OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 26, 2003 00:00
Koç Topluluğu CEO'su Bülend Özaydınlı, Türkiye'nin ekonomik alanda tarihi bir fırsat yakaladığını belirterek, ''Ekonomik göstergeler olumludur. Hükümetin gelinen noktayı iyi değerlendirerek, ekonomide tarihi ve kalıcı bir başarı yakalamak için gereken her türlü gayreti göstereceğine inanıyoruz'' dedi.Özaydınlı, Koç Topluluğu'nun onuncu basın ve kamuoyunu bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, uzun yıllardan sonra ilk kez ekonomik göstergelerde belirgin bir iyileşmenin göze çarptığını söyledi. Son birkaç yıldır sürdürülen yapısal reform programının yavaş yavaş meyvelerini vermeye başladığını ifade eden Özaydınlı, hala yapılacak çok iş olmasına rağmen, Türkiye'nin hızlı ve istikrarlı bir büyüme dönemine girdiği konusundaki umutların da arttığını kaydetti. Özaydınlı, kendilerini umutlandıran mevcut ekonomik tabloya değinirken, enflasyonun 21 yıl sonra ilk kez yüzde 22'ler düzeyine indiğini, döviz piyasalarında savaş esnasında yaşanan spekülatif atağın tersine döndüğünü, Türk Lirası'nın ciddi şekilde değer kazandını ifade etti. Özaydınlı, bugünlerde dolar kurunun 2 yıl önceki düzeyinin altında seyrettiğini ve TL'nin değer kazanmasının da güven ortamının yaratılmaya başlandığının bir göstergesi olarak görmenin doğru olacağını vurguladı.    Savaşın etkisiyle yüzde 70'lere kadar çıkan nominal faizlerin, güven ortamının tesisi ile yüzde 35'in altına gerilediğini hatırlatan Özaydınlı, ''Güven ortamının sağlanmasında hükümetimizin devir aldığı ekonomik programa sahip çıkmasının önemini vurgulamak gerekmektedir. Beklenen enflasyon oranı ve beklenen reel faizler de mevcut ortamda ciddi şekilde gerilemektedir. Reel faiz düşüş hızı, faiz düzeyi indikçe doğal olarak azalacaktır, ancak trend belirgin şekilde düşüş yönündedir'' diye konuştu.     OLUMLU TABLO REHAVETE SÜRÜKLEMEMELİ İhracat artışının sürdüğünü, ancak ihracat sürekli artarken ithalattaki artışın da hızlı olduğunu ve bu nedenle dış ticaret hacminin tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını belirten Özaydınlı, dış ticaret açığındaki büyümenin de hızlandığını, ancak bu açığın, diğer yıllar dikkate alındığında tehlikeli seviyenin altında olduğunun gözüktüğünü ifade etti.    Bütçe dengesinin Ağustos ayında 26 aydan beri ilk defa fazla verdiğini, iç borç stoku ile ilgili olarak yapılan analizlerde de son derece olumlu değişimlerin yaşandığını dile getiren Özaydınlı, önemli olanın bu olumlu tablonun sürdürülebilmesi ve kalıcı hale getirilmesi olduğunu vurguladı. Özaydınlı, ''Bu aşamada dikkatinizi çekmek isteğim önemli bir nokta şudur; ekonomideki bu olumlu tablo hiç kimseyi rehavete sürüklememeli, yapılacak hala çok iş olduğu unutulmamalıdır'' dedi. Koç Topluluğu CEO'su Bülend Özaydınlı, IMF ile ortaklaşa sürdürülen ekonomik program çerçevesinde hükümetin yapacağı işlerin belli bir takvim dahilinde niyet mektuplarında belirtildiğini anımsatarak, ''Yapılması gereken, reformlar konusundaki kararlılığın sürdürülmesi ve verilen takvime uyulmasıdır. Programdaki taahhütleri zamanında yerine getirmek, hükümetin iç ve dış piyasalarda inandırıcılığını kaybetmemesi açısından da önemlidir'' diye konuştu.     