Güncelleme Tarihi:
KANUN hükmünde kararname (KHK) ile ihraç edildikleri görevlerine dönmek için açlık grevine başlayan ve haklarında ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla dava açılan eğitimciler Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve Acun Karadağ’ın yargılanmasına Sincan Cezaevi Kampusu’ndaki mahkemede dün devam edildi. Ankara Numune Hastanesi’nde bulunan Nuriye Gülmen sağlık sorunları gerekçesiyle duruşmaya getirilmezken, tutuklu sanık öğretmen Semih Özakça tekerlekli sandalyede, bir sağlık görevlisinin eşliğinde
salona geldi. Mahkeme heyeti, dünkü duruşmada, ‘terör örgütü DHKP/C üyeliği’ suçlamasıyla tutuklandıktan sonra itirafçı olan Berk Ercan isimli tanığı SEGBİS sistemiyle dinledi. Tanık Ercan, Gülmen’le bazı örgütsel faaliyetlerde bulunduğunu öne sürerken, Semih Özakça’yı da 2014 yılında İstanbul’da bir parkta gördüğünü iddia etti.
‘İŞİMİZİ VERİN GREV BİTSİN’
Tutuklu sanık Semih Özakça da tanığın kendisini gördüğünü söylediği 2014 yılında askerde olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Tanık olarak konuşan kişiyi tanımam. Ama yaptığı tarihe geçecektir. Kendisini hiç görmedim. Tutuklandığımızda herhangi bir tanık ifadesi yoktu. Bu tanık sonradan bulundu. Biz eğitimciler çocuklarımıza ispiyonculuk yapmayın diye öğretiriz. Ancak bu kişi kendini kurtarmak için yalan söylüyor. Bu kişi bizim gibi ölüme yaklaşan kişilere bile iftira atmaktan çekinmemektedir. Ben eğitimciyim, bana güvenmiyorsunuz da bu itirafçıya neden güveniyorsunuz? Bana güvenebilirsiniz. Cezaevinde tuttuğum ve mektupla dışarıya gönderdiğim günlük, örgütsel delil olarak dava dosyasına gönderildi. Bizler açlık grevinden önce her şeyi yaptık. İşimize dönmek için yargıya başvurduk. OHAL Komisyonu’na başvurduk. Ancak sonuç alamadık. Her şeyi yaptık. Talebimiz çok net; işimizi istiyoruz. İşimizi verin açlık grevi eylemini bitireceğim.”
‘TANIĞIN SÖZLERİ ÇELİŞKİLİ’
Avukat Ömer Faruk Eminağaoğlu ve diğer sanık avukatları yaptıkları savunmalarda tanık olarak dinlenilen kişinin açıklamalarındaki yer ve zaman çelişkisine dikkat çekerek, sözlerine itibar edilmemesi gerektiğini belirtti. Avukatlar, “Kendisini kurtarmak için, iftira atıyor” iddiasında bulundu.
AMBULANSLA ÇIKTI
23 Mayıs’ta tutuklanan Semih Özakça, dün gece tahliyesinin ardından ambulansla Sincan Cezaevi’nden ayrıldı. Özakça, eşi Esra Özakça’yla ambulans dışarı çıkınca buluştu. Esra Özakça, “Polis görüntü verilmesine engel olsa da... İlk buluşma” notuyla Twitter’dan fotoğraflarını paylaştı. Akşam evinden bir video yayınlayan Özakça şunları söyledi: “Hayatta iki tür şey vardır. Birisi değişen şeyler, ikincisi değişecek şeyler. Benim için değişen, tecrit koşulları, tecrit işkencesinden kurtulmak oldu. Ancak hâlâ işimizi istiyoruz, hâlâ ekmeğimizi istiyoruz, hâlâ öğrencilerimizi istiyoruz. Alana kadar istemeye devam edeceğiz. Gönlümüz yüreğimiz, aklımız, fikrimiz her şeyimizle bütün benliğimizle Nuriye hocanın yanında Numune hastanesinde...”
Mahkeme, verdiği uzun aranın ardından 23 Mayıs’tan bu yana tutuklu olan sanık Semih Özakça’nın tahliyesine karar verirken, ev hapsi şeklindeki adli kontrolün uygulanmasına hükmetti. Mahkeme, Nuriye Gülmen için ise mevcut delil durumunu gerekçe göstererek tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma tarihinin 24 Kasım olarak belirlenmesine izleyiciler de avukatlar da “sağlık durumu kritik noktada” diyerek tepki gösterdi ancak sonuç değişmedi.