr. Sedat Azak, İstanbul'da özel hastane artışının 1987'de başladığını, özellikle de 1994 yılından itibaren rakamların kabardığını söyledi. Dr. Azak, kente büyük göçlerin olması, buna karşın kamu hastanelerinin merkez ilçelerde kalması ve yenilerinin açılmaması, verdikleri hizmetin kalitesinin sürekli düşmesi, teknolojilerinin yenilenmemesinin böyle bir ihtiyacı doğurduğunu belirtti.

Özel hastanelerin açılmasının iyi olduğunu ancak standardı, kalitesi, ve denetiminin kesinlikle boş bırakılamayacağını savunan Dr. Azak, ‘‘Vatandaşın sağlığı, devletin güvencesi altında olmalı. Vatandaş kolay kandırılabilir. Asla kendi haline bırakılamaz, denetlemeler yapılmalı, ihtiyaçlar belirlenmelidir. Bir yerde özel sağlık kuruluşu açılacaksa tabip odası, sağlık il müdürlüğü, derneğimizin temsilcilerinin yer aldığı komisyon ihtiyacı belirlemeli. Açmak için ön izin alınmalı. Böylece aynı yerde aşırı yığılma ve haksız rekabet olmaz. En büyük sorun denetim’’ dedi.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Özel Hekimlik Komisyonu Üyesi Dr. Namık Kemal Tartanoğlu, özel okullar gibi özel hastanelerin sayısının artışının aslında politik bir tercih olduğunu söyledi. Özel hastanelerin yüzde 80'den fazlasıyla, özel sağlık sigortası kapsamına girenlerin de yaklaşık yüzde 80'inin İstanbul'da oturduğunu belirten Dr. Tartanoğlu, ‘‘Kamu sektöründeki, SSK, devlet veya üniversite hastanelerinde verilen sağlık hizmetlerinin istenilenin çok gerisinde kalması en büyük neden. 1980'li yıllardan itibaren özel sektördeki sayı korkunç artarken, kamu sektörünün hastane yaptığı görülmedi’’ dedi.

Kamu sektörünün esas sorununun nicelik değil, nitelik olduğunu vurgulayan Dr. Tartanoğlu, ‘‘İyi işletilmemesi ya da işletilmek istenmemesi sorun. Kamu sektörü çağdaş, bilimsel anlamda işletilse özel hastaneler bu sayılara ulaşmazdı. Özel hastaneler için ihtiyaç yaratılıyor’’ dedi. Özel hastanelere, çağdaş standartların yakalanması halinde sanıldığı gibi karşı olmadıklarını söyleyen Dr. Tartanoğlu, şunları söyledi:

‘‘Özel hastanelerle ilgili yönetmelikler var. Ancak standartlarla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın elinde denetleme yetkisi yok. 7-8 büyük hastane total kalite yönetimi kavramına uygun olarak İSO 9001 belgesi almaya çalışarak rekabet ediyor. Orta ölçekli ve küçük ölçekli hastaneler ise esas rekabeti fiyatlarda yaşıyorlar. Fiyatları düşürmeye, hizmeti ucuzlatmaya çalışıyorlar. Ücret bazındaki rekabet çok büyük oranlara çıktığı için total kalite yönetimleri lafta kalıyor.’’

BÜYÜK YATIRIMLAR

Bayındır Sağlık Sistemleri, Beylikdüzü'nde 24 bin metrekarelik kapalı alana Baydındır Tıp Merkezi kuracak. İnşaatı süren ve Ekim 1999'da faaliyete geçmesi beklenen Bayındır Tıp Merkezi-Beylikdüzü, 150 yatak kapasiteli olacak. Poliklinik departmanında 35 muayene ve tetkik ünitesi yer alacak. 5 ameliyathane, 50 yoğun bakım yatağı, 1 kalp katarizasyon ve anjiyografi laboratuvarı, doğumhane, tüp bebek üniteleri ve geniş acil servisiyle tam teşekküllü hizmet verecek. Bayındır Sağlık Sistemleri ayrıca, önümüzdeki Temmuz ayında Avrupa yakasında ve 2000'de Anadolu yakasında teşhis ve tedavi merkezleri ile Çekmeköy'de tıp merkezini hizmete sokacak. Beylikdüzü'ndeki Tıp Merkezi 59 milyon dolara (15 trilyon lira), Çekmeköy'deki 60 milyon 800 bin dolara (18 trilyon 240 milyar lira), Avrupa yakasındaki teşhis ve tedavi merkezi 6 milyon dolara (1.8 trilyon lira), Anadolu yakasındaki ise 6 milyon 500 bin dolara (19.5 trilyon lira) malolacak.