TL'NİN DEĞER KAZANMASI Kur konusuna da değinen Özaydınlı, TL'nin uzun süreden beri değer kazanmasının kafalarda soru işaretlerine sebep olduğunu ve ''acaba 2001 yılındakine benzer şekilde ani bir değer kaybı yaşanabilir mi?'' sorusunu gündeme getirdiğini belirtti. Kurda bir artış olacaksa bunun ani hareketlerle değil kademeli olmasının sağlıklı olacağına dikkat çeken Özaydınlı, ''Türk Lirası'nın değerinin sert bir şekilde düşmesi, bizi yeni kriz ortamlarına sürükleyebilir. İşte bu noktada güven unsuru bir kez daha ön plana çıkmaktadır. Eğer kamu maliyesinde programda öngörülenin üzerinde açıkverilmeye başlanırsa kurlardaki hareketlerin de ani olması beklenmelidir. Bu nedenle kamu finansmanına gösterilmesi gereken hassasiyetin bir defa daha altını çizmek istiyorum'' dedi.   Özaydınlı konuşmasında, sağlanan güven ortamı sayesinde sisteme yurtdışı kaynaklı veya yastık altından önemli miktarda para girişi olduğunun anlaşıldığını da kaydetti.    İŞSİZLİK VE SATIN ALMA GÜCÜNÜN DÜŞMESİ ÖNE ÖNEMLİ SORUN Özaydınlı, kriz sonrasında artan işsizlik ve satın alma gücünün düşmesinin ekonomik gündemdeki en önemli sorun olduğunu belirterek, kamu sektörü için emredici, özel sektör için de yol gösterici şekilde 3-5 yıllık planlama anlayışının yeniden canlandırılması, bu kapsamda yatırımlara verilen teşviklerin Batı ülkeleri normlarına getirilmesi gerektiğini söyledi. Özaydınlı, Şubat 2001 krizinden sonra yeniden yapılanma sürecine giren finans sektöründe, batan bankaların devletin üzerine ciddi bir yük getirdiğine dikkat çekerek, şöyle dedi: ''Devlet ve dolayısıyla vergi mükellefleri, adeta bankaların sorumsuzluğunun yükünü taşımakla yükümlü hale gelmiştir. Halbuki bankacılık vatandaş ve banka yönetimi arasındaki güvene dayalı olarak işlemelidir. Devletin güvencesi altında, vatandaşın iyi niyetini kötüye kullanarak bankacılık yapılmasına izin verilmemeli, mevduata sağlanan devlet güvencesi kademeli olarak AB normlarına çekilmelidir.'' "IRAK'A ASKER GÖNDERME DUYGUSALLIĞIN DIŞINA ÇIKILMALI"Dış politika konusunda ülkenin geleceğini ciddi şekilde etkileyecek birçok önemli konunun kamuoyunun gündeminde yer aldığına işaret eden Özaydınlı, Irak'a asker gönderme konusunun halkın hassasiyetle takip ettiği bir konu olduğuna dikkat çekti. Özaydınlı, şöyle konuştu: ''Ancak bu konuda duygusallığın dışına çıkarak ve ulusal çıkarlarımızı düşünerek iyi bir risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Türkiye için uzun vadede en büyük risk, Irak'daki karışıklığın devam etmesi ve ülkenin parçalanmasıdır. Böyle bir durumda ortaya çıkabilecek güvenlik sorunları, sadece Türkiye'yi değil tüm bölge ülkelerini uzun yıllar tehdit eder bir noktaya gelebilir. Türkiye, yakın komşusunda olan olaylara ilgisiz kalarak, olayları başka ülkeleri kullanarak yönlendiremez, çıkarlarını koruyamaz. Bu nedenle, Türkiye'nin kendi çıkarlarını gözeterek hareket etmek zorunluluğu vardır.'' SATIŞLARDA YÜZDE 68 BÜYÜMEBülend Özaydınlı, Koç Topluluğu'nun finansal sonuçları hakkında bilgi verirken de şirketler ve ekonomideki