Güncelleme Tarihi:
Demirel, bir gazetecinin, “Bülent Akarcalı, o dönemde sizin hem Kartal Demirağ hem de Özal’ın öleceğini ima ettiğinizi söylüyor. Ne diyorsunuz” sorusuna da “Bunların hepsi safsatadır” yanıtını verdi.
Demirel, dün Güniz Sokak’taki çalışma ofisinde Uluslararası Nizami Gencevi Merkezi İcra Müdürü Dr. Ruşen Muradov ve Milli Kütüphane Dışilişkiler ve Kültürel Faaliyetler Şubesi Uzmanı Hafize Er’i kabul etti. Muradov, Demirel’e “Nizami Altın Madalyası” takdim etti.
TAHKİKAT KOMİSYONU DEĞİL
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda 28 Şubat Alt Komisyonuna ifade veren bazı isimlerin kendisine yönelik suçlamalarda bulunduğunun sorulması üzerine de Demirel şunları söyledi:
“Ben sorguya çekilmedim, sadece bilgi verdim. Darbe Komisyonu bir sorgu komisyonu değildir. Tahkikat komisyonu şeklini alması halinde Darbe Komisyonu’nun fonksiyonu sıfıra iner. Sayın Deniz Baykal, Sayın Hüsamettin Cindoruk, bir tahkikat komisyonu şeklini aldığı için gelip de bilgi vermediler. Darbe Komisyonu görevini bence çok yaymadan sanki Türkiye’yi kurtarıyormuş gibi bir duruma sokmadan görevini tamamlamalıdır.”
28 ŞUBAT’TA GÖREVİMİ YAPTIM
Demirel, “O dönemle ilgili herhangi bir pişmanlığınız var mı? 28 Şubat’ta sizin askerle işbirliği yaptığınıza dair yorumlar yapılıyor bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusu üzerine de bu yorumların hiçbirine katılmadığını belirterek, şöyle konuştu:
“28 Şubat’ta benim yaptığım her şey anayasaldır, kanunlara uygundur ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temel esaslarını korumaya yöneliktir. Ben görevimi yaptım. Zaten aradan şu kadar zaman geçmiş bu kadar sene geçtikten sonra neyi arıyorsunuz?
Darbe Komisyonu 28 Şubat’tan sonraki hükümetin görevi bırakıp gitmiş olmasının haklılığını, haksızlığını arayamaz. O siyasi bir hadisedir. 3,5 ay sonra meydana geldi. Bana gelince ben cumhurbaşkanıyım. Cumhurbaşkanının daire müdürleri veya birtakım görevlilerle işi olmaz. En son sözü ben söylerim ve o şekilde yorum yapanların hiçbirisiyle aynı fikirde değilim.
İFADEYİ KABUL ETMEM
Eğer Darbe Komisyonu ifade almak istediğini söyleseydi ben kabul etmezdim. Ben devletin işlerini zorlaştırmam, kolaylaştırırım. Bilgi istiyorsanız verdik bilgi ama o kadar çok bilgi alındı ki sağdan soldan bunun içerisinden nasıl çıkılacağını doğrusu ben de merak ediyorum.”
DARBENİN BAŞ MAĞDURUYUM, HESAPLAŞMAMI YAPTIM
12 Eylül Davası’nda Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın ilk kez hakim karşısına çıktığının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
“Ben darbenin mağduruyum, baş mağduruyum aslına bakarsanız. Yalnız ben hesaplaşmamı yaptım. Yedi sene yasaklı durdum, meydan meydan çıktım, mahkemelere gittim hakkımı hukukumu savundum ve netice itibarıyla vatandaşıma gittim, vatandaşım beni suçsuz buldu ki tekrar beni başbakan yaptı, beni cumhurbaşkanı yaptı. Onun için benim mahkemelik bir işim yok. Darbeyi yapanın kim olduğu iddiası çok zor bir iddia. Çünkü onun yanında, arkasında, önünde olanlar vardır. Bir de seçim var. Halk onların yaptığı anayasaya yüzde 92 oy vermiştir. Bütün bunları suçsuz saymak mümkün değildir, eğer darbeyi araştırıyorsanız, darbeyi yapanlarla birlikte ‘yapın’ diyenler, yaptıranlar, yapılmasına yardımcı olanlar, yapılmasında beraber olanların hepsini dikkate almanız lazım. Bunların dikkate alabilmek de fevkalade zordur.”