Güncelleme Tarihi:
Merhum 8’inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal’ın babasına yönelik suikast girişimiyle ilgili bazı gazetelere ve televizyon kanallarına yaptığı açıklamaları ihbar kabul eden İstanbul özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali, soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali’ye ifade veren Ahmet Özal, Turgut Özal’a 1988’de düzenelene suikast girişimi ve ölümüne ilişkin bildiklerini, duyduklarını anlatıp, bazı isimleri verdiğini belirterek şikayetçi olmadığını ifade etmişti.
1993 YILI BUGÜN YAŞANAN ERGENEKON DAVALARINDAN YÜZ KAT DAHA ÖNEMLİ BİR DÖNEMDİR
Türiye’nin 1993 yılının incelenmesi gerektiğini savunan Ahmet Özal şunları söylemişti:“1993 yılını sizin gazeteci olarak incelemeniz lazımdır. Sayın rahmetli Uğur Mumcu ile başlayan, Eşref Bitlis’le, rahmetli Özal’la, Adnan Kahveci’nin vefatı ile devam eden, Madımak olayları, 33 erin şehit olması bir dönemin, PKK meselesinin çözümü, Kürt meselesinin çözümü ile ilgili sıcak ortamın başladığı bir dönemin kapanmasıdır. O günden bugüne 17 sene geçti, çok şehitler verdik, olayları çözemedik. O dönemler özellikle Eşref Bitlis paşa ile rahmetli çok uğraşmışlardır, çözüme ulaşmıştı zaten rahmetli. Kesinlikle hepsi birbirine bağlantlıdır. O dönem önemli bir dönemdir, 1993 yılında belki bugün konuşulan Ergenekon davalarından yüz kat daha önemli bir dönemdir. Bunlar hiçbir zaman gizli kalmaz, bunlar muhakkak ortaya çıkar ve Türkiye artık bunları aşıp, artık bu şehitleri vermemesi lazım. O gün bunlar çözlüyor idi. Rahmetlinin de bana söylediği buydu. Hatta kendisini en son Aşkaabat’ta Türkmenistan’da gördüm. O zaman da kendisi döner dönmez bu meseleyi bizzat çözeceğini bana söylemişti. Döndükten sonra zaten Cumartesi günü vefat etti. Suikast girişimine ilişkin bilgilerin açıklanması için babam, ‘15 yıl geçmesi lazım demişti’."
KONGREDE ELİNDEN YARALANAMIŞTI
18 haziran 1988’de Anavatan Partisi’nin olağan genel kongresinde Turgut Özal konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan bir süre sonra Kartal Demirağ, iki kez ateş etmiş, kurşun Özal’ın önünde bulunan mikrofonun ayağından sekip sağ el başparmağını yaralamıştı. Olay sırasında yaralanan Turgut Özal, yaralı halde kürsüden, "Bilhassa belirtmek istiyorum; Allah’ın verdiği canı, O’ndan başka alacak yoktur, biz de O’na teslim olmuşuzdur" demişti.
Ahmet Özal, bazı gazetelere yaptığı açıklamada, babasına 1988’de düzenlenen başarısız suikastın arkasındaki isimlerin çok kısa sürede tespit edildiğini ve bunları kendisine söylediğini anlatarak, "Babam ülke karışmasın diye bu isimleri açıklamadı. Bunlardan biri de MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu’ydu. Bu isimlerin hepsi Emniyet ve MİT’in arşivlerinde var. Arşivler açılsın. Ölümüyle ilgili değil ama eğer arşivler açılırsa babama suikast olayı ile Ergenekon bağlantıları görülecektir. Ölümüyle suikastın birlikte araştırılması gerekir. Çünkü Kartal Demirağ diye bir adam çıkıyor ve 2 sene hapis yiyor, kayboluyor. Babam öldüğü gün Kartal Demirağ gelip dua edip ağladı" demişti.