olumlu gelişmelerin Topluluk kombine sonuçlarına da yansıdığını söyledi. Bu yılın ilk 8 ayında Uluslararası Muhasebe Standartları'na göre Koç Topluluğu satışlarının ilk sekiz ayda 9,4 milyar Euro ile geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 68 arttığını bildiren Özaydınlı, ihracatlarının yüzde 43 artışla 2 milyar Euro'ya ulaştığını açıkladı. Özaydınlı, yurtdışı şirketlerinin ciroları da ilave edilirse toplam yurtdışı satışlarının geçen yılın yüzde 42 üzerinde 2,7 milyar Euro olarak gerçekleştiğini bildirdi. Geçen yılın aynı ayında 49 bin 673 olan personel sayılarının ise bu yıl 6 bin 755 kişi artışla 56 bin 428'e çıktığını anlatan Özaydınlı,''Vergi öncesi karımız ise ilk 6 ayda geçen yılın yüzde 413 üzerinde, 402 milyon Euro olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamın yüzde 75'i faaliyet karımızdan oluşmaktadır'' dedi.    Özaydınlı, karlılık verilerini SPK kısıtlamaları nedeniyle halka açık şirketlerin en son veri açıklama dönemi olan 6. aya göre yaptıklarını, ancak sonraki aylar için rakam belirtmese de kardaki artış trendinin sürdüğünü vurguladı. SABANCI HOLDİNG İLE İŞBİRLİĞİ Bülend Özaydınlı, stratejik planlarında öngördüğü hızlı büyüme hedefini gerçekleştirmek için ciddi çaba gösterdiklerini, hedefe ulaşmak için mevcut işlerini geliştirme, bu alanlarda yeni yatırımlar yapmanın yanı sıra, yeni iş alanlarına da girmeyi planladıklarını duyurdu. Bu kapsamda özelleştirme programında önlerine çıkabilecek fırsatları değerlendirmeye aldıklarını anlatan Özaydınlı, şöyle devam etti: ''Hükümetimizin yıllardan beri gerçekleştirilemeyen özelleştirme konusundaki kararlılığı karşısında Türkiye'nin iki büyük özel sektör kuruluşu olan Koç ve Sabancı olarak güçlerimizi birleştirme ve programa destek olma kararı aldık. Bu kapsamda tabii ki Stratejik Planımız doğrultusunda 'tüketiciye en yakın topluluk olma' stratejimize uyan ve bize yeni bir ivme kazandırabilecek projelerle ilgileniyoruz ve Türk Telekom,
Milli Piyango gibi projeleri inceliyoruz. Ancak bu projelere ilgimizin sürmesi için özelleÅŸtirme koÅŸullarının da gerçekçi zemine oturması gerektiÄŸini belirtmek isterim.''MP VE TELEKOM ÖZELLEÅžTÄ°RÄ°LMESİÖzaydınlı, soruları yanıtlarken de Milli Piyango ile ilgilenmelerinin ana nedeninin, stratejik planlarında yer alan tüketiciye yakın olma ilkesinden kaynaklandığını söyledi. Milli Piyango ve Türk Telekom'un özelleÅŸtirilmesinde Sabancı Grubu ile iÅŸbirliÄŸi konusunu, yerli sermayenin bir bütünleÅŸmesi, birbirine destek verici bir çalışma içerisine girmesi ÅŸeklinde algıladıklarını ifade eden Özaydınlı, ''Bu nedenle de iki özelleÅŸtirme olayında birlikte hareket etmeye karar verdik. Umarım ki bu niyetimiz gerçeÄŸe döner. Bundan sonra beraber yapılacak diÄŸer yatırımlara da yol açılmışolur'' diye konuÅŸtu. Özaydınlı, ''Koç-Sabancı iÅŸbirliÄŸinde özelleÅŸtirmede bir milli cephe yaratma kaygısı da var mıydı?'' sorusuna, ''Bir kere milli sermaye olarak baktığımız zaman boyutları itibariyle Türkiye'deki herhangi bir ÅŸirketin tek başına (Ben bu özelleÅŸtirmeye varım) demesi gerçekçi olmaz'' yanıtını verdi. ''Bu yabancılara karşı güç birliÄŸi