İstanbul Kalp Cerrahisi Vakfı'nın Okmeydanı'nda Perpa'nın arkasında inşaatı bitmek üzere olan kardiyoloji ve kalp cerrahisi merkezi ‘Memorial Tıp Merkezi'nin 1999 yılının Mart ayı sonunda hizmet vermeye başlaması planlanıyor. Yaklaşık 40 milyon dolara (12 trilyon lira) malolması beklenen Memorial Tıp Merkezi'ne, vakfın yanısıra, İhsan Kalkavan, Ortadoğu Şirketler Grubu, Pakize Tarzı Laboratuarı, Mustafa Aydın Banabak da ortak. Yurtdışından 17 milyon dolarlık (5.1 trilyon lira) tıbbi cihaz kredisi alan merkez, Mayo Clinic ve ABD ve İngiltere'deki 5 kadar merkezle işbirliği yapmayı planlıyor. 43 bin metrekarelik kullanım alanı bulunan tıp merkezi bünyesinde, 182 yataklı tam teşekküllü hastane, otel, alış veriş kompleksi, sağlıkla ilgili ürün ve hizmetleri olan firma ve kurumların yerleşeceği mekanlar, muayenehane bazında çalışmak isteyecek hekimlere yönelik ofis katları bulunuyor. Acil hastalara 24 saat hizmet verecek Kalp Kriz Merkezi'nin de bulunacağı tesislerde, toplam 56 yataklı 5 yoğun bakım ünitesi hizmet verecek.

Ankara'dan sonra, Bakırköy Carousel Alışveriş Merkezi'nin ikinci bloğunda, 1999 yılı ortalarında hizmete girecek olan Sevgi Hastanesi, toplam 17 bin metrekarelik alanı kullanacak. 15 katlı hastanede, 14'ü suit olmak üzere 66 hasta odası, 20'si yoğun bakım, 10'u yeni doğum yoğun bakım yatağı olmak üzere toplam 105 yatak bulunacak. 4 ameliyathaneyle hizmet verecek hastanede görev yapacak tüm doktorların kendi kadroları olacak. Toplam maliyeti 30 milyon dolar (9 trilyon lira) olan Sevgi Hastanesi'yle Carousel Alışveriş Merkezi arasında bağlantı bulunacak. Özellikle tüp bebek, kadın doğum, çocuk, ortopedi, kulak-burun-boğaz ve radyolojik görüntüleme gruplarında liderlik planlanıyor. 5 yıldızlı otel gibi düşünülen hasta odalarından, data bağlantısı yapılabilecek.

Bahçelievler'deki Türk Böbrek Vakfı Hastanesi'nin bitişiğinde yapılan Böbrek Nakli Hastanesi 1999 başında faaliyete geçecek. 7 hasta katı, 71 tek kişilik odası, 5 ameliyathanesi, 3 çocuk, 10 yetişkin yoğun bakım yatağı bulunan hastane yaklaşık 10 bin metrekarelik kullanım alanına sahip. Haftada 2 böbrek naklinin yapılmasının planlandığı hastanede, kalp ve beyin cerrahisi dışında her türlü cerrahi müdehale yapılabilecek. Türk Böbrek Vakfı'nın kendi kaynakları ve bağışçılarının katkılarıyla hazırlanan hastanenin binası için 2 milyon dolar, tıbbi cihazlar için de 2 milyon dolar (600 milyar lira) harcanacak. Böbrek Nakli Hastanesi'nin bir özelliği de böbrek nakli yapılacak maddi sıkıntı bulunan hastalara 1 milyar lira tutarında yardımda bulunacak olması.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!