Özal yürüme bandında takım elbiseyle mi yürürdü

Güncelleme Tarihi:

Özal yürüme bandında takım elbiseyle mi yürürdü
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2012 15:02

Bugün bazı internet sitelerinde Ahmet Özal’ın babasının ölümüyle ilgili basın toplantısını okudum. Gazetecilere bir fotoğraf dağıtmış. Fotoğrafta Turgut Özal olduğu iddia edilen birisi, etrafındakilerin yardımı ile yürüyerek hastaneye giriyordu. Fotoğrafı görünce kafam karıştı.

Haberin Devamı

ÖZAL YÜRÜME BANDINDA FENALAŞTI DİYE BİLİYORDUK

BİR; Biz Özal’ın hastaneye ölü intikal ettiğini biliyorduk.

AHMET ÖZAL diyor ki, “Yarım saat önce yürüyerek girdi.”

İKİ; Fotoğrafta yüzü görünmeyen kişi, rahmetli Özal’dan daha az kilolu görünüyor.

ÜÇ; En ilginci de hastaneye giren kişinin üzerinde takım elbise var.

Önce merak ettim.

Biz bugüne kadar Özal’ın koşu  bandında yürürken kriz geçirdiğini biliyorduk.  O nedenle hastaneye takım elbiseyle gelmesi dikkatimi çekti.

Gazeteciler bu soruyu sormadı mı diye merak ettim. Çünkü okuduğum internet haberlerinde bu önemli ayrıntı yoktu.

Çünkü durum böyleyse akla şu soru da geliyordu.

/images/100/0x0/55ea71f5f018fbb8f880685f

Haberin Devamı

Acaba işgüzar birileri kriz geçirdikten sonra ona takım elbise giydirmeye mi uğraştı? Yani vakit mi kaybedildi?

AHMET ÖZAL, “O GÜN SPOR YAPMAMIŞTI” DİYOR

Basın toplantısının tam metnini okuyunca gördüm ki, Ahmet Özal buna da açıklık getirmiş.

Meğer Turgut Bey o gün spor yapmamış. Dolayısıyla yürüme bandında fenalaştı lafı doğru değilmiş.

O günlerde olayı çok iyi takip ettim. Köşk’ten gelen bütün anlatımlar, Özal’ın koşu bandına çıktığı ve orada fenalaştığı biçimindeydi.

Aradan neredeyse 19 yıl geçti. Dün kime sorduysam herkes “Koşu bandında fenalaştı” diye biliyordu.

O nedenle bu iddia bana ilginç geldi.

Özal yürüme bandında fenalaşmadıysa nerede fenalaştı?

Yanında kimse yok muydu?

Bunlar devlet sırrı mıydı ki, bugüne kadar kimse çıkıp ta, koşu bandında fenalaşmadığını söylemedi.

Kafam iyice karıştı…

Biraz geriye dönüp küçük bir araştırma yaptım.

AİLENİN İKİ ÜYESİ O SABAHI ANLATIYOR

Önüme aynı aileden iki farklı anlatım geldi.

Birincisi Semra Özal’ın 12 Kasım 2010 günü  NTV’de Can Dündar’ın programında anlattığı sahne.

Aynen şöyle:

“Spor yapardı sabahları. Fakat o gün İstanbul’a gideceğimiz için, ‘Bugün yürüyüş yapmayacağım. Tekrar duş yapacak kadar vaktim yok, geç kalırız. Konuşarak kahvaltı sofrasına gidiyorduk ve konuşurken birden arkamda düştü.”

Haberin Devamı

 ZEYNEP ÖZAL’IN ANLATTIĞI SAHNEDEKİ İKİ ÖNEMLİ AYRINTI

Aynı sahneyi, kızı Semra Özal da, “Bir kadın birkaç hayat” isimli kitabında Müge Anlı’ya aşağı yukarı aynı ayrıntılarla anlatıyor.

Ama onun anlatımında çok önemli bir ayrıntı var.