mi?'' sorusuna da Özaydınlı, ''Bizim beraberliÄŸimiz içerisinde yarın, öbürgün bir de yabancıyı görebilirsiniz, ama hakim ortak konumunda biz olacağız'' karşılığını verdi. Sabancı gibi baÅŸka yerli ortaklıkların da görülüp görülmeyeceÄŸine iliÅŸkin bir soruya, ''Neden olmasın, olabilir'' karşılığını veren Özaydınlı, baÅŸka özelleÅŸtirmelere girip girmeyecekleri yönündeki bir soru üzerine, ''Åžu anda ilgi duyduÄŸumuz 2 tane var. Bunlar Türk Telekom ve Milli Piyango'' dedi. ''GELDİĞİMÄ°Z NOKTADA DEÄžERLER GERÇEKÇİ DEĞİL'' Özaydınlı, özelleÅŸtirmede gerçekçi zeminden neyi kastettiklerinin sorulması üzerine de ÅŸirketlerin deÄŸerlerinin çevresel ve ortam koÅŸullarının deÄŸiÅŸmesiyle deÄŸiÅŸebildiÄŸine iÅŸaret etti. Türk Telekom için bir süre önce 20 milyar dolar civarında deÄŸerlerden söz edildiÄŸini, ancak o günden sonra olayların geliÅŸtiÄŸini dile getiren Özaydınlı, ÅŸunları kaydetti:    ''O tarihlerde bu özelleÅŸtirmeyi Türkiye gerçekleÅŸtirebilirdi, ama gerçekleÅŸtirmedi. Åžimdi geldiÄŸimiz noktada bu deÄŸerler artık Türkiye için geçerli olan deÄŸerler deÄŸildir, gerçekçi deÄŸildir. EÄŸer çıkarsa, Türkiye derse ki (ben ÅŸu ÅŸirketimi bu deÄŸerlerden özelleÅŸtirmek istiyorum) bu zaman kaybıdır. Böyle bir ortamda tabii bizim yer almamız beklenemez.'' Özaydınlı, bir baÅŸka soru üzerine de ''HerÅŸey iyi gidiyor. Biraz da uygulamakta olduÄŸumuz program dışında hareket edelim'' gibi düşüncelere kapılmaktan kaçınılması gerektiÄŸini vurgulayarak, şöyle dedi: ''Bundan kaçınmazsak, ufak tefek düzeltmeler yapmaya çaba gösterirsek, bu ilerideki daha büyük hareketlere iÅŸaret anlamı verecektir ki piyasalara, bu da yine 2001'de karşılaÅŸmış olduÄŸumuz TL'deki ani bir deÄŸiÅŸikliÄŸe neden olabilecek olayları tetikleyebilir.'' ''Bir devalüasyon söz konusu mu?'' sorusunu Özaydınlı, ''Bu koÅŸulları devam ettirebilme becerisini gösterebilirsek, yani ekonomik programı kararlılıkla uygulamaya devam edersek bir devalüasyon olması söz konusu deÄŸil ama devalüasyondan da ciddi oranda bir deÄŸer deÄŸiÅŸimini anlıyorum'' ÅŸeklinde yanıtladı. .        IRAK'A ASKER GÖNDERME Irak'a asker gönderme konusuna iliÅŸkin bir soru üzerine de Özaydınlı, şöyle dedi: ''Bizim düşüncemiz ÅŸudur; Irak Türkiye'nin yakın komÅŸusudur. Siz yakın komÅŸunuzdaki olaylardan doÄŸal olarak etkilenirsiniz ve oradaki geliÅŸmelerde söz sahibi olmak istiyorsanız, bunda da haklısınız. Olaylara hükmetmek veya oradaki olaylara hakim konuma geçmek istiyorsanız, baÅŸka ülkeleri taÅŸeron olarak kullanarak bu çıkarlarınızı saÄŸlamanız mümkün deÄŸildir. Türkiye kendi çıkarlarını gözeterek, baÅŸka ülkeler istiyor diye deÄŸil, kendi çıkarları doÄŸrultusunda ne gerekiyorsa ona göre hareket etmelidir.'' Özaydınlı, bu baÄŸlamda TÃœSÄ°AD ile Koç görüşü arasında bir farklılık olduÄŸunu düşünmediÄŸini vurguladı. ''Ekonomideki iyileÅŸmenin iÅŸletmelere yansıdığını anlıyoruz. Sokaktaki vatandaÅŸ da iyileÅŸmeyi hissetmediÄŸini söylüyor. Bir çeliÅŸki yok mu?'' sorusuna da Özaydınlı, ''Biz üretimimizi kendimize saklamıyoruz. ÃœrettiÄŸimizi satıyoruz. Bu demektir ki vatandaÅŸlarımızın bir kısmı hissediyor'' yanıtını verdi.Â
button