“Kahvaltı masasına doğru ilerlerken, yatak odasıyla oturma odası arasında ki spor aletlerinin durduğu bölüme girdi. Yürüme bandına çıkmıştı ki, vazgeçti. Yanına gelen Semra Hanım’a, ‘Yürümeyeceğim.. Terlerim şimdi. Yeniden banyo yapmak istemiyorum’ dedi. Semra Özal kahvaltıyı hazırlamak için dönmüştü ki arkasında bir gümbürtü koptu. Turgut Bey boylu boyunca yerde yatıyordu. Hiç zaman kaybetmeden eğildi, nabzını yokladı. Atmıyordu. “

Haberin Devamı

YÜRÜME BANDINA TAKIM ELBİSEYLE Mİ ÇIKMIŞTI

Buradaki iki önemli ayrıntıyı siz de fark ettiniz her halde.

BİRİNCİSİ; Turgut Bey, duş alıp, traş olduktan sonra yürüme bandına çıkmış.

(*) Bu durumda üzerinde eşofman olması gerekmiyor mu?

(*) Eşofman vardıysa, hastaneye girerken niye üzerinde takım elbise vardı?

(*) Nabzı durduktan sonra üzerine takım elbise mi giydirildi?

İKİNCİSİ; Semra Hanım nabzına bakmış, atmıyormuş.

O zaman da  insanın aklına şu soru geliyor.

(*) Nabzı duran bir insan hastaneye yürüyerek nasıl girer?

SEMRA BANA DAHA HAFİF ELBİSE VER

Araştırmada bir üçüncü anlatım daha buldum.

O da, Semra Özal’ın, 13 Ekim 2010 akşamı Kanal Türk’te yayınlanan “Merkez siyaset” programına telefonla katılarak anlattıkları.

O da aynen şöyle:

Haberin Devamı

“Turgut bey traş oldu duşunu yaptı. Ben kahvaltı hazırlamıştım. Odada beraberdik. Yatak odasıyla bizim oturma odamıza geçerken bir boşluk vardır. Spor bandı orada durur. ‘Ben şimdi duşumu yaptım. Başka vaktim yok. İstanbul’a gideceğiz. Bugün spor yapmayacağım” dedi. Yürüme bandına hiç çıkmadı. Bandın üzerinde her zamanki gibi spor ayakkabıları çoraplarıyla beraber duruyordu. Ayağında terliği vardı. Konuşa konuşa kahvaltı masasına doğru ilerliyorduk. Hatta dönüp bana ‘Dünkü elbisem güzel değildi, bana rahat bir kıyafet ver’ dedi. Ben de ‘Hazırladım merak etme’ dedim. Ben yürüyordum o da arkamdan geliyordu. Hemen arkamdaydı. Bir anda küt diye düştü. “

Haberin Devamı

Semra Özal bir ayrıntı daha veriyor:

“İki yaver iki garson kucaklayıp götürdüler…”

YÜRÜME BANDI ÜZERİNDE AYAKKABI VE ÇORAP VAR PEKİ EŞOFMAN NEREDE

Şimdi bu ayrıntıları alt alta yazalım:

(*) Spor bandının üzerinde ayakkabı ve ayakkabı ve çorap var. Peki eşofman nerede?

(*) Turgut Bey’in üzerinde eşofman olmalı ki, Semra Hanım’dan elbise istiyor.

(*) Yere düştüğünde ayağında terlik var.

Yani onların anlattıkları, Ahmet Özal’ın takım elbiseli, ayakkabılı  yürüyen Özal tezini desteklemiyor.

Nitekim Hürriyet Web’de daha ilk duyduğum an mantığımla sorduğu soru da daha sonra ortaya çıktı.

Peki o zaman fotoğrafta yürüyen kişi kim?

Ahmet Özal, zorlaya zorlaya getirdiği zehirlenme teorisini, kendi basın toplantısı ile çıkmaza soktu